
SEZER: "SALDIRILAR AMACINA ULAŞAMAYACAK"
ANKARA (A.A) - 17.05.2006 - Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer, Danıştay 2. Dairesi üyelerine yapılan saldırıyı nefretle kınadığını belirterek, ''Türk ulusunun bağımsız, özgür ve çağdaş yaşamının güvencesi olan Cumhuriyet'in değerlerine ve kurumlarına karşı düzenlenen saldırılar asla amacına ulaşamayacaktır'' dedi.
Sezer, saldırı nedeniyle bir açıklama yaptı.
Cumhurbaşkanlığı Basın Merkezi'nden yapılan açıklamaya göre, Sezer, Danıştay 2. Dairesi üyelerine toplantı yaparken gerçekleştirilen çirkin saldırıyı nefretle kınadığını bildirdi.
Sezer, şöyle devam etti:
''Cumhuriyet'in temel kurumlarından bağımsız yargının üyelerine karşı girişilen saldırı ulusumuzu derinden yaralamıştır.
Yüce yargının kutsal görevini yaptığı bir anda girişilen bu saldırı Cumhuriyet tarihine kara bir leke olarak geçecektir.
Türk ulusunun bağımsız, özgür ve çağdaş yaşamının güvencesi olan Cumhuriyet'in değerlerine ve kurumlarına karşı düzenlenen saldırılar asla amacına ulaşamayacaktır.
Baskılar ve tehditler Türk yargısını yıldıramayacak, Türk yargısı anayasal görevlerini, laik ve demokratik Cumhuriyet'e bağlılıkla sürdürecektir.''
Ahmet Necdet Sezer, böyle üzücü olayların bir daha yaşanmamasını dileyerek, Danıştay ailesine geçmiş olsun dileğinde bulundu. Sezer, olayda yaralanan Danıştay 2. Dairesi Başkanı ve üyelerine de acil şifa dileklerini iletti.
Cumhurbaşkanı Sezer, ayrıca olay ve yaralıların durumuyla ilgili Ankara Valisi Kemal Önal'dan bilgi aldı.
ARINÇ: "KİMSE RANT DEVŞİRMEYE KALKIŞMASIN"
ANKARA (A.A) - 17.05.2006 - TBMM Başkanı Bülent Arınç, ''Danıştay'daki silahlı saldırının, hiç bir siyasi partinin tekelinde yorumlanabilecek, sadece belli bir siyasi görüşe rant kazandırabilecek bir olay olmadığını'' ifade ederek, ''Bu acı olay üzerinden kimse rant devşirmeye kalkışmasın'' dedi.
Arınç, TBMM Danışma Kurulu toplantısı öncesinde gazetecilere yaptığı açıklamada, saldırıyı; ''yargıya, yargının hakimlerine karşı yapılmış menfur bir saldırı'' olarak nitelendirdi.
Saldırıyı, Türkiye'de yaşayan 70 milyon insanın nefretle ve lanetle kınadığını ifade eden Arınç, şöyle konuştu:
''İş yargıya düşecektir. Kişinin en ağır cezayı alabilmesi için hepimiz takipçi olacağız. Ama 'fırsat bu fırsattır' diye olayı gerçek boyutundan öteye taşımanın, bununla ilgili siyasal bir gerginliğe yol açabilecek tartışmalar yaratmanın, hele hele artık unutmak zorunda olduğumuz 'darbe' sözcüğü veya buna benzer birtakım olaylara, yorumlara yol açmanın yanlış olacağını düşünüyorum.
Türkiye, hukuk devletidir, güçlü bir devlettir. Türkiye, yargısıyla, yürütmesiyle, yasamasıyla bir bütündür. Türkiye'nin laik, demokratik yapısını zedeleyebilecek hiç bir davranışa, hiç birimiz izin vermeyeceğiz. Bu olay, hiç bir siyasi partinin tekelinde yorumlanabilecek, sadece belli bir siyasi görüşe rant kazandırabilecek bir olay değildir. Bu acı olay üzerinden kimse rant devşirmeye kalkışmasın.''
BAŞBAKAN ERDOĞAN: "SALDIRI LANETLENESİ BİR OLAYDIR"
ANKARA (A.A) - 17.05.2006 - Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Danıştay'daki silahlı saldırı olayı ile ilgili olarak, ''Öncelikle bu saldırı hangi taraftan gelirse gelsin, hangi saikte olursa olsