Dolar
41.97
Euro
48.75
Altın
4,218.43
ETH/USDT
3,916.10
BTC/USDT
109,304.00
BIST 100
10,453.87
Dünya

Hz. Muhammed’in Rahip Bahira ile karşılaştığı şehir: Busra

Suriye'nin güneyinde, tarih boyunca Mekke'den Şam'a uzanan ticaret yollarının kesiştiği Busra Antik Kenti, zengin tarihi dokusuyla öne çıkarken, Hz. Muhammed'in Rahip Bahira ile karşılaştığı yer olarak da İslam tarihinde özel bir konuma sahip.

Ethem Emre Özcan  | 21.10.2025 - Güncelleme : 21.10.2025
Hz. Muhammed’in Rahip Bahira ile karşılaştığı şehir: Busra Fotoğraf: Bakr Al Kasem/AA

Dera

Ürdün sınırına yakın Dera il merkezine 40, Şam’a ise 140 kilometre uzaklıkta bulunan Busra, Roma’dan Osmanlı’ya uzanan çok katmanlı tarihiyle öne çıkıyor.

AA muhabiri, kentin tarihi arka planını ve önemini, Suriye Turizm Bakanlığı belgeleri ile açık kaynaklarda yer alan bilgilerden derledi.

Kent adının ilk kez Milattan Önce (MÖ) 15. yüzyılda Mısır Firavunu 3. Tutmosis’in şehir listelerinde geçtiği, MÖ 14. yüzyılda ise el-Amarna tabletlerinde "Buzruna" adıyla kayda geçtiği biliniyor.

Roma öncesinde Nabati Krallığı’nın önemli şehirlerinden Busra, Roma döneminde Arabistan eyaletinin başkenti yapıldı.

Bizans döneminde ise büyük bir pazar ve dini merkez konumuna yükseldi.

634 yılında İslam ordularınca fethedilen ilk Bizans şehirlerinden Busra, Emeviler döneminde de önemli bir dini ve kültürel merkez haline geldi.

1980’den bu yana UNESCO Dünya Mirası Listesi’nde yer alan kent, görkemli Roma tiyatrosu ve İslam’ın ilk dönemlerinden kalan eserleriyle dikkati çekiyor.

📲 Artık haberler size gelsin
AA'nın WhatsApp kanallarına katılın, önemli gelişmeler cebinize düşsün.

🔹 Gündemdeki gelişmeler, özel haber, analiz, fotoğraf ve videolar için Anadolu Ajansı
🔹 Anlık gelişmeler için AA Canlı

Mekke'den Şam'a giden kervanların uğrak noktasıydı

Busra, tarih boyunca Mekke'den Şam'a ve oradan Akdeniz limanlarına uzanan ticaret yollarının kesişim noktasında yer aldı.

Deve kervanlarının uğrak durağı olan şehir, Roma'dan Osmanlı'ya kadar bölgesel ticaretin merkezlerinden biri oldu.

Kent, çevredeki geniş tarım bölgelerindeki ürünlerini toplayıp daha büyük merkezlere aktaran ticaret deposu işlevi de gördü.

Hz. Muhammed'in Rahip Bahira ile karşılaştığı yer olarak biliniyor

Busra, İslam tarihinde de özel bir yere sahip. Siyer kaynaklarına göre, Hz. Muhammed peygamber olmadan önce iki defa Busra'ya gitti. 9 veya 12 yaşında iken amcası Ebu Talib ile gittiği ilk seyahati sırasında, Busra'da bir manastırda yaşayan din adamı Rahip Bahira Hz. Muhammed'i gördü ve kendisine peygamber olacağını söyledi. İkinci seyahatini ise 25 yaşında Hz. Hatice'nin kervanını yönetirken yaptı. Bu seyahati sırasında konakladığı yeri fark eden Rahip Nastura Hz. Muhammed hakkında, "Bu ağacın altına peygamberden başkası inmedi." dedi.

AA ekibi, Rahip Bahira'nın adını taşıyan manastırın günümüzdeki son halini görüntüledi.

