Ekrem İmamoğlu, Necati Özkan ve Merdan Yanardağ hakkında "casusluk" soruşturması
İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı görevinden uzaklaştırılan Ekrem İmamoğlu ve Necati Özkan'ın "casusluk" suçundan başlatılan soruşturmada ifadelerinin alınacağı, Merdan Yanardağ'ın ise aynı soruşturma kapsamında gözaltına alındığı bildirildi.
İstanbul
İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığından yapılan açıklamada, 4 Temmuz'da "casusluk" suçundan tutuklanan ve yabancı ülkeler lehine ajanlık faaliyetlerinde bulunduğu, görüşmelerini gizliliğe riayet etmek amacıyla kriptolu telefonlar üzerinden gerçekleştirdiği, farklı ülkelerde gerçekleşen iç karışıklıkları finanse ettiği tespit edilen şüpheli Hüseyin Gün'e ait dijital materyallerin incelendiği belirtildi.
AA'nın WhatsApp kanallarına katılın, önemli gelişmeler cebinize düşsün.
🔹 Gündemdeki gelişmeler, özel haber, analiz, fotoğraf ve videolar için Anadolu Ajansı
🔹 Anlık gelişmeler için AA Canlı
Açıklamada, söz konusu incelemede, Gün'ün dijital materyallerinde sivil kişilerin ya da şirketlerin temin etmesinin mümkün olmayacağı askeri mühimmat ve silahlara ait fotoğraflara ve İsrail'de askeri ya da siyasi alanda faaliyet gösterdiği anlaşılan İsrail vatandaşlarına ait pasaport fotoğraflarına rastlandığı ifade edildi.
Hüseyin Gün hakkındaki tespitler
FETÖ/PDY silahlı terör örgütü kapsamında adli işlem yapılan kişiler, terör örgütü PKK/KCK kapsamında adli işlem yapılan kişiler ve farklı ülkelerin konsolosluk görevlileri ile çok sayıda iletişim irtibatı tespit edildiği ifade edilen Hüseyin Gün hakkındaki MASAK incelemesinde ise halihazırda ticari işletmesi olmamasına rağmen yüklü miktarda yurt içi-yurt dışı para transferlerinin bulunduğu, hesaplarında 85 milyon liranın nakit olarak çekiminin gerçekleştirildiği ve bu tutarın kullanımına ilişkin herhangi bir alım-satım kaydına rastlanılmadığı kaydedildi.
Açıklamada, el yazısı defter ve belgelerin incelenmesi neticesinde ise şüpheli Gün'e ait olduğu anlaşılan belgeler içerisinde farklı ülkelerde gerçekleşen darbe girişimi, iç karışıklık olaylarıyla ilgili hususlardan bahsedildiği, Türkiye'de görüştüğü kişi veya kurumları günlük olarak not aldığı belirtildi.
Gün'ün, yabancı bir ülke lehine faaliyet gösterdiği anlaşılan istihbarat elemanları ya da siyasi faaliyetlerde bulunan kişilere Türkiye'yle ilgili konularda bilgi aktarımında bulunduğu yönünde içerikler ve terör örgütü FETÖ/PDY'nin üst yönetim kadrosunda bulunan ve sözde İngiltere imamı olarak nitelendirilen Mustafa Özcan ile yüz yüze görüşme gerçekleştirdiği, bu kişiden öneriler aldığına dair notların bulunduğuna dikkat çekilen açıklamada, Orta Doğu ve Afrika ülkeleri ve Türkiye ile ilgili konularda topladığı bilgileri istihbari faaliyet gösterdiği tespit edilen yabancı bir ülkeye mensup şahıslara aktardığı şeklinde tespitlerin bulunduğu vurgulandı.
Açıklamada, şüpheli Hüseyin Gün'ün ticari kimliğini ön planda göstererek, başka ülkelerin menfaatleri doğrultusunda Türkiye ve başka ülkelerde faaliyet gösterdiği, birçok yabancı ülke istihbarat görevlisiyle irtibatının bulunduğu aktarıldı.
