Dolar
41.90
Euro
48.82
Altın
4,249.90
ETH/USDT
3,868.40
BTC/USDT
106,935.00
BIST 100
10,208.76
Kültür, Portre

Yazmaya ve Kudüs'e aşık bir derviş: Nuri Pakdil

Türk edebiyatında hem ürettiği metinler hem de bunların biçimsel formlarıyla edebiyatın sınırlarını zorlayan, "Yazı, doruk noktasına ulaşmış aşktır." diyerek yazmayı hayatının merkezine koyan Nuri Pakdil'in vefatının üzerinden 6 yıl geçti.

Ümit Aksoy  | 17.10.2025 - Güncelleme : 17.10.2025
Yazmaya ve Kudüs'e aşık bir derviş: Nuri Pakdil

İstanbul

Pakdil, hayatı, inanç ve düşünce dünyası, bir protesto olarak oluşturduğu kendine özgü edebiyatı, yerliliğini bozmadan yakaladığı evrenselliği ve bu eksendeki anlayışıyla Türk edebiyatında ve düşünce tarihinde önemli bir iz bıraktı.

Kahramanmaraş'ın Yörükselim Mahallesi'nde, ismi nüfus kayıtlarına "Nureddin Pakdil" olarak kaydedilen usta şair ve yazar, Mehmet Emin Ziyai ile Hatice Vecihe Hanım'ın oğlu olarak 1934'te dünyaya geldi.

Pakdil'in yazıya ilgisi henüz ilkokulda başlarken, ortaokulda tanıştığı "Büyük Doğu" dergisiyle hem düşünce hem de yazı macerası ivme kazandı.

📲 Artık haberler size gelsin
AA'nın WhatsApp kanallarına katılın, önemli gelişmeler cebinize düşsün.

🔹 Gündemdeki gelişmeler, özel haber, analiz, fotoğraf ve videolar için Anadolu Ajansı
🔹 Anlık gelişmeler için AA Canlı

İlk yazıları Maraş'ta çıkan Demokrasiye Hizmet ve Gençlik gazetelerinde yayınlandı

Yazar Pakdil, 1954-1955'te Maraş Lisesinde okurken, birlikte eğitim gördüğü iki arkadaşıyla edebiyat dergisi Hamle'yi çıkardı. Dergi lise sınırlarını aşarak, o dönem Ankara'dan İstanbul'a birçok yazar ve şairin dikkatini çekti.

Üniversite yıllarında Sezai Karakoç ve Necip Fazıl Kısakürek'in de aralarında bulunduğu edebiyatçı ve sanatçı düşünürlerle bir araya gelen usta kalem, İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesinden mezun oldu.

Pakdil'in öğrencisi, yazar Necip Evlice, o döneme ilişkin yaptığı bir tespitte, "Üstat İstanbul'a gittiğinde, üniversite yıllarını yazamadığı yıllar olarak adlandırır. Derslerde öğretilenlerle kendi inandıkları arasında epeyce bir bocalar. Üniversitede okuduğu yıllar 27 Mayıs öncesinde, Türkiye'nin zor, çalkantılı günler geçirdiği dönemlerdir." ifadelerine yer vermişti.

Başarılı edebiyatçı, Kahramanmaraş'ta çıkan Demokrasiye Hizmet ve Gençlik gazetelerinde yazılarını okuyucuyla buluştururken, bir süre Yeni İstiklal gazetesinde sanat sayfalarını düzenledi.

"Otel Gören Defterler", bir inziva ve sorgulamanın ürünü olarak ortaya çıktı

Askerliğini Bitlis'te tamamlayan yazar, 1965'te hukuk müşaviri olarak göreve başladı. Daha sonra Devlet Planlama Teşkilatında çalışan Pakdil, bu görevinden de ayrılarak yazarlığa devam etti.

Hayatı boyunca Büyük Doğu ve Diriliş dergileriyle güçlü bağlar kuran Pakdil, Rasim Özdenören, Erdem Bayazıt ve Akif İnan'ın da aralarında olduğu isimlerle Edebiyat dergisini yayınladı. Usta şairin "Sabır üssü" olarak tanımladığı aylık yayınlanan Edebiyat dergisi, 1969-1984'te okuyucuyla buluştu ve dergi çevresinde çok sayıda şair ve yazar yetişti.

Nuri Pakdil, 1972'de kurduğu Edebiyat Dergisi Yayınları'nda, 1984'e kadar kendisinin yanı sıra diğer yazarların 45 kitabını yayınladı.

"Biat", "Batı Notları", "Bir Yazarın Notları", "Anneler ve Kudüsler", "Klas Duruş", "Edebiyat Kulesi", "Bağlanma" ve "Sükut Suretinde" eserlerini okurun beğenisine sunan yazar, 1988'de döndüğü Devlet Planlama Teşkilatından, 1999'da emekli oldu.

Usta edebiyatçı, 28 Şubat 1997'den itibaren Edebiyat Dergisi Yayınları aracılığıyla yeniden kendi kitaplarını yayınlamaya başladı.

Pakdil'in "Otel Gören Defterler" başlıklı 6 kitaplık deneme serisi 1997'de okuyucuyla buluşmaya başladı. Usta edebiyatçı, seride inzivaya çekilmiş bir yazarın tahlilleri, sorgulamaları ve kendisiyle hesaplaşmasını işledi.

