Gündem

Sıcak hava ve kuraklık Van Gölü'nde buharlaşmayı artırdı

Küresel iklim değişikliğinin etkileriyle artan hava sıcaklığı ve buharlaşma, azalan yağış oranıyla birlikte Van Gölü’ndeki su kaybını da hızlandırdı.

Yılmaz Kazandioğlu, Şener Toktaş  | 18.10.2025 - Güncelleme : 18.10.2025
Sıcak hava ve kuraklık Van Gölü'nde buharlaşmayı artırdı Fotoğraf: Şener Toktaş/AA

Van

Son 55 yılın en sıcak döneminin yaşandığı Türkiye'de, özellikle kapalı havzalarda aşırı sıcaklığın etkisiyle artan buharlaşma ciddi su kaybına yol açtı.

Ülkenin en büyük gölü olan Van Gölü'nde önceki yıllarda 900, 1000 ve 1200 milimetre civarında ölçülen buharlaşma bu yıl aşırı sıcaklıklar nedeniyle 2 bin milimetrenin üstüne çıktı.

Yağışların azalması, kuraklık ve aşırı buharlaşmanın etkisiyle su kaybının yaşandığı Van Gölü'nde, bazı kıyı bölgelerinde metrelerce çekilme yaşandı, birçok noktada mikrobiyolitler su yüzeyine çıktı.

📲 Artık haberler size gelsin
AA'nın WhatsApp kanallarına katılın, önemli gelişmeler cebinize düşsün.

🔹 Gündemdeki gelişmeler, özel haber, analiz, fotoğraf ve videolar için Anadolu Ajansı
🔹 Anlık gelişmeler için AA Canlı

Bitlis'in Tatvan ilçesinde ise yaşanan çekilme sonucu geçmişte su altına kalan yapı kalıntıları ve mezarlar gün yüzüne çıktı, küçük adalar daha da belirginleşti.

Tatvan'a bağlı Abadağ köyünün Beştaş mezrası kıyılarında daha görünür hale gelen yapı kalıntıları ve mezarlar dronla görüntülendi.

"Van Gölü bu süreçten etkilendiği için sürekli alan kaybediyor"

Van Yüzüncü Yıl Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Coğrafya Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Faruk Alaeddinoğlu, akarsuların, yeraltı su kaynaklarının ve düşen yağışların gölü etkilediğini söyledi.

Havzaya düşen yağışta, yağışın şeklinde, yağışın mevsimler arasındaki geçişinde birçok açıdan değişikliğin kayıtlara geçtiğini anlatan Alaeddinoğlu, şunları kaydetti:

"En önemli değişiklik buharlaşmanın şiddetiyle ilgili kaydettiğimiz değişiklik. Havzada geçmişte 900, 1000, 1200 milimetre olan buharlaşma artık 2 bin milimetrelerin çok üstüne çıkmış durumda. Yani düşen yağışın daha fazlası buharlaşarak atmosfere karışıyor. Van Gölü Havzası sulak alanlar açısından çok zengin bir bölge. Dolayısıyla bu zenginlik maalesef küresel iklim değişikliğinin bu sonuçlarından çok daha radikal şekilde etkileniyor. Van Gölü bu süreçten etkilendiği için sürekli alan kaybediyor."

Gölün beslenme kaynağı olan yeraltı sularının gölü yeterince besleyemediğini belirten Alaeddinoğlu, "Düşen yağışların oranında bir azalma var. Kar şeklinde düşen yağışlar artık yağmur şeklinde düşüyor. Yağmur şeklindeki yağışların da artık bütün mevsime yayılarak değil de daha çok sağanaklar şeklinde gerçekleştiğini görüyoruz. Buharlaşmanın şiddetinden daha az yağış göle boşaldığı için maalesef göl alan kaybetmeye devam edecek." diye konuştu.

Alaeddinoğlu, özellikle akarsuların döküldüğü veya sığ olan kıyılardaki çekilmeyi artık kilometrelerle ifade ettiklerini vurguladı.