Yaklaşık 1500 yıl önce inşa edildiği değerlendirilen manastırdan, günümüze yalnızca bazı kalıntılar ulaşabildi. Erken Hristiyanlık dönemine ait olduğu düşünülen yapının taş duvar parçaları, sütun temelleri ve apsis bölümünün izleri halen ayakta duruyor.

Kentte tur rehberliği yapan bölge sakinlerinden Ahmed el-Mikdad, "Burası antik bir kent. Burası Hz. Muhammed'in çocukken Rahip Bahira ile karşılaştığı bölge olarak bilinmektedir. Bahira burada Peygamber Efendimiz ile tanıştı. Busra şehrinde (antik kent ve çevresi) savaş öncesi yaklaşık 40 bin kişi, Antik kentin merkezinde ise sadece 5 bin kişi yaşıyordu. İnsanlar burada yaşıyordu ve önemli turistik bir yerdi. Esed rejimi ve İran destekli milislerin saldırıları sonucu bölge halkının yüzde 99'u göç etti. Manastır saldırılardan zarar gördü." dedi.

Mikdad, ayrıca Rahip Bahira ile Hz. Muhammed'in karşılaşma hikayesine dair bildiği detayları aktararak, bölgenin önemine dikkati çekti.

Devrik Baas rejiminin verdiği zararları onarmadığını dile getiren Mikdad, yeni Suriye yönetiminden bölgenin yeniden restore edilerek, turizme kazandırılmasını istedi.

Mebraku'n-Nâka Camisi bakıma muhtaç durumda

Antik kentin kuzeydoğu mevkisinde bulunan Mebraku'n-Nâka Camisi (Devenin Çöktüğü Yer Camisi), kutsal hatırasıyla öne çıkıyor ve dünya Müslümanları için manevi önem taşıyor.

Ünlü Müslüman seyyah İbn Battuta, "Seyahatname"sinde, Suriye'ye (Şam) gönderilen Kur'an-ı Kerim'in ilk nüshasını taşıyan devenin burada çöktüğünü ve nüshanın burada muhafaza edildiğini belirtiyor. İbn Battuta ayrıca hacıların Şam'dan ayrıldıktan sonra küçük bir şehir olan Busra'ya gittiklerini ve geride kalanların kafileye yetişebilmeleri için orada 4 gün beklemelerinin adet olduğunu ifade ediyor.

Busra'da devenin çöktüğü noktada inşa edilen cami, zamanla bölge halkı için önemli bir ibadet ve ziyaret mekanı haline geldi.

Bugün ayakta olan yapı, hem dini hatırası hem de arkeolojik değeriyle, UNESCO Dünya Mirası Listesi’ndeki Busra’nın dikkati çeken eserlerinden biri olmayı sürdürüyor.

Caminin müezzini Abdullah Nicim, caminin Hz. Muhammed'in devesinin çöktüğü noktada inşa edildiğini belirterek, "Kur'an-ı Kerim taşıyan deve burada çöktü. Deve (korumak için içeri alınan) bu kayanın üzerine çöktü ve sonrasında Şam'a devam etti." dedi.

Tarihi yapının bakıma ihtiyaç duyduğunu kaydeden Nicim, "Cami şu an aydınlatılmaya muhtaç durumda. Bunun için en azından bir güneş paneli olursa camiye gelenler içerde Kur'an-ı Kerim okuyabilir." ifadesini kullandı.

Hicretten sonra da Müslümanların ticaret için Busra'ya gitmeye devam ettiği biliniyor. Nitekim Hz. Ebubekir'in, Hz. Muhammed'in vefatından önce Bedir Savaşı'na iştirak eden iki sahabe ile ticaret için Busra'ya gittiği biliniyor.

Türkiye Diyanet Vakfı (TDV) İslam Ansiklopedisi'nin siyer kaynaklarından aktardığına göre Busra, Halife Hz. Ebubekir'in emri üzerine Halid Bin Velid tarafından kısa süren kuşatmadan sonra 634 yılı başlarında barış yoluyla alındı. Emeviler zamanında Şam'ın başkent olmasıyla Busra'nın önemi azalmaya başladı ve bu durum Abbasiler döneminde de devam etti.

