Dolar
42.72
Euro
50.10
Altın
4,318.98
ETH/USDT
2,933.00
BTC/USDT
87,106.00
BIST 100
11,277.80
Dünya

Avrupa'da aşırı sağın göçmen algısı siyaseti dönüştürüyor

Uzmanlar, göçmen sayılarında azalma olmasına rağmen göç karşıtı söylemin yaygınlaşmasının Avrupa'daki merkez ve sol partileri de etkilediğini, entegrasyon politikalarının gerilediğini ve AB'nin kurucu değerlerinden uzaklaştığını belirtiyor.

Selman Aksünger  | 17.12.2025 - Güncelleme : 17.12.2025
Avrupa'da aşırı sağın göçmen algısı siyaseti dönüştürüyor

Amsterdam

Birleşmiş Milletler (BM) tarafından ilan edilen "18 Aralık Uluslararası Göçmenler Günü" dolayısıyla Göç Politikaları Enstitüsünden (MPI Europe) Jasmijn Slootjes, Avrupa Politikaları Merkezinden (EPC) Helena Hahn ve Göç Politikaları Grubundan (MPG) Dr. Başak Yavçan, AA muhabirine, Avrupa'da aşırı sağın yükselişiyle birlikte göç politikalarının nasıl sıkılaştığı, merkez ve sol partilerin bile göçmen karşıtı söyleme nasıl eklemlendiği ve AB'nin kurucu değerlerinden nasıl uzaklaştığı konularını değerlendirdi.

📲 Artık haberler size gelsin
AA'nın WhatsApp kanallarına katılın, önemli gelişmeler cebinize düşsün.

🔹 Gündemdeki gelişmeler, özel haber, analiz, fotoğraf ve videolar için Anadolu Ajansı
🔹 Anlık gelişmeler için AA Canlı

Göç Politikaları Grubu Araştırma Direktörü Dr. Yavçan, göçmen sayılarının dünya nüfusuna oranla nispeten sabit kaldığını belirterek "Virgüllü bir artış var genelde toplam nüfusa göre göçmenlerin oranlarında. Son dönemde bu Avrupa'da Ukrayna krizi sebebiyle biraz bir değişikliğe uğradı." dedi.

Yavçan, Avrupa'daki aşırı sağın yükselişinin arkasındaki faktörler için "Aşırı sağ partiler insanların mevcut sisteme yönelik hayal kırıklıklarını belli günah keçilerine atmak suretiyle o tepkisel oyu yakalayabilme şansına erişiyor. Ne yazık ki aşırı sağ partilerin bu potansiyelini gören siyasal yelpazedeki diğer partiler de göç konusunda pastadan pay çalmaya çalışır hale geliyor." ifadelerini kullandı.

Göçmen karşıtı söylemin artık sadece aşırı sağa özgü olmadığını vurgulayan Yavçan, "Merkez sağ zaten çok uzun zamandır bunu aşırı sağdan oy çalmak amacıyla kullanıyordu. Şimdi artık daha merkezdeki ve hatta bazen sosyal demokrat partilerin dahi böyle bir söylem izlediğini görüyoruz." diye konuştu.

Portekiz'i örnek gösteren Yavçan, "Yıllarca Portekiz'i MIPEX'te (Göçmen Entegrasyon Politikaları Endeksi) göçmen entegrasyonunda model ülke olarak gösterdik. Portekiz şu anda gelen popülist parti etkisiyle ilk olarak vatandaşlık konusuna saldırdı ve vatandaş olmayı ve göçmenlerin aile birleşimini zorlaştıran bir sürü yeni uygulamaya geçti. Bu değişimle ancak yüksek geliri olanlar ve uzun süre ülkede ikamet edecekler aileleriyle birleşebiliyor." değerlendirmesinde bulundu.

AB yumuşak gücünü kaybediyor

Yavçan, AB'nin göç politikalarının dış politikasına olan etkisine de dikkati çekerek şunları kaydetti:

"Avrupa Birliği'ne gelen göçü durdurmak için üçüncü devletlerle yaptığı anlaşmalar, ya demokratik olmayan ya demokratik dönüşüm halindeki ya da çoğu zaman otoriter liderin ülkeleriyle işbirliği yapması anlamına geliyor. Daha önce sürekli demokrasiyi savunan, insan haklarını savunan Avrupa Birliği artık 'yeter ki göçmen gelmesin, her türlü ülkeyle her türlü liderle işbirliğine hazırız' şeklinde bir tutum benimsiyor."