Çekilmeyle eski medeniyetler tarafından gölün kıyısında inşa edilen yapıların ve limanların su yüzeyine çıktığını ifade eden Alaeddinoğlu, şu değerlendirmelerde bulundu:

"Bilindiği gibi su medeniyettir. Dolayısıyla suyun yarattığı atmosfer insanların kıyılara yerleşmelerini sağlamıştır. Van Gölü de bunlardan birisidir. Geçmişte burada bir medeniyet kurulmuş. Onların gölün kıyısında inşa ettikleri yapılar, limanlar şimdi bu gölün çekilmesi ile su yüzeyine çıkmaya başladı. Dünyanın birçok ülkesinde ya da ülkemizde bunu merak eden insanlar için bir fırsat oluşturuyor. Yani geçmişe yolculuk yapma şansı onlara tanıyor. Bu da turizm açısından düşünülebilir bir durum. Gölün alan kaybı ve yaşanan tahribat çok bariz bir şekilde görülüyor. Bu alan kaybı maalesef devam edecek çünkü iklim değişikliğindeki süreç ısınmanın daha da artarak süreceğine işaret ediyor."

"Kuraklık süreci çok ciddi şekilde devam ediyor"

Bitlis Eren Üniversitesi (BEÜ) Rektörü Prof. Dr. Necmettin Elmastaş ise son yıllarda ülke genelinde şiddetli kuraklığın kendini göstermeye başladığını belirtti.

Van Gölü Havzası'nda birkaç yıldır yağışlarda ciddi bir azalma yaşandığına dikkati çeken Elmastaş, şöyle konuştu:

"Bazı istasyonlarda yıllık yağış ortalamasının neredeyse yarısının aşağısında bir yağış düşmüş durumda. Dolayısıyla kuraklık süreci çok ciddi devam ediyor. Bu kuraklıkla bölgede ciddi bazı sorunlar ortaya çıkmaya başladı. Özellikle su seviyelerinde düşmeler, tatlı su kaynaklarında azalmalar oldu. Van Gölü'nün kıyısında daha önce su altında kalan bazı yapı kalıntıları, iskele ayakları ve bazı iskeleler yüzeye çıkmaya başladı. Özellikle Tatvan ile Ahlat ilçeleri arasındaki kıyılarda geçmişte su altında kalan bazı yerleşim alanlarının da artık gözle görülebilir şekilde yüzeyine çıktığına tanıklık ediyoruz."

Kuraklık devam ederse daha fazla yerleşme alanının gün yüzüne çıkacağını kaydeden Elmastaş, "Gölde su seviyesinin alçalmasıyla bazı kalıntılar ve yerleşme alanları gün yüzüne çıktı. Buralarda tarihçilerin ve ilgili uzmanların araştırma yapması gerekiyor. Tarihi değeri olan alanların tespit edilerek korunması ve turizme kazandırılması önemlidir." dedi.

"Burayı ayrıntılı araştırmaya ihtiyaç var"

BEÜ Fen Edebiyat Fakültesi Tarih Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Mehmet Demirtaş ise Van Gölü'nde belirgin bir çekilme olduğunun altını çizerek, "Şu an bulunduğumuz alan önceden Beştaş köyünün mezarlığı. Burada çok sayıda mezar var. Göl yükselmeden önce burası yerleşim alanıydı. Bu alanın biraz yukarısında köy yerleşimi vardı. Burası Adabağ köyüne bağlı Beştaş mezrasının eski yerleşim yeri. Su yükseldikten sonra mezra yolun üst tarafına taşınmış. Bu alanın koruma altına alınması, korunması ve gelecek nesillere aktarılması gerekiyor. Buranın öneminin tam olarak anlaşılabilmesi için sanat tarihçileri ve arkeologların araştırma yapmasında fayda var." ifadelerini kullandı.

Anadolu Ajansı web sitesinde, AA Haber Akış Sistemi (HAS) üzerinden abonelere sunulan haberler, özetlenerek yayımlanmaktadır. Abonelik için lütfen iletişime geçiniz.