Busra, Osmanlı Devleti'nin hakimiyetine geçtiğinde Yavuz Sultan Selim, Müzeyrib’de kale yaptırarak bölgenin idari merkezini oraya nakletti.

Osmanlı döneminde Busra, Şam vilayetine bağlı Havran sancağına dahil birkaç yüz hanelik, Eski Şam adıyla bilinen ve beylerbeyine belli bir miktar vergi veren köy haline geldi. Evliya Çelebi yazılarında Busra'nın 300 haneli ve camili mâmur bir köy olduğunu söylüyor. Anadolu’da yaşayan bazı Türkmen aşiretleri kışı geçirmek üzere Busra'ya geliyorlar ve baharda tekrar yerlerine dönüyorlardı. Busra'da, sahabe Mikdad bin Esved'in soyundan gelen ve kendilerine Mikdadiyye denilen büyük bir aile yaşıyordu. Bu ailenin Osmanlı Devleti ve özellikle II. Abdülhamid nezdindeki itibarı sebebiyle Hicaz demir yolu inşa edilirken Müzeyrib-Busra arası tâli hatla uzatıldı.

Zamanda yolculuk sunuyor

Tarih boyunca Akad, Amori, Kenan, Arami halklarının yanı sıra Roma ve Bizans gibi büyük uygarlıkların etkisi altında kalan Busra'daki tarihi yapılar, ziyaretçilerine adeta zamanda yolculuk imkanı sunuyor.

Bölgede Roma Tiyatrosu (antik tiyatro), Busra Kalesi, Serir Bint el-Melik Tapınağı, Zafer Kemeri, El-Hawa ve El-Nabati kapıları gibi öne çıkan tarihi yapılar yer almaktadır.

Busra'nın simge yapılarından Roma Tiyatrosu, İmparator Trajan döneminde 2. yüzyılda inşa ettirildi. 15 bin kişilik kapasitesi ve bazalt taş işçiliğiyle bölgenin en görkemli yapısı olmayı sürdürüyor.

7. yüzyıldan itibaren tiyatronun çevresine kalın sur duvarları, kuleler ve burçlar eklenerek kaleye dönüştürüldü. Yapı haçlı seferleri sırasında savunma amaçlı kullanıldı.

Dünyada tamamen sağlam kalmış nadir Roma antik tiyatrolarından biri sayılan yapıyı çevreleyen surlar ve kuleler hala görülebiliyor.

Suriye'deki iç savaşta antik kentteki birçok tarihi yapı devrik rejim güçlerinin saldırıları sonucu zarar gördü.

Turizmin yeniden canlanması durumunda Busra, yeniden turizm merkezlerinden biri olabilir.

Esed rejimi karşıtı gösterilerin kalesi oldu, saldırılardan zarar gördü

Busra, Mart 2011'de ülkenin güneyinde başlayan rejim karşıtı barışçıl halk gösterilerin önemli duraklarından biriydi. İç savaş yıllarında her cuma namazı sonrası binlerce kişi burada gösterilere katılarak seslerini duyurmaya çalıştı.

Rejim güçleri güneyde kontrolü kaybetmeye başlayınca bölgeyi havadan ve karadan hedef almaya başladı.

Devrik Esed rejimi güçleri, Busra Tiyatrosu'nu bölge halkına saldırılarında askeri nokta olarak kullandı.

Bölgede saldırılara maruz kalan tarihi yapılar ve boşaltılan tarihi evlerin son durumunu AA ekibi dronla görüntüledi.

Anadolu Ajansı web sitesinde, AA Haber Akış Sistemi (HAS) üzerinden abonelere sunulan haberler, özetlenerek yayımlanmaktadır. Abonelik için lütfen iletişime geçiniz.
İlgili konular
Bu haberi paylaşın