Şüpheli Gün'ün yabancı ülkenin istihbarat görevlisi şahısla FETÖ mensuplarının kullandığı ByLock Talk and Chat programının benzeri dışarıdan erişilemeyip üst düzey gizliliğe sahip kriptografik haberleşme programlarından olan "Wickr" programı üzerinden yaptığı yazışmalarda, yabancı ülke istihbarat görevlisinin şüpheliye Türkiye'de önceden görev yapmış iki bakanın da aralarında bulunduğu bir grubun uzaktan ve gizli çekilmiş bir resmini göndermesinin dikkat çekici bulunduğu kaydedildi.
Hüseyin Gün ve Necati Özkan'ın irtibatı
Açıklamada şu ifadelere yer verildi:
"Yine şüphelinin aynı kriptografik haberleşme programı üzerinden Ekrem İmamoğlu çıkar amaçlı suç örgütü yöneticilerinden olan şüpheli Necati Özkan isimli şahısla özet olarak 'dijital istihbarat toplama, İmamoğlu için gerçekleştirilen çalışmalarda dikkat edilmesi gereken hususlar, 70 bin gönüllünün acil aktive edilmesi gerektiği, Murat Ongun'un cep telefonu uzaktan erişimli dinlemeye izin verebilecek casus yazılım ile enfekte olduğunu bu nedenle Murat'ın Ekrem Bey ile yapılacak hassas özel kampanya toplantılarına telefonunu götürmemesinin çok önemli olduğu' şeklinde Necati Özkan’a talimat verir vasıfta görüşmelerin tespit edildiği, şüpheli Hüseyin Gün'ün Ekrem İmamoğlu çıkar amaçlı suç örgütü yöneticilerinden şüpheli Necati Özkan'ın hiyerarşik olarak üstünde, suç örgütü içerisinde yönetici olarak faaliyet gösterdiği anlaşılmıştır."
Açıklamada, Ekrem İmamoğlu suç örgütünün asıl amacının maddi menfaat elde ederek örgüt elebaşı İmamoğlu'nun Cumhurbaşkanlığı adaylığı için fon oluşturmak olduğu, suç örgütü yöneticilerinden şüpheli Hüseyin Gün'ün, şüpheli Özkan ile örgütün bu amacı doğrultusunda 2019 yerel seçim kampanyasında işbirliği yapmak ve özellikle seçmenlere ait gizli bilgilerin sızdırılması suretiyle bu amaç doğrultusunda eylemde bulundukları ifade edildi.
Seçim bölgelerine ilişkin analiz yaparak seçmen profili çıkardıkları ve strateji belirledikleri, bu çalışmayı gerçekleştirirken seçmenlere ait bilgilerin yabancı istihbarat servisleri ile paylaşıldığı, eylemin "casusluk" faaliyeti kapsamında olduğu vurgulanan açıklamada, "Ayrıca şüpheli Hüseyin Gün’ün suç örgütünün kurucusu diğer şüphelilerden Ekrem İmamoğlu’yla irtibatı ve ortak buluşmalarının bulunduğu anlaşılmıştır." tespitine yer verildi.
İmamoğlu'nun "casusluk" suçundan ifadesi alınacak
Açıklamada, soruşturma kapsamında elde edilen delillere göre medya mensubu şüpheli Merdan Yanardağ'ın şüpheli Gün ile "casusluk" faaliyetlerine ilişkin çok sayıda irtibat ve yazışmasının tespit edildiği, bunun tanık beyanı ile de doğrulandığı belirtilerek, şüpheli Yanardağ'ın şüpheli Gün'den menfaat temin etmek suretiyle seçim sürecinin basın ayağını organize ettiği, 2019 yerel seçimlerinde yabancı istihbarat servisleri ile iştirak halinde seçimlerin manipüle edilmesi noktasında faaliyette bulunduğu ve bu şekilde "casusluk" suçunu işlediğinin anlaşıldığı ifade edildi.
Başka suçtan tutuklu şüpheliler İmamoğlu ve Özkan'ın "casusluk" suçundan sorgulanmak üzere bulundukları ceza infaz kurumundan savcılığa getirilmeleri için müzekkere yazıldığı bildirilen açıklamada, şüpheli Yanardağ'ın da aynı suçtan gözaltına alındığı, Yanardağ'ın evinde ve iş yerinde arama işleminin yapıldığı bilgisi verildi.
Açıklamada, soruşturma kapsamında 4 Temmuz'da "casusluk" suçundan tutuklanan şüpheli Hüseyin Gün'ün ise işlemleri yapılmak ve elde edilen yeni delillere göre üzerine atılı "suç örgütü yöneticisi olmak" suçundan sorgulanmak üzere sulh ceza hakimliği kararıyla bulunduğu cezaevinden, İstanbul Emniyet Müdürlüğü'ne getirileceği ifade edilerek, "Cumhuriyet Başsavcılığımızca soruşturma, Milli İstihbarat Teşkilatımız (MİT) ve İstanbul Emniyet Müdürlüğü ile işbirliği içerisinde kararlılıkla ve genişletilerek sürdürülecektir." denildi.
2019 yerel seçimlerinde İstanbul'daki seçmenlerin bilgilerinin yabancı istihbaratla paylaşıldığı iddiası
Öte yandan soruşturmada, 112 Acil Çağrı Merkezince yönlendirilen Ü.D.A. isimli kişinin üvey babası şüpheli Hüseyin Gün hakkında ihbarda bulunduğu öğrenildi.
Söz konusu ihbarda, Ü.D.A, Gün'ün, İsrail, İngiltere ve Amerika Birleşik Devletleri lehine ajanlık faaliyetlerinde bulunduğunu, görüşmelerini gizliliğe riayet etmek amacıyla kriptolu telefonlar üzerinden gerçekleştirdiğini, farklı ülkelerde gerçekleşen iç karışıklıkları finanse ettiğini, Türkiye'de gerçekleştirilen seçimlerde hükümet aleyhine propaganda gerçekleştirmeleri için kişi veya kişilerin finanse edilmesinde aktif rol aldığını iddia etti.
Bunun üzerine beyanı alınmak üzere davet edilen Ü.D.A, şüpheli Hüseyin Gün'e ait dijital materyalleri, kriptolu telefon ve el yazısı dokümanını incelenmek üzere teslim etti.
İddialar üzerine başlatılan soruşturmada, şüpheli Hüseyin Gün'e ait olduğu değerlendirilen dijital materyaller ile HTS kayıtları incelendi.
İncelemelerde, sivil kişilerin ya da şirketlerin temin etmesinin mümkün olmayacağı askeri mühimmat ve silahlara ait fotoğraflara ve İsrail'de askeri ya da siyasi alanda faaliyet gösterdiği değerlendiren İsrail vatandaşlarına ait pasaport fotoğraflarına rastlanıldı.
İncelemelerde, terör örgütleri FETÖ/PDY ile PKK/KCK kapsamında adli işlem yapılan kişilerle iletişim irtibatları bulunduğu anlaşılan Gün'ün, farklı ülkelerin konsolosluk görevlileriyle de çok sayıda iletişim irtibatı tespit edildi.
Soruşturmada, şüpheli Gün'ün MASAK incelemesinde ise halihazırda herhangi bir ticari işletmesi bulunmamasına rağmen yüklü miktarda yurt içi-yurt dışı para transferlerinin olduğu, hesaplarında 85 milyon liranın nakit olarak çekiminin gerçekleştirildiği, bu tutarın kullanımına ilişkin herhangi bir alım-satım kaydına rastlanılmadığı anlaşıldı.
İngiltere lehine faaliyet gösteren istihbaratçılara Türkiye'yle ilgili bilgi aktarıldığı iddiası
El yazısı defter ve belgelerin incelenmesinde ise şüpheli Gün'e ait olduğu değerlendirilen belgelerde, farklı ülkelerde gerçekleşen darbe girişimi, iç karışıklık olaylarıyla alakalı konulardan bahsedildiği belirlenirken, Türkiye'de görüştüğü kişi veya kurumları günlük olarak not alan Gün'ün, İngiltere lehine faaliyet gösterdiği değerlendirilen istihbarat elemanları ya da İngiltere'de siyasi faaliyetlerde bulunan kişilere Türkiye geneli konularda bilgi aktarımında bulunduğu belirlendi.
Soruşturmada, şüpheli Gün'ün Suriye'de meydana gelen savaşla alakalı muhalif grupların siyasi ve maddi olarak desteklenmeleri gerektiği yönünde içerikler olduğu, terör örgütü FETÖ/PDY'nin üst yönetim kadrosunda bulunan ve sözde İngiltere imamı olarak nitelendirilen Mustafa Özcan ile yüz yüze görüşme gerçekleştirdiği, bu kişiden öneriler aldığına dair notların bulunduğu tespit edildi.
