Benim parafım "internet andıcındaki paraf"

İSTANBUL

"Ergenekon" davasıyla birleştirilen "internet andıcı" dosyasının tutuklu sanığı eski Genelkurmay İstihbarat Başkanı emekli Korgeneral İsmail Hakkı Pekin, esas hakkındaki mütalaaya ilişkin savunmasını yaptı.
İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi'ndeki duruşmanın öğleden sonraki bölümünde Pekin, 6 yıllık süre içerisinde açılan davalarla TSK’da bir tasfiyenin gerçekleştirilmesi ve askeri vesayetin kaldırılmasının, ordunun itibarsızlaştırılarak toplumun baskı altına alınmasının amaçlandığını savundu.
"12 Eylül 1980 ve 28 Şubat 1997’deki müdahalelerle oluşturulan ortamın Türkiye’de yarattığı sosyal yapı, bugün yürütülen davaların açılmasına imkan sağlamıştır" diyen Pekin, açılan davaların ve yapılan psikolojik harekatın ordunun öznel kontrolü olduğunu söyledi.

Dan Brown kurgusu

Yakın tarihte TSK'nın siyasete yaptığı müdahalelerin, onun darbeci, halkına karşı silah doğrultan, PKK terörü konusunda çözümü engelleyen bir yapı olarak gösterilmesini kolaylaştırdığını ifade eden Pekin, TSK’nın illegal faaliyetlere imkan vermediğini, kişisel bazda işlenen birtakım suçların da sistem tarafından tasfiye edildiğini anlattı.

Mütalaayı eleştiren Pekin, "İnsanlara, ağırlaştırılış müebbet gibi çok ağır cezaların istendiği bir yargılamada, Da Vinci Şifresi gibi romanların yazarı Dan Brown'ın kurgusunu beklemesek bile iddia makamının bu konuda daha özenli davranmasını umut ederdik" diye konuştu.

"İnternet andıcına koordine parafı attım"

Hakkındaki suçlamaları reddeden Pekin, "internet andıcı" hakkında da şunları kaydetti:

"Genelkurmay Başkanlığı'nın resmi ve yasal bir evrakı olan andıça koordine parafı attım. Andıcın hazırlanmasında görev almadım. İddia edilen propaganda faaliyetlerini icra ve organize etmedim. Hükümete karşı hiçbir faaliyetim yoktur. Andıçta ne karar, ne de icra makamından biriyim. Bu andıçta beni ilgilendiren tek husus, açık internet sitelerinin izlenmesi sonucu elde edilecek bilgilerin İstihbarat Başkanlığı'nın ilgili birimine gönderilmesidir. Gizli kapaklı bir durum söz konusu değildir. Andıça ve benim İstihbarat Başkanlığı yaptığım dönemde yayın yapan sitelere İstihbarat Başkanlığı'nın bir katkısı söz konusu değildir. Andıçta, planlanan bir faaliyet hakkında sadece bilgi verilmektedir. Yani 'bu açık kaynak siteleri izliyoruz, ihtiyacınız olursa bilginiz olsun' babından bir bilgilendirmedir. Benim koordine parafımın anlamı budur. Askeri ve adli makamların soruşturmasına konu olmuş, kamuoyu gündemine gelmiş bir konuda gayri yasal ve gizli bir faaliyet içine girmek hayatın akışına uygun mudur? O aşamada bir andıçla konu kapatılabilir mi?"

İddia makamı ve Genelkurmay Başkanlığı'nın, sitelerin kurumsal olarak işletildiğini kabul ettiğini belirten Pekin, "Kurumsal bir faaliyetin içinde suç varsa suç ve cezada kişisellik ve hukuki illiyet prensipleri çerçevesinde ortaya konması gerekir. Benim parafım kurumsal bir anlayıştan kaynaklanmaktadır, terör örgütü mensubiyetinden değil" dedi.

"Örgüt üyesi değilim"

Pekin, 10 yıldır faaliyet gösteren sitelerin yayınlarının değil, bunları kapatan andıç belgesinin örgüt üyeliği için esas alındığını ifade ederek, "10 yıldır faaliyet gösteren bu siteler başlangıçtan itibaren örgüt faaliyeti olarak kabul ediliyorsa temadinin içinde rolü olanların sorumluluğu nedir? Andıca hukuki zırh deniliyor. Oysa 10 yıllık yayınların ve varsa suçların basit bir yazıyla yok edilemeyeceği gerçeği ortadadır. Ben ne örgüt üyesiyim, ne de bir suç işledim. Hukuki durumum her yönüyle açıklığa kavuşmuştur. Bundan sonrasını Türk milletine ve Allah'a havale ediyorum" şeklinde konuştu.

Duruşma, 27 Mayıs Pazartesi gününe ertelendi

Mahkeme heyeti, bugünkü oturuma ara vererek, aldıkları ara kararları açıkladı.
Buna göre mahkeme, tutuklu yargılanan İşçi Parti'li sanıklar Mehmet Bedri Gültekin ile Erkan Önsel'in dünkü oturumda sarf ettikleri sözlerden dolayı Silivri Cumhuriyet Başsavcılığı'na suç duyurusunda bulunulmasına karar verdi.

İsmail Hakkı Pekin ile Serdar Öztürk hakkında da duruşma tutanakları yazıldıktan sonra suç duyurusunda bulunulup bulunulmayacağına karar verilmesine hükmeden mahkeme heyeti, duruşmayı 27 Mayıs Pazartesi gününe erteledi.