Dolar
41.98
Euro
48.90
Altın
4,090.83
ETH/USDT
3,972.20
BTC/USDT
111,440.00
BIST 100
10,987.58
Dünya, İsrail’in Gazze saldırıları

"Gazze Mahkemesi: Nihai Oturum" programının ikinci günü başladı

İsrail'in Gazze'de işlediği savaş suçlarını araştırmak üzere kurulan küresel ve bağımsız girişim "Gazze Mahkemesi"nin nihai kararını açıklayacağı "Gazze Mahkemesi: Nihai Oturum" programının ikinci günü başladı.

Şaduman Türkay  | 24.10.2025 - Güncelleme : 24.10.2025
"Gazze Mahkemesi: Nihai Oturum" programının ikinci günü başladı Fotoğraf: Muhammed Enes Yıldırım/AA

İstanbul

İstanbul Üniversitesi Prof. Dr. Cemil Bilsel Konferans Salonu'nda düzenlenen program, bazı akademisyenler, insan hakları savunucuları, medya temsilcileri ve sivil toplum kuruluşu üyelerinin katılımıyla sürüyor.

İsrail'in yol açtığı açlık, ekolojik kırım ve konutların yıkımı ele alındı

İsrail'in Gazze'de işlediği savaş suçlarını araştırmak üzere kurulan küresel ve bağımsız girişim olan "Gazze Mahkemesi"nin nihai oturumunun ikinci gününde, İsrail'in "aç bırakma, ekolojik kırım ve konutların yıkımı suçları" ele alındı.

Eski Birleşmiş Milletler (BM) Filistin Raportörü Prof. Dr. Richard Falk başkanlığında, İstanbul Üniversitesi Prof. Dr. Cemil Birsel Konferans Salonu’nda düzenlenen "Gazze Mahkemesi: Nihai Oturum"un ikinci gününde "Suçlar" başlıklı oturum gerçekleştirildi. Bu oturumda, İsrail'in "aç bırakma, ekolojik kırım ve ev yıkımı suçları" değerlendirildi.

Oturum, üç ana başlıkta yapıldı. "Aç bırakma" konusundaki konuşmalar, eski BM Yakın Doğu'daki Filistinli Mültecilere Yardım ve Bayındırlık Ajansı (UNRWA) Direktörü ve Gazze Aşevi'nin kurucusu Hani Almadhoun ile eski BM Gıda Hakkı Özel Raportörü Hilal Elver tarafından yapıldı.

📲 Artık haberler size gelsin
AA'nın WhatsApp kanallarına katılın, önemli gelişmeler cebinize düşsün.

🔹 Gündemdeki gelişmeler, özel haber, analiz, fotoğraf ve videolar için Anadolu Ajansı
🔹 Anlık gelişmeler için AA Canlı

"Ekolojik kırım" başlığında, Bethlehem Üniversitesi'nden Prof. Dr. Mazin Qumsiyeh ve Liverpool Üniversitesi'nden Prof. David Whyte değerlendirmelerde bulundu. "Ev yıkımı" konusuna ise Filistinli gazeteci Mohamed Al Helou ve BM Konut Hakkı Özel Raportörü Balakrishnan Rajagopal değindi.

Ardından, Gazze’deki açlık, ekolojik yıkım ve evlerin yıkımıyla karşı karşıya kalan kişilerin yaşadıklarına şahit olan görgü tanıklarının ifadeleri dinlendi.

"Aç bırakma"

Gazze Aşevi'nin kurucusu Almadhoun "Aç Bırakma ve Tasarlanmış Kıtlık: Engellenen Yardımlar ve Gazze'yi Besleme Mücadelesi" isimli çevrim içi bir sunum yaptı.

Almadhoun, 9 Ekim 2023 itibariyle İsrail'in Gazze Şeridi'ne gıda, ilaç ve diğer temel ihtiyaçların girişini büyük ölçüde engellediğini belirterek, "Son iki yılda bir miktar asgari yardıma izin verildi ancak bu yardımlar, Filistinlilerin hayatta kalması için asla yeterli olmadı." dedi.

Zaman zaman yağan yağmurlar aracılığıyla yetişen bitkilerden yapılan çeşitli yiyeceklerle halkın çok az bir kısmına ancak gıda sağlayabildiklerini aktaran Almadhoun, "Anneler ve büyükanneler sokaklarda yere yığılıyor. Özellikle geçen yaz ve bu yaz da Gazze'de birçok kıtlık dalgası yaşandı." ifadelerini kullandı.

Almadhoun, İsrail'in ateşkes anlaşmaları sonrası bile Gazze'ye yeterli insani yardımın ulaştırılmasını engellediğini belirterek, insanlığa ve uluslararası camiaya İsrail'in Gazze'yi bile isteye aç bıraktığı gerçeğini kabul ederek, bunu yayması çağrısında bulundu.

Eski BM Gıda Hakkı Özel Raportörü Elver ise "kıtlık ilanı ve insani yardımın silah haline getirilmesi" konusunda yaptığı konuşmasında, uzun süre BM adına raporlar tuttuğunu, dünyada insan hakları üzerine araştırmalar yaptığını, birçok çatışma bölgesi gördüğünü vurguladı.

Elver, Gazze nüfusunun yüzde 91'inin gıda güvensizliği yaşadığını ve on binlerce insanın kıtlığa maruz kaldığını söyleyerek, şunları kaydetti:

"İsrail gıda kuyruğunda olan kişileri öldürdü. Kıtlık başlamıştı. 2025'te kıtlık artmıştı, sistem çökmüştü. 2 binden fazla kişi yardım beklerken hayatını kaybetti. Temmuz'da Gazzeliler günlerce yemek yiyemeyecek hale geldi. Devasa süreli bir kıtlık. İnsani yardım silahlandırıldı. Çocuklar, herkes öldü. Uluslararası sistemler iş beceremedi. Gazze’nin büyük çaplı insani yardıma ihtiyacı var. Kasten yapılan kıtlık suçu asla unutulmamalı, normalleştirilmemeli ve affedilmemeli."

Hossam Shabat, Tevfik Al-Hams, Hadeel Alharazin, Sundus Zaqout, Mahmoud Muin Ayyash, Laith Arafat, Rola Darwish, Usama Abo Safer ise "açlık" suçunun görgü tanıkları olarak konuştu.

"Ekolojik Kırım"

"Ekolojik kırımın boyutları" başlığı altında Bethlehem Üniversitesinden Prof. Dr. Qumsiyeh, "Gazze Şeridi'nde Son İki Yılda Soykırımla Birlikte Yaşanan Ekolojik Katliamın Boyutu" sunumunu çevrim içi katılarak yaptı.

Qumsiyeh, soykırım ifadesinden yalnızca insanların değil, hayvanların ve doğanın da katledilmesinin göz önüne alınması gerektiğini dile getirdi.

İsrail'in milyonlarca ağacı kökünden sökerek bölgedeki doğal ekosisteme uzun süredir büyük zarar verdiğini kaydeden Qumsiyeh, "Bu çevresel yıkım, 'ekolojik Nekbe' olarak adlandırabileceğimiz bir sürece dönüştü ve 7 Ekim 2023'ten bu yana daha da hızlandı." dedi.

Qumsiyeh, İsrail'in Gazze'deki nadir ve nesli tükenmekte olan birçok türün doğal yaşam alanlarını tahrip ettiğini, beyaz fosfor ve radyoaktif madde içeren mühimmat gibi çevreye zararlı silahları kullandığını belirtti.

Gazze'de açlık, hızla yayılan hastalıklar, kanalizasyon sorunları, fare ve diğer hayvanlar aracılığıyla bulaşan parazitlerin halk sağlığı için ciddi bir tehdit haline geldiğini kaydeden Qumsiyeh, "Önümüzdeki 10 yıl içinde Gazze'deki çevre felaketinden ölenlerin sayısının, bombalamalarda ölenlerin sayısından daha fazla olacağını tahmin ediyorum." şeklinde konuştu.

Liverpool Üniversitesi'nden Prof. Whyte da "Ekolojik Katliam ve Soykırımla Olan Bağlantıları" başlıklı çevrim içi sunum yaptı.

Whyte, tarım ve içme suyu da dahil olmak üzere toprak, su, hava ve biyolojik çeşitliliğin tamamına yönelik saldırıların İsrail'in askeri stratejisinin bilinçli bir parçası olduğunu vurguladı.

Gazze'deki tarım arazilerinin tahribinin, balıkçılık alanlarının ve balık tutma kapasitesinin hedef alınmasının da Gazze'yi yaşanmaz hale getirmeye yönelik sürekli ve kasıtlı bir girişim olduğunu belirten Whyte, şunları kaydetti:

"Gazze'ye yapılan saldırı başlı başına bir petrol savaşı olarak tanımlanamaz. Ancak İsrail savaş makinesinin ayakta kalmasının tek sebebi Orta Doğu'da petrol bulunmasıdır. Dolayısıyla Gazze'ye yapılan saldırı, jeopolitik ve özellikle petrol, doğalgaz ve petrol ürünleri çıkarlarıyla ayrılmaz bir şekilde bağlantılıdır."

Whyte, Gazze'ye atılan mühimmatın büyük bir kısmının "henüz patlamadığını" hatırlatarak, bu durumun enkazların kaldırılma aşamasında tehlike oluşturacağına işaret etti.

İsrailli askerlere, tüm yerleşim bölgeleri, kamu binaları, eğitim kurumları, camiler ve mezarlıklar da dahil olmak üzere her şeyi kasıtlı ve sistematik bir şekilde yok etme emri verildiğini aktaran Whyte, Gazze'deki bombardımanların çevreye büyük zarar verdiğini söyledi.

Whyte, bölgedeki ağaçların yüzde 97'sinin, seralar dahil hasat yapılan ürünlerin yüzde 82'sinin, çalılarla kaplı alanların yüzde 95'inin ve otlakların yüzde 89'unun tahrip olduğunu kaydetti.

Bu konuda görgü tanıkları Ahmad Jabr Baraka, Laith Arafa ve Nabeel Jumah da ifade verdi.

"Konutların Yıkımı"

"Konutların yıkımı" başlığı altında ise Filistinli gazeteci Al Helou "Evler Hedef Olduğunda: Gazze'den Bir Tanıklık" başlıklı çevrim içi bir sunum yaptı.

Al Helou, İsrail'in Gazze'deki soykırımı başlamadan önce bir gazetecilik öğrencisi olduğunu ifade ederek, İsrail'in katliamından kurtulmayı başaran "şanslı" bir gazeteci olduğunu söyledi.

Eskiden ailesi ve arkadaşları ile birlikte gezdiği sokak ve restoranların soykırımdan önce ve soykırım sonrası yerle bir olmuş görüntülerini paylaşan Al Helou, şu anda bütün sokakların tamamen yok olduğunu, çoğu restoran sahibinin ise yaşamını yitirdiğini ifade etti.

BM Konut Hakkı Özel Raportörü Rajagopal "Gazze'nin yıkımından sorumlu tutulmak ve hesap vermek için yaşam yıkımının tanınması" konusunda konuştu.

Rajagopal, Gazze'ye ateşkes sonucu dönen kişilerin evlerini yeniden bulamadıklarını çünkü İsrail bombardımanları sonucu yerleşim yerlerinin yıkıldığını belirterek, Tel Aviv yönetiminin Gazze'deki altyapıyı yok ederek yaşam alanlarını tahrip ettiğini ifade etti.

Evlerin ve yaşam alanlarının yok edilmesinin psikolojik ve kültürel etkilerinin olduğunu hatırlatan Rajagopal, "Konutların ve mahallelerin kitlesel yıkımı, toplumsal yaşamın, yani somut olmayan bir mirasın parçalanmasına ve derin kültürel kayıplara yol açar. Ayrıca, özellikle bebekler, küçük çocuklar, yaşlılar ve engelli bireyler için rüzgara, soğuğa ve sıcağa karşı güvenli ve emniyetli bir yerin kaybının insani etkileri söz konusu." değerlendirmesinde bulundu.