Gün'ün Orta Doğu ve Afrika ülkeleri ile Türkiye'yle ilgili konularda topladığı bilgilerin, istihbari faaliyetlerde bulundukları değerlendirilen İngiltere'ye mensup kişilere aktardığı anlaşılan soruşturmada, şüpheli Gün'ün ticari kimliğini ön planda göstererek, başka ülke menfaatleri doğrultusunda Türkiye ve başka ülkelerde faaliyetlerde bulunduğu tespit edildi.
Hüseyin Gün'ün istihbarat alanında çalışan yabancı uyruklu C.P.M. ile irtibatı
Soruşturma kapsamında, şüpheli Gün'ün yakalanmasına yönelik gerçekleştirilen çalışmalarda, üzerinden ele geçen dijital materyallerde yapılan detaylı incelemede, irtibatları arasında yer alan yabancı uyruklu C.M. hakkında Milli İstihbarat Teşkilatı (MİT) tarafından araştırmalar da yapıldı.
MİT'in çalışmalarında, yabancı uyruklu kişinin açık kimlik bilgisinin C.P.M. olduğu belirlenirken, bu kişinin, yabancı ülkede denizcilik teknolojileri ve risk istihbaratı alanında faaliyet yürüten şirketlerde genel müdür, yabancı ülke merkezli olarak risk ve hasar değerlendirmesi alanında faaliyet yürüttüğüne ilişkin bilgiler bulunan bir şirkette danışman unvanlarıyla görevlerde bulunduğu tespit edildi.
Çalışmalarda, C.P.M'nin özel sektöre katılmadan önce 11 yılı aşkın kamu görevi süresince askeri ve istihbarat topluluğunda görev yaptığı, istihbarata karşı koyma, terörle mücadele ve uyuşturucuyla mücadele operasyonlarında yer aldığı, Pakistan, Afganistan ve Kolombiya'daki operasyonları desteklemek amacıyla yabancı bir ülke istihbarat servisi bünyesindeki unsurların yönlendirilmesi ve bilgi toplanması konularını yönettiği belirlendi.
C.P.M'nin 2009'da özel sektöre geçişi sonrasında Olimpiyat Oyunları kapsamında, teknik karşı casusluk faaliyetlerini de içeren, yarı resmi nitelikteki Karşı Düşman Keşif Faaliyeti programının tasarımı ve uygulamasını denetlediği, 2012'den sonra ise hem özel hem de kamu sektöründe, istihbarat ve siber güvenlik odaklı programlarda üst düzey danışman olarak görevlerde bulunduğu belirlendi.
C.P.M. tarafından Hüseyin Gün'e eski bakanların bulunduğu grubun gizli çekilmiş fotoğrafları gönderildi
Şüpheli Gün'e ait dijital materyallerin notlar bölümünde "Adana" başlıklı not içerisinde "kara hücre kodları" alt başlığının bulunduğu, içeriğinde her bir kelime karşılığında bir kişi ya da makamdan bahsedildiği ve kodlamaların yapıldığı anlaşıldı. Kodlamaların mesajlaşma içeriklerinde bulunabileceği şüphesi üzerine yapılan çalışmalarda, Gün'ün C.P.M. ile WhatsApp üzerinden gerçekleştirdiği İngilizce görüşmelerde belirtilen kodlamaları kullandığı belirlendi.
Gün'ün mesaj içeriklerinde C.P.M'nin, "Sana wikr'dan fotoğraf gönderdim" şeklinde yanıt verdiği, C.P.M'nin Gün'e eski Adalet Bakanı Abdülhamit Gül ve eski Ekonomi Bakanı Nihat Zeybekçi'nin de aralarında bulunduğu bir grubun uzaktan ve gizli çekilmiş bir resmini göndererek, "Kuzen solda, üzerimizde helikopter var, daha fazla foto yok çünkü onu az önce korkuttum." mesajını yazdığı tespit edildi.
Soruşturmada, Gün'ün casusluk faaliyetlerinde bulunduğu değerlendirilmesi üzerine yabancı istihbarat servis bağlantılarına ilişkin telefon rehberinde yer alan kişilere yönelik MİT tarafından araştırma yapıldı.
