İSTANBUL (AA) - Doğa Koleji Lise Koordinatörü Arzu Uz, Yükseköğretim Kurumları Sınavı (YKS) çalışmaları kapsamında her öğrencinin kendi 'altın saatlerini' keşfetmesi ve en verimli olduğu zamanlarda çalışmasının, başarıyı artıran unsurlar arasında yer aldığını belirtti.

Kolejden yapılan açıklamaya göre, Arzu Uz ve ve Doğa Koleji Lise Rehberlik Bölüm Başkanı Ernur Erian, öğrencilerin akademik başarılarını pekiştirebilmesi ve psikolojik yönden güçlü kalabilmesi amacıyla YKS sınavı öncesi öğrenci ve velilere yönelik stratejiler paylaştı.

Açıklamada görüşlerine yer verilenlerden Uz, sınav öncesi son bir ayda izlenecek yolun belirleyici olabileceğini, Temel Yeterlik Testi (TYT) ve Alan Yeterlik Testleri (AYT) için farklı çalışma metotları uygulanması gerektiğini belirtti.

Uz, 'Bu dönem bilgi yüklemekten çok, bilgiyi doğru ve etkili kullanma dönemi. TYT için hız ve süre yönetimi çalışılmalı, AYT'de ise konular arası geçiş pratiği kazandırılmalı. Bu sayede öğrenciler, sınavın temposuna uyum sağlayabilir. Deneme sınavlarının gerçek sınav saatinde ve kurallarına uygun koşullarda çözülmesi, sınav sabahına zihinsel hazırlık açısından büyük önem taşıyor. Özellikle AYT için branş denemelerine ek olarak karma testlerle sınav bütünlüğüne alışmak, çok faydalı. ' ifadelerini kullandı.

Her öğrencinin kendi 'altın saatlerini' keşfetmesi ve en verimli olduğu zamanlarda çalışmasının, başarıyı artıran unsurlar arasında yer aldığını kaydeden Uz, öğrencilere şu tavsiyelerde bulundu:

'Çalışma düzenini koruyun, ama yüklenmeyin. Günde 6-8 saatlik planlı tekrarlarla ve kısa molalarla dengelenmiş bir çalışma düzeni kurmak, önemli. Denemeleri analiz edin. Netler kadar, yapılan hataların nedenlerini görmek ve onlardan ders çıkarmak esas. Yapabildiklerinize odaklanın. Yeni bilgi yüklemek yerine hakim olunan konularda güven tazelemek, bilinçli tekrar sağlar. Uyku ve beslenme düzenini ihmal etmeyin. Gece çalışmak yerine sabah dinç kalkmak ve dengeli beslenmek, dikkat süresini olumlu etkiler. Sosyal medyaya ara verin. Sürekli karşılaştırma duygusu, morali düşürebilir. Kaygınızı tanıyın, büyütmeyin. Heyecan doğaldır. Onu felaket gibi görmek yerine enerjinizi yönetmenizi sağlayacak bir işaret olarak görün. Kendinize karşı şefkatli olun. Unutmayın, bu süreç sadece bir sınav değil, kişisel bir olgunlaşma yolculuğu.'

Sınav sonrası tercih döneminde ve üniversiteye geçiş sürecinde de öğrencilerinin yanında olduklarını belirten Uz, öğrencilerin akademik başarılarının yanı sıra duygusal gelişimlerini desteklemeye devam edeceklerini ifade etti.

- Başarı tanımı, puan ve sıralamayla sınırlanmamalı

Ernur Erian ise velilerin çocuklarına karşı tutumlarının, sınav sürecinde belirleyici olduğunu aktardı.

Öğrencilerle kurulan iletişimin öneminden bahseden Erian, 'Kaç saat çalıştın?' gibi kaygı uyandıran sorular yerine, 'Nasıl hissediyorsun?', 'Neye ihtiyacın var?' gibi anlayışlı sorular, güven oluşturuyor. Başarı tanımı, yalnızca puan ve sıralamayla sınırlanmamalı. Bu sınav, çocuğun kimliğini değil, yalnızca o günkü hazırlığını ölçer. Bu nedenle, çocuğun kendilik değerini koruması, uzun vadede çok daha kıymetli.' değerlendirmesinde bulundu.

Velilere önerilerde bulunan Evian, şunları kaydetti:

'Soru sormak yerine yanlarında olun. Güven veren bir iletişim dili, öğrencinin duygusal dayanıklılığını güçlendirir. Karşılaştırmalardan uzak durun. Her öğrencinin gelişim ritmi farklı, kıyaslama özgüveni zedeler. Düzenli bir yaşam ritmini destekleyin. Yemek saatleri, sessiz ortam ve uyku düzeni gibi temel destekler, çok değerli. Motivasyon dilinizi yeniden yapılandırın. 'Başarılı olmalısın.' yerine, 'Sana güveniyoruz.' söylemi, öğrenciyi daha sağlıklı motive eder. Koşulsuz sevginizi hissettirin. YKS bir sonuçtur, kimlik değil. Sevginin başarıya bağlı olmadığını göstermek, en büyük destek.'