Güvenlik ve insani yardım önlemleri altında sabaha karşı başlatılan tahliye operasyonunda, aralarında çok sayıda kadın ve çocuğun bulunduğu 43 aileden oluşan 176 kişi, kamptan ayrıldı.

Aileler, eşyalarıyla birlikte Suriye’nin kuzeybatısında yer alan Bab kentindeki Feyza Stadyumu'na ulaştırıldı.

Burada sağlık kontrolleri yapılan kişilere temel tıbbi hizmetler sağlanarak kimlik bilgileri kaydedilen aile bireyleri, akrabalarına teslim edildi.

İstikrar Destek Birimi yetkilisi Muhammed Kenco, AA muhabirine yaptığı açıklamada, söz konusu gelişmenin Hol Kampı’ndan Suriye’nin kuzeybatısına yapılan ilk tahliye işlemi olduğunu söyledi.

Kenco, ailelerin taşınması için bir konvoy sevk edildiğini ifade ederek, "Ailelerin eşyaları 30 kamyonetle, bireyler ise 4 otobüsle taşındı. Ayrıca sağlık personeli eşliğinde 5 ambulans da tıbbi vakalar için hazır bulundu." dedi.

Destek Birimi’nin çocuklar, kadınlar ve erkeklerin tüm ihtiyaçlarını karşıladığını belirten Kenco, sağlık ekiplerinin gereksinimlerinin de temin edildiğini aktardı.

Kenco, "Bu insanlar burada karşılandıktan sonra yeni yerleşim alanlarına taşınacak ve topluma entegre edilerek yaşamlarını sürdürecekler." diye konuştu.

Daha önce de bazı tahliyelerin yapıldığını ancak bu konvoyun Hol Kampı’ndan Halep'e yönelen ilk organizasyon olduğunu dile getiren Kenco, "İlerleyen dönemde kamptaki diğer ailelerin de tahliye edilmesini umut ediyoruz." şeklinde konuştu.

Hol Kampı

Suriye'de, 2003'te ABD'nin Irak'ı işgaliyle başlayan çatışmalardan kaçanlar için kurulan Hol Kampı, ülkenin doğusundaki Haseke ilinde yer alıyor.

PKK/YPG, bu kampta terör örgütü DEAŞ ile çatışmalardan kaçan sivillerin yanı sıra, teslim olan bazı DEAŞ'lıları ve ailelerini tutuyor.

Birleşmiş Milletler başta olmak üzere birçok uluslararası örgüt, dönem dönem nüfusu on binlere ulaşan Hol Kampı'nda iç güvenliğin sağlanamaması, kadın ve kız çocuklarına yönelik şiddet ve istismarlar ile kötü yaşam şartlarını gündeme taşıdı.

PKK/YPG'nin işgalindeki bölgede kamp içindeki düzene fazlaca müdahil olmadan durumun kötüleşmesine seyirci kalması eleştirilere konu oldu.

Örgüt mensubu olmayan binlerce ailenin yanı sıra, binlerce DEAŞ mensubu ve çocuğunun rehabilitasyon sürecine alınmaması; kampın adeta kendi haline bırakılması ve şartların daha da kötüleşmesinin beklenmesi, buranın varlık gerekçesini sorgulatır hale geldi.

PKK/YPG ise DEAŞ'ı ve silah bırakan unsurlarını kontrol altında tutma bahanesiyle ABD ve Avrupa ülkeleri başta olmak üzere onlarca ülkeyle kamptakilerin durumunu "diplomatik temas" aracı olarak kullandı.

ABD'nin Suriye'deki politikasının ve askeri varlığının sözde temel gerekçesi olan "DEAŞ'la mücadele" kapsamında, Hol Kampı, Batı kamuoyuna "tehlikenin kanıtı" olarak takdim edilmeye devam etti.

Suriye'de Baas rejiminin çökmesinin ardından ise ülkenin toprak bütünlüğü ve egemenliğini yeniden sağlanma çabaları, Hol Kampı'nın statüsünü yeniden gündeme getirdi.

Kampın terör örgütü PKK/YPG'nin kontrolünden çıkmasının ya da önemini kaybetmesinin, özellikle ABD ile ilişkilerine katkı sağlayan 'hapishane hizmeti' ihtiyacını ortadan kaldıracağı yorumları yapılıyor.