Araştırmada, Gün'ün telefonunda istihbarat alanında görevde bulunmuş çok sayıda kişilere ait numara bulundu.
Bu numaraların ait olduğu kişilerin görevlerinin ise şunlar olduğu belirlendi:
"Terörle Mücadele Bölümü Başkanlığı başta olmak üzere yabancı bir ülke Dış İstihbarat Servisi bünyesinde çeşitli görevlerde bulunmuş M.J.S.A. isimli kişiye ait numara. Yabancı bir ülke Teknik İstihbarat Servisi (GCHQ) bünyesinde yöneticilik yaptığı belirtilen ve Clearwater Dynamics isimli şirketin Teknoloji Direktörü (CTO) olarak görevli C.C.J.S. isimli kişiye ait numara. GCHQ bünyesinde 2011-2014 yıllarında Siber Politika ve Uluslararası İlişkiler Direktörü ve yabancı bir ülke Savunma Bakanlığına bağlı Savunma İstihbaratı Başkan Yardımcısı olarak görev yaptığına ilişkin açık kaynak bilgisi bulunan M.H. isimli şahsa ait numara. Yabancı ülke istihbarat teşkilatı mensubu olduğuna ilişkin bilgilere rastlanan ve Hüseyin Gün tarafından "Eski …. Başkanı R.M'nin çok yakın arkadaşı" şeklinde rehberine kaydedilen D.J.C. isimli şahsa ait numara. Yabancı bir ülke Dışişleri Bakanlığı (FCDO) bünyesinde Savunma ve İstihbarat Genel Direktörü olarak görev yapmış şahsa ait numara. 2000-2003 yıllarında yabancı ülke savunma bakanlığına bağlı savunma istihbaratı başkanlığını yürüten kişiye ait numara başta olmak üzere benzer mahiyetteki birçok kişilere ait numara."
"Gün, iş insanı kisvesi altında istihbarat elemanı olarak faaliyette bulundu" iddiası
Şüpheli Gün'ün iş insanı adı altında istihbarat servisi elemanı olarak faaliyetlerde bulunduğu belirlenen soruşturmada, Gün'ün telefonunun notlar kısmında "Wickr Jupiter1881 sehergul1950" şeklinde kayıtlı not ve farklı sosyal medya ile diğer platformlarla ilgili şifre bölümlerinin içerisinde yer alan bilgilerde benzer nitelikte kullanıcı adı ve şifre kombinasyonları tespit edildi.
Soruşturmada, Gün'ün aynı bölümdeki farklı not içeriğinde "Bluestar81 Necati W Handle" ibarelerinin olduğu, not içerisinde geçen "handle" kelimesinin yapılan açık kaynak araştırmasında sosyal medya tabiri ile "kullanıcı adı-adım" anlamına geldiği, not içerisinde belirtilen "Bluestar81 Necati W Handle" ibarelerinin Necati isimli bir kişi tarafından kullanılan "Bluestar81" rumuzlu bir hesap olduğu anlaşıldı.
"Bluestar81" rumuzlu kişinin tespitine yönelik devam eden araştırmalarda, şüpheli Gün'ün telefon rehberinde yapılan incelemede, Necati isminde 5 farklı kayıt bulunduğu, numaraların ve isimlerin 5 farklı kayıtta da aynı numara ve isim olduğu belirlendi. Kayıtlar içerisinde bulunan bir numaraya yönelik yapılan araştırmalarda, bu hattın İBB'ye yönelik yolsuzluk kapsamında tutuklu bulunan şüpheli Necati Özkan'a ait olduğu tespit edildi.
Şüpheli Hüseyin Gün'ün incelenen WhatsApp'taki konuşmalarında, 08 Ağustos 2019'daki kayıtta "W'ye bak" şeklinde mesaj gönderdiği anlaşıldı. Yapılan çalışmada, "W" olarak tabir edilen ibarenin "Wickr" isimli FETÖ mensupları tarafından kullanılan "Bylock Talk And Chat" tarzı dışarıdan erişilemeyip üst düzey gizliliğe sahip kriptografik haberleşme programlarından olduğu tespit edildi.
Necati Özkan ve Hüseyin Gün'ün mesajları
Soruşturmada, "Bluestar81" rumuzlu kullanıcının Necati Özkan, "Jupiter1881" isimli kullanıcının da şüpheli Hüseyin Gün olduğu tespit edildi.
