İSTANBUL (AA) - Vodafone Business, yeni nesil bağlantı çözümleri SD-WAN ve SD-LAN'la akıllı ağ yönetimi vizyonunu somutlaştırarak, şirketlerin dijital dönüşüm hedeflerine ulaşmasını sağlıyor.

Şirketten yapılan açıklamaya göre, Vodafone Business, yeni nesil bağlantı teknolojilerine paralel olarak, geleneksel ağ yönetiminin yanında yazılım tabanlı ağ yönetim sistemleri çözümleriyle şirketlere kesintisiz ağ deneyimi sağlıyor.

İş süreçlerindeki dijitalleşmenin artmasıyla ağ altyapısı, iletişim aracı olmanın ötesinde doğrudan iş sürekliliğini etkileyen stratejik unsur haline geliyor.

Şirket, yeni nesil bağlantı teknolojileriyle birlikte geleneksel ağ yönetimini dönüştürerek, yazılım tabanlı çözümlerle işletmelere dijital altyapılarını daha etkin şekilde yönetme imkanı sunuyor. Bu kapsamdaki SD-WAN ve SD-LAN çözümleri, kurumların karmaşık ağ yapılarında kontrolü basitleştirirken, esnek, ölçeklenebilir ve güvenli bir altyapı inşa etmelerine olanak tanıyor.

Yeni nesil akıllı ağ yönetimi sayesinde işletmeler, artık bağlantı sorunları yerine büyümeye odaklanıyor. Geleneksel yerel ağ (LAN) altyapılarında cihaz kurulumu, konfigürasyon ve güncellemeler genellikle manuel, zaman kaybı yaratan ve hataya açık süreçler oluştururken, şirketin SD-LAN çözümü tabloyu değiştiriyor.

Yerel ağların yönetimini manuel süreçlerden arındırarak müdahalesiz kuruluma imkan tanıyan yapıya dönüştüren SD-LAN çözümü, yeni konum açılışlarında ya da cihaz değişimlerinde devreye alınabiliyor.

Uygulama önceliklendirmesi, segmentasyon ve tüm lokasyonlardaki yerel ağ cihazlarının tek merkezden yönetilebilmesi sayesinde hem performans artışı sağlanıyor hem de kullanıcı, cihaz ve uygulama seviyesinde gelişmiş güvenlik sunuluyor. Donanıma dayalı genişlemeye ihtiyaç duymayan bu yapı ayrıca, ölçeklenebilirliği yazılım üzerinden mümkün kılarak toplam sahip olma maliyetini düşürüyor.

Vodafone Business SD-WAN, çok lokasyonlu yapıya sahip kurumların ağlarını merkezi ve yazılım tabanlı olarak yönetmesine olanak tanıyor.

Ayrıca Vodafone'un Türkiye'de, Türk mühendisler tarafından geliştirilen yapay zeka motoru 'Robin Hood AI' sayesinde trafik optimizasyonu gerçek zamanlı yapılarak uygulama performansı artırılıyor. Proaktif analizlerle olası bağlantı sorunlarını öngören yapı, kritik uygulamalar için otomatik önceliklendirme yaparak iş sürekliliğini güvence altına alıyor.

- 'İş açısından kritik servisleri otomatik olarak önceliklendiriyor'

SD-WAN mimarisi, uçtan uca uygulama görünürlüğü ve trafik sınıflandırma yetenekleriyle iş açısından kritik servisleri otomatik olarak önceliklendiriyor. Bu sayede video konferans, VoIP ve ERP gibi servislerde performans sürekliliği sağlanıyor.

Farklı şehir ve ülkelerdeki şubeler arasında tutarlı ve yüksek kaliteli bir bağlantı deneyimi sunulurken, gelişmiş güvenlik önlemleri sayesinde ofis dışı çalışanlar için güvenli erişim, uçtan uca şifreleme ve ağ segmentasyonu gibi kurumsal IT ihtiyaçlarına bütüncül yanıt veriliyor.

Vodafone Business'ın SD-WAN çözümüne entegre edilen Robin Hood AI, kurumsal ağ yönetimini klasik yaklaşımlardan çıkararak öğrenen, adapte olan ve gerçek zamanlı kararlar verebilen bir yapıya kavuşturuyor.

AI destekli yapı, ağ üzerindeki sınıflara dinamik bant genişliği tahsis ederek anlık kapasite yönetimi sağlıyor. Böylece atıl durumda kalan bant genişliği kritik uygulamalara aktarılırken genel ağ verimliliği maksimize ediliyor.

Robin Hood AI sayesinde işletmeler, çok lokasyonlu ve uluslararası yapılarda dahi bağlantı deneyimi elde ediyor. Manuel yapılandırmaların yerini alan bu otomasyon da zaman kazandırmanın yanı sıra donanıma bağlı yatırım ihtiyacını ortadan kaldırarak yazılım bazlı optimizasyonla maliyetleri kontrol altına alıyor.

Yeni nesil entegre yapay zekalı Robin Hood destekli SD-WAN ve yerel ağ çözümlerini yazılım tabanlı bir yapıya taşıyan SD-LAN'la işletmeler sorunsuz bir altyapıya kavuşuyor.

SD-WAN ve SD-LAN ağ, trafik ve bant genişliği kullanımını sürekli izlerken, atıl kapasiteyi kritik servisler lehine yeniden tahsis ediyor. Böylece şirketler asıl büyüme hedeflerine, inovasyona ve müşteri memnuniyetine odaklanabiliyor. Manuel konfigürasyon ihtiyacının ortadan kalkmasıyla IT ekipleri daha stratejik işlere yönelirken, yazılım temelli yapı ile hızlı ölçeklenebilirliğe erişiliyor.