ANKARA (AA) - MERVE ÖZLEM ÇAKIR - Limak Yatırım Yönetim Kurulu Başkanı Ebru Özdemir, birçok ilki bünyesinde barındıran 1915 Çanakkale Köprüsü ve Otoyolu Projesi’nde 50 kadın mühendisin de imzasının olduğunu bildirdi.

Türkiye'nin mega projeleri arasında yer alan ve temeli 18 Mart 2017'de atılan '1915 Çanakkale Köprüsü'nün 18 Mart'ta Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan tarafından hizmete sunulması planlanıyor.

Özellikleri itibarıyla 'simgelerin köprüsü' olarak anılan, mühendisliğindeki detaylarla öne çıkan 'dünyanın en uzun orta açıklıklı köprüsü'nün iki ayak aralığı, Türkiye Cumhuriyeti'nin kuruluşunun 100'üncü yılına atıfla 2023 metre olarak tasarlandı.

Projenin öne çıkan detaylarından biri de kadın mühendislerin üstlendiği rol oldu.

Özdemir, AA muhabirine, Daelim-Limak-SK E&C-Yapı Merkezi Ortak Girişimi tarafından yapım ve işletim hakkı alınan projeye ve kadın mühendislerin projedeki rollerine ilişkin değerlendirmede bulundu.

Birçok ilki bünyesinde barındıran projede 50 kadın mühendisin görev aldığını ifade eden Özdemir, bunların hem köprü hem de otoyol tarafında saha mühendisliği dahil çok farklı alanlarda çalıştıklarını söyledi.

Özdemir, kadın mühendislerden 5'inin aynı zamanda 'Türkiye’nin Mühendis Kızları (TMK) Projesi' öğrencisi olduğunu belirterek, 'Mühendislik kariyerlerinin başında, böylesi görkemli ve önemli bir projede yer aldıkları için şanslı olduklarını düşünüyorum. Şimdi bu projede öğrendikleri bilgi ve deneyimi, başka projelere uygulamaları hatta ileriye götürmeleri gerekiyor.' dedi.

TMK Projesi'ne 2015 yılında başladıklarını anımsatan Özdemir, 2016'da bunu Limak Vakfı çatısı altına alarak çalışmalarına devam ettiklerini bildirdi. Özdemir, 2015 yılından bu yana 560 kadın mühendisin program kapsamında desteklendiğini, bu yıl da projeye 150 kadın mühendislik öğrencisiyle devam ettiklerini dile getirdi.

Özdemir, TMK'nin çok geniş bir aile olduğunu anlatarak şöyle konuştu:

'Bu projede sadece öğrenciler yok, paydaş kurumlarımız, bakanlıklarımız, UNDP Türkiye, Wtech Teknolojide Kadın Platformu, Boğaziçi Üniversitesi, Koçluk Derneği var. Mentorlarımızla çalışıyoruz. Mezun olan öğrencilerimizi de bırakmıyoruz, onlarla beraber olmaya devam ediyoruz. Bugüne kadar 142 kadın mühendis programdan mezun oldu. Bunların 107’si profesyonel kariyerlerine ilk adımı attı. Türkiye’nin önde gelen mühendislik şirketlerinde çalışıyorlar. 6 mezunumuz yüksek lisans ya da çift ana dal programlarına devam ediyor. Genel olarak mezunlarımızın çoğunun Türkiye’de kaldığını söylemem mümkün, Sadece 3 mezunumuz Almanya, Makedonya ve Kuveyt’te çalışıyor.'