Şüpheli Gün'ün notlar bölümünde yine "Necati Özkan-Siyasi İletişim Danışmanı ve Kampanya Direktörü, Yavuz Saltık-Özel Kalem Müdürü, Funda Güleç Yalçın-Dijital İletişim Danışmanı" şeklinde kayıtlar bulundu. Notlarda, farklı bir telefondan bir telefon ekranı ve o ekrandaki konuşmaların resminin çekildiği anlaşılırken, "Bluestar81" ve "jupiter1881" kullanıcıları arasında mesaj içeriklerinin de olduğu belirlendi.
Soruşturmada, mesajlaşma içeriklerine yönelik açık kaynak araştırmasında bunların "Wickr" olarak bilinen uygulama üzerinden gerçekleştirilen görüşmeler olduğu anlaşıldı. Görüşme içeriklerinde "dijital istihbarat toplama, İmamoğlu için gerçekleştirilen çalışmalarda dikkat edilmesi gereken hususlar, 70 bin gönüllünün acil aktive edilmesi gerektiği, Murat Ongun'un cep telefonu uzaktan erişimli dinlemeye izin verebilecek casus yazılım ile enfekte olduğu, bu nedenle Murat'ın Ekrem Bey ile yapılacak hassas özel kampanya toplantılarına telefonunu götürmemesinin çok önemli olduğu" konularının yer aldığı belirlendi.
Merdan Yanardağ'ın da Gün ile irtibatı bulundu
Şüpheli Hüseyin Gün'ün, "Ekrem İmamoğlu çıkar amaçlı suç örgütü" yöneticilerinden Necati Özkan'ın hiyerarşik olarak üstünde olduğu ve yönetici olarak örgütte faaliyet gösterdiği belirlenen soruşturmada, "İmamoğlu suç örgütünün asıl amacının maddi menfaat elde ederek örgüt elebaşı İmamoğlu'nun Cumhurbaşkanlığı adaylığı için fon oluşturmak olduğu" tespiti yapıldı.
Soruşturmada, "Örgütün yöneticilerinden şüpheli Hüseyin Gün'ün şüpheli Necati Özkan ile örgütün bu amacı doğrultusunda 2019 Yerel Seçim Kampanyasında işbirliği yapmak ve özellikle seçmenlere ait gizli bilgilerin sızdırılması suretiyle bu amaç doğrultusunda eylemde bulundukları, seçim bölgelerine ilişkin analiz yaparak seçmen profili çıkardıkları ve strateji belirledikleri, bu çalışmayı gerçekleştirirken de seçmenlere ait bilgilerin yabancı istihbarat servisleri ile paylaşıldığı ve eylemin casusluk faaliyeti kapsamında olduğu" değerlendirildi.
Elde edilen delillere göre, şüpheli Merdan Yanardağ'ın Gün ile casusluk faaliyetlerine ilişkin çok sayıda irtibat ve yazışması da tespit edilerek, bunlar tanık beyanlarıyla doğrulandı.
Şüpheli Yanardağ'ın "şüpheli Gün'den menfaat temin etmek suretiyle seçim sürecinin basın ayağını organize ettiği ve 2019 yerel seçimlerinde yabancı istihbarat servisleri ile iştirak halinde seçimlerin manipüle edilmesi noktasında faaliyette bulunduğu ve 'casusluk' suçunu işlediği" değerlendirildi.
TELE1 televizyonunun sahibi olan şirkete TMSF kayyum olarak atandı
Soruşturma kapsamında gözaltına alınan Yanardağ'ın, TELE1 kanalının genel yayın yönetmeni olduğu, söz ve eylemleriyle birçok kez soruşturmaya ilişkin suç işlediği, kanalın fiili kullanıcısı olduğu tespit edildi.
Resmi kayıtlarda ise Yanardağ'ın oğlu Alp Yanardağ'ın şirket sahibi olarak göründüğü, bu suçlarda da TELE1 kanalını kullandığı gerekçesiyle kanalın sahibi olan ABC Radyo Televizyon ve Dijital Yayıncılık AŞ'ye sulh ceza hakimliği kararıyla, TMSF'nin kayyum olarak atanmasına karar verildi.