En önem verdiği meselelerden birisi emekti

Batı insanını yeni bir yaklaşım ve söylemle anlattığı, Paris izlenimlerinden oluşan "Batı Notları" eseri büyük ilgi gören Pakdil, kendisini "Ben, antikapitalist, antifaşist, antinazist, antisiyonist, antisosyalist ve en önemlisi de Türkiye özelinde olmak üzere antifiravunist bir bilince ve iradeye sahip devrimci bir yazarım." sözleriyle tanımlıyordu.

Nuri Pakdil, yaptığı açıklamalardan birinde, devrimciliğinin temelini, İslam'a olan sarsılmaz bağlılığının oluşturduğuna dikkati çekerek, İslam dininin kıyamete kadar sürecek sürekli devrim anlayışını öngördüğünü dile getirmişti.

Yeryüzünde zulüm, haksızlık ve adaletsizlik var olduğu sürece bunların kaynağı olan egemen güçlerin yok edilmesi için Müslümanların devrimci mücadelesinin sürmesi gerektiğini savunan şair, insanın yalnızca emeğinin karşılığını yiyebileceğini vurguluyordu.

"Nuri Pakdil'in metinleri, James Joyce ve Marcel Proust'un metinlerine yakındır"

Şiir, günlük, oyun, deneme, mektup türünde birçok eser veren Pakdil ayrıca Arapça ve Fransızcadan çeviriler yaptı. Bazı yazılarında "N. Nuri Pakdil", "Emin Ziyaioğlu", "Emin Nuri Ziyaioğlu", "Ebubekir Sonumut", "Murtaza Tunçgök", "İlyas Tarık", "Hamid Sıla", "Ali İmran", "Yahya Hurşit" müstear isimlerini kullandı.

Usta yazar, yerli düşüncenin egemenliği adına ürettiği özgün eserler, Türk edebiyatına kattığı kelime tercihleriyle dolu estetik anlatım dili ve insanı kalbinden tutmayı öneren değerli fikirlerinden dolayı, 2019 Cumhurbaşkanlığı Kültür ve Sanat Büyük Ödülleri'nde, "Edebiyat" dalında ödüle değer görüldü.

Nuri Pakdil, 2013'te "Kültür ve Turizm Bakanlığı Kültür Sanat Büyük Ödülü"nü, 2014'te ise "Necip Fazıl Saygı Ödülü"nü aldı.

Şair Mürsel Sönmez, bir açıklamasında, Pakdil'in Türk edebiyatındaki önemini şöyle anlatmıştı:

“Yazdığı edebi türler birbiriyle iç içe geçen metinlerdir. Şiirleri, denemeleri, tiyatro oyunları ve çevirileri var. Bütün bu metinler bazen öyle iç içe geçer ki birden şiire ya da denemeye döner. Metinler arası geçişkenlik ve imgesel dili itibarıyla Nuri Pakdil'in metinleri postmodern metinlerin ilk örneklerinden James Joyce ve Marcel Proust'un metinlerine yakındır."

Pakdil, sanatı bir eylem aracı olarak gördü

Ömrünün son yıllarında, 81 yaşındayken şiirler yazdığı Kudüs'e giderek Mescid-i Aksa'da cuma namazı kılan Pakdil, İslam dünyasının Kudüs'e tavrını çok "trajik" bulduğunu belirterek, şunları kaydetmişti:

"İslam dünyasının kurtuluşu ancak ve ancak Türkiye’nin ayağa kalkmasıyla mümkün olacaktır. Ben yeryüzündeki İslami hareketin Türkiye’den başlayacağına inanıyorum. Bu inancı içimde her zaman capcanlı tutuyorum. Türkiye’deki İslami uyanışa büyük önem veriyorum."

Sanatı bir eylem aracı olarak gören usta şair için sanatın ve edebiyatın işlevi tüm sömürülere karşı durmak ve direnişi sağlamaktı. Yazılarının biçimsel tasarımı bağlamında harflerin büyüklüğü gibi unsurları biçimsel bir güç ve yazının imkan ve sınırlarını zorlayan bir üslup olarak kullandı.

Başarılı edebiyatçı, 18 Ekim 2019'da 85 yaşındayken vefat ederek, Taceddin Dergahı'na defnedildi.

Hakkında sempozyum düzenlenen, tez, dergi, kitap ve belgesel çalışmaları yapılan yazarın kaleme aldığı 42 eserden bazıları şöyle:

"Umut" (oyun) 1974, "Harikalar Tablosu" (çeviri) 1974, "Ay Operası" (çeviri) 1975, "Bağlanma" (deneme) 1979, "Put Yapımevleri" (oyun) 1980, "Bir Yazarın Notları-I" (deneme) 1980, "Bir Yazarın Notları-II" (deneme) 1981, "Edebiyat Kulesi" (deneme) 1984, "Derviş Hüneri" (deneme) 1997, "Arap Saati" (deneme) 1997, "Klas Duruş" (deneme) 1997, "Osmanlı Simitçiler Kasidesi" (şiir) 1999, "Bakır Dönemi" (oyun) 2014

Anadolu Ajansı web sitesinde, AA Haber Akış Sistemi (HAS) üzerinden abonelere sunulan haberler, özetlenerek yayımlanmaktadır. Abonelik için lütfen iletişime geçiniz.
İlgili konular
Bu haberi paylaşın