- 'Onlarca ülkeden gelen mühendislerle bir arada'

Proje kapsamında desteklenen kadın mühendislerin, Türkiye’nin en önemli projelerinden birisinde görev yapmalarının gurur verici olduğunu vurgulayan Özdemir, şu değerlendirmede bulundu:

'Keşke daha fazla kadın mühendisi bu fırsattan yararlandırabilsek diye düşünmedim değil. Özellikle yeni mezun olup, 1915 Çanakkale Köprüsü ve Otoyolu Projesi'nde mühendislik kariyerlerine adım atan genç kadın mühendislerin profesyonel kariyerlerinin hemen başında bir mühendislik harikası projede görev alması çok önemli. Çanakkale Boğazı’na bir köprü inşa edilmesi asırların hayaliydi. Bu hayalin 1915 Çanakkale Projesi ile gerçek olduğuna günbegün şahit olmak beni nasıl heyecanlandırıyor ve gururlandırıyorsa eminim genç kadın mühendisleri de heyecanlandırıyor ve gururlandırıyordur. Düşünsenize, onlarca farklı ülkeden gelen mühendislerle bir aradasınız. Çok farklı öğrenimler ve tecrübeler kazanıyorsunuz. Dolayısıyla projede, şantiyede, sahada öğrenme süreci devam ediyor. Bunu çok değerli buluyorum ama elbette burada öğrenilenleri, birikimleri, tecrübeleri yeni projelerde kullanma ve ileriye götürme zamanı.'

- 'Sadece üniversite eğitimiyle veya stajla sınırlı kalınmamalı'

Özdemir, Kovid-19 salgınıyla iş yapma şekillerinin değiştiğine dikkati çekerek, 'Bir yanda ‘geleceğin mesleklerini’ tartışırken diğer tarafta ‘mesleklerin geleceğini’ de tartışıyoruz. Hele ki pandemi sonrasında bu konu çok daha görünür olmaya başladı. Dünya hızla değişiyor ve bu değişim içinde artık bazı meslekler olmayacak, yepyeni meslekler çıkıyor ve çıkacak.' ifadelerini kullandı.

Otomasyonun hızla ilerlediğine işaret eden Özdemir, şu bilgileri verdi:

'Kimi raporlara göre, 2025 yılında insanın çalışma saati ile makine çalışma saati eşitlenecek, sadece 3 yıl sonra. Peki bizler, küresel olarak ve özel sektör olarak bu değişime hazır mıyız? Hazır olmamız lazım. Hem de bir an önce hazırlanmamız gerektiğini düşünüyorum. Bu hazırlığı yaparken fırsat eşitliği ekseninde bir perspektife sahip olmamız ise şart. Dijital dünya çok genişledi. İnanılmaz fırsatlar ve imkanlar sunuyor. Bu imkanların adil olmayan bir şekilde dağıtılmaması gerektiğine inanıyorum ama bugün geldiğimiz noktaya bakacak olursak, geleceğin mesleği olarak görülen kimi işlerde kadınların küresel temsil oranlarının yine düşük olduğunu gözlemiyoruz. Dünya Ekonomik Forumunun 2021 Cinsiyet Uçurumu Raporu'na göre, 'geleceğin meslekleri' arasında görülen kimi iş kollarında kadın temsil oranları, bulut bilişimde yüzde 14, mühendislikte yüzde 20, veri mühendisliği ve yapay zekada yüzde 32. Bu rakamların hızla artması gerekiyor. Her zaman söylüyorum, yüzde 50 benim için kritik eşik, önce bu eşiği yakalamamız gerekiyor. Sonrasını göreceksiniz, daha hızlı ilerleyecek.'

Özdemir, bu noktada kariyerlerine yeni adım atacak hem kadın hem erkek tüm mühendislere bir çağrıda bulunmak istediğini ifade ederek, 'Dünyadaki trendleri ve gelişmeleri çok yakından takip etmek gerekiyor. Ne oluyor, ne bitiyor, hangi teknolojiler yeni, hangileri eski, bunları iyi bilmek ve öğrenmek gerekiyor. Elbette sonrasında bu alanlara yoğunlaşmak lazım. Burada sadece üniversite eğitimiyle veya stajla da sınırlı kalınmaması gerektiğine inanıyorum. Genç mühendislerin, mühendis adaylarının 'aktif öğrenmeyi' ve 'kendi kendine öğrenmeyi (self-learning)' bilmesi ve uygulaması gerekiyor. Daima merak etmemiz gerekiyor.' dedi.

---