Afrikalılar rotayı Türkiye'ye çevirdi

İSTANBUL - Gülsüm İncekaya

İstanbul Medeniyet Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi Dekanı ve Afrika Araştırmacıları Derneği (AFAM) Kurucu Başkanı Prof. Dr. Ahmet Kavas, AA muhabirine yaptığı açıklamada, Türkiye ile Senegal arasında 2002 Dünya Kupası'nda oynanan maçın milat olduğunu belirtti.

Kavas, şöyle konuştu:

"1980'lerde Afrika'nın birçok ülkesinden insanlar, iş bulma ve daha iyi bir yaşam kalitesi arayışıyla Avrupa'ya yoğun şekilde göç etmeye başlamışlardı. Ancak gün gittikçe politikalar değişiyor. Avrupa halkı bunlara karşı olumsuz nitelikte davranışlar sergiliyordu. Bu da Afrikalıları başka bir arayışın içine soktu. 2000'lerde başlayan Türkiye'nin hızla kalkınması ve Türkiye-Senegal arasında oynanan 2002 Dünya Kupası maçı, birilerin gözünü açmış olmalı ki birçok Afrikalı, yani Senegalli, o andan itibaren Türkiye diye gelişmiş bir ülke tanıdı."

Öğrenciler mezun olup dönmek istiyor

İstanbul Medeniyet Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi Uluslararası İlişkiler Bölümü Öğretim Üyesi Yrd. Doç. Dr. Muhammed Tandoğan da Türkiye'ye eğitim için gelen Afrikalı öğrencilerin çoğunun hedefinin mezun olduktan sonra ülkelerine dönmek olduğunu söyledi.

Tandoğan, Türkiye'de çalışan, kendi işini kuran ve uluslararası ticaret yapan çok sayıda Afrikalı olduğunu belirterek, şunları kaydetti: 

"Etiyopyalılar ve Somalililer, Türkiye ile kendi ülkeleri arasındaki ilişkilerin gelişmesi için diğer Afrika vatandaşlarından daha fazla çaba gösterenlerdir. Dış ticaretteki katkıları küçümsenmeyecek kadar önemlidir. Bunların çoğu okullarını bitirip yaşamlarını burada sürdürüyorlar. İş adamı, doktor, akademisyen olarak çalışanların sayıları bir hayli fazla. Birçok hastanemizde Afrikalı doktorlara muayene olmak mümkün. Taksim'de kurulan Habeşistan Lokantası da Türklere bu bölgelerin yemek kültürünü tanıtmak açısından çok önemlidir."

Kargo şirketleri bile var

Muhammed Tandoğan, Türkiye'ye gelen Nijerya, Gana, Kongo vatandaşlarının büyük bir kısmının dış ticarete yoğunlaştığını kaydetti.

Türkiye'de yaşayan Afrikalı iş adamlarının, Türk firmalarıyla anlaştıktan sonra kendi memleketlerindeki tüccarlara burada üretilen malları sattıklarını belirten Tandoğan, "Dahası, kendi kargo şirketlerini kurarak işi daha kolay ve daha karlı hale getirdiler. Bunların büyük bir kısmı, Türkiye'de ve oturma izni konusunda zorluk çektiği için kurdukları ticaret şirketlerinin başına ya güvendikleri bir Türk vatandaşını getiriyorlar ya bir Türk sekreteri işe alıyorlar ya da bir Türk ile ortaklık yapıyorlar. Yaptığımız saha çalışmalarında kendi ortaklarını şikayet edene pek rastlanmamıştır." ifadelerini kullandı.

"En büyük sorun Türkçe bilmemek"

AFAM Uzmanı Senegalli akademisyen Mouhamed Gueye ise göçmenlerin en büyük sorununun Türkçe bilmemek olduğunu söyledi.

Gueye, Türkiye'nin Afrikalı göçmenlere Türkçe eğitim vermesiyle birçok sorunun çözüleceğini vurgulayarak, şöyle devam etti:

"Bazı ülkelerin yaptığı gibi Türkiye Cumhuriyeti, buraya resmi ve gayriresmi gelenlere belli bir sürede Türkçe dersi verebilir. Bu, mümkün bir şeydir. Zira bazı belediyeler, futbol için Türkiye'ye gelip kulüp arayanlara ekipman, maç sahaları vesaire sağlıyor kulüp bulana kadar. Bu çabalar Türkçe eğitiminde sarf edilerse Türkler ile Afrikalılar arasındaki büyük görünümlü ama gerçekte küçük anlaşmazlıklar giderilebilir."