Yavçan, "Avrupa artık hiçbir şekilde insan hakları, demokrasiyi yayan bir güç olarak görünmüyor. Avrupa Birliği dış politikada büyük bir alan kaybediyor bu göçmen sayısından kaynaklanan kaygı sebebiyle." görüşünü dile getirdi.

Düzensiz göçteki azalma kamusal söylemle uyuşmuyor

MPI Europe Direktör Yardımcısı Jasmijn Slootjes de AB'ye düzensiz göçte önemli bir azalma olduğunu ve AB sınırlarına düzensiz girişin 2024’te yüzde 38 azaldığını belirterek "Veriyi incelediğimizde düzensiz göçte önemli bir azalma görüyoruz. Bu, medyada duyduklarınızla veya kamusal söylemle uyuşmuyor." dedi.

Slootjes, Avrupalıların göçmenlere karşı tutumlarının olumlu hale gelmeye başladığını belirterek "Son yirmi yılda Avrupa halklarının göç veya göçmenlere yönelik görüşlerine baktığımızda aslında daha olumlu hale geldiklerini görüyoruz. Bu, insanların beklemeyeceği bir şey çünkü seçim sonuçlarına bakıldığında insanlar göç konusunda giderek daha olumsuz hale gelmiş gibi görünüyor ama aslında göç konusu siyasallaştırıldı." ifadelerini kullandı.

Hollanda örneğine değinen Slootjes, "Göçmenler olmasa bile yine de büyük bir konut kıtlığı olurdu ama aşırı sağ politikacılar bunu göçmenlere bağlamada çok başarılı oldu." değerlendirmesinde bulundu.

"Göç sorunuyla sosyoekonomik problemler perdeleniyor"

Avrupa Politikaları Merkezinden Helena Hahn ise göçün siyasette nasıl kullanıldığını şöyle anlattı:

"Göçün genel olarak sorunlaştırılma eğilimi var, aynı zamanda çoğu zaman sosyoekonomik problemleri perdelemek için kullanılıyor. Göçmenler günah keçisi oluyor. Bir sorunun kaynağının nerede olduğunu veya sorumluluğun nerede olduğunu belirlemek yerine, ki bu hükümet veya diğer paydaşlar da olabilir, çok fazla dikkat göçmenlere odaklanıyor."

Almanya'yı örnek veren Hahn, "Göç konusundaki söylemin genellikle seçim öncesinde yoğunlaştığını ve geleneksel olarak merkez partiler olarak görülenlerin bile seçimden önce daha aşırı bir söylem benimseme eğiliminde olduklarını görüyorsunuz." dedi.

Hahn, AB'nin yeni göç ve sığınma paktının çok kritik bir aşamada olduğunu vurgulayarak şu değerlendirmelerde bulundu:

"Şimdi gerçekten çok kritik bir aşamadayız. Dayanışma havuzu sistemi, üye devletlerin göç konusunda birbirlerine ne tür bir dayanışma sağlayacağını belirliyor. Bunun pratikte bunun nasıl uygulanacağına ilişkin karar henüz verilmedi ama revize edilmiş bu göç ve sığınma sisteminin önümüzdeki yıllarda ne kadar istikrarlı, güvenilir olabileceğinin bir ölçüsü olacak."

Hahn, üye devletlerin gerekli düzeyde dayanışma sağlamayı başaramazlarsa, "başa döneceğimizi" belirterek, "Çünkü bu Avrupa'nın 10 yıl önce karşılaştığı sorunların da kalbinde yer alıyor." diye konuştu.

Aşırı sağ tehdidinin 2029'a kadar devam edeceğini öngören Hahn, "Ana akım partiler, aşırı sağın yelkenindeki söylem rüzgarını çevirebilecek araçlara sahip değiller. Şu an için aşırı sağ tehdidinin çok ciddiye alınması gerekli." ifadelerini kullandı.

Anadolu Ajansı web sitesinde, AA Haber Akış Sistemi (HAS) üzerinden abonelere sunulan haberler, özetlenerek yayımlanmaktadır. Abonelik için lütfen iletişime geçiniz.