Rajagopal, İsrail'in haksız eylemlerinden sorumlu olduğuna ve tüm hakların iadesi için tazminat sağlaması gerektiğine dikkati çekerek, Gazze Mahkemesi'nin bu arayışta önemli bir dönüm noktası olduğuna işaret etti.

Mevcut ateşkese rağmen yaklaşık 2 milyon insanın, acil barınma ihtiyacı bulunduğunu belirten Rajagopal, bunun nedeninin ise kışın yaklaşması ve bölgede çok sayıda enkazın bulunması nedeniyle hijyen sorunlarının artması olduğunu bildirdi.

Bethlehem Üniversitesinden Prof. Dr. Mazin Qumsiyeh, "Ekositin Boyutları" başlığı altında "Gazze Şeridi'nde Son İki Yılda Yaşanan Soykırımla Birlikte Yaşanan Ekolojik Katliamın Boyutu", Filistinli gazeteci Mohamed Al Helou "Ev Yıkımı" başlığı altında "Evler Hedef Olduğunda: Gazze'den Bir Tanıklık" başlıklı sunumu çevrim içi yapacak.

BM Konut Hakkı Özel Raportörü Balakrishnan Rajagopal "Gazze'nin Yıkımından Sorumlu Tutulmak ve Hesap Vermek İçin Yaşam Yıkımının Tanınması", yazar ve akademisyen Shourideh C. Molavi "Evsizleştirme-İsrail'in Gazze'deki Filistinli Evlerini Sistematik Olarak Hedef Alması" başlıklı konuşma gerçekleştirecek.

"Sivillerin ve Sivil Altyapının Hedef Alınması" oturumunda ise özellikle sağlık sistemleri ele alınacak.

Oturumda, Dr. Javid Abulmoneim "Sivillere Kasıtlı Olarak Verilen Toplu Zarar, Sağlık Sisteminin Yıkılması, Savaş Silahı Olarak Gıda: Gazze'deki Soykırıma Tanıklık Etmek", Dr. Taner Kamacı "Gazze Sağlık Sisteminde Soykırım İzleri"; Dr. Ghassan Abu Sittah "Savaşın Biyosferi: Soykırım Makinesi Yaratmak", Dr. Mads Gilbert "İsrail'in Filistin Sağlık Hizmetlerine Ve Personeline Yönelik Sistematik Saldırıları ve Halk Sağlığı İçin Gerekli Ön Koşulların Yok Edilmesine Dair Kanıtlar", Gwyn Daniel "İyileşmeden Hayatta Kalmaya: Soykırım Ortamında Gazze'nin Ruh Sağlığı Krizi" konulu sunumlarını yapacak.

"Suçlar" başlığı altındaki oturumda ise "sivillere, gazetecilere ve eğitim sistemine karşı suçlar" ele alınacak.

Filistinli gazeteci Abubaker Abed "Gazze'den Filistinli Bir Gazetecinin Tanıklığı" konulu, Kudüs Üniversitesi İnsan Hakları Kliniği Direktörü Dr. Munir Nusseibeh ise "Gazetecileri Ortadan Kaldırmak: Bir Soykırım Stratejisi Olarak Gazze'deki Gazetecilere Yönelik Sistematik Saldırılar" başlıklı sunumları yapacak.

İngiltere'de iktidardaki İşçi Partisi'nin eski lideri ve bağımsız milletvekili Jeremy Corbyn'in çevrim içi katılımıyla "İngiltere'nin Suç Ortaklığı" oturumu da düzenlenecek, Scholasticide (Okul Katliamı) başlığı altında konuşmalar yapılacak.

Programda, "Echoes of a Lost Gaza", "Witness", The Silencing of Anas al-Sharif", "How Israel is Weaponising Water in Gaza" ve "Starving Gaza" isimli belgeseller de gösterilecek.

Anadolu Ajansı web sitesinde, AA Haber Akış Sistemi (HAS) üzerinden abonelere sunulan haberler, özetlenerek yayımlanmaktadır. Abonelik için lütfen iletişime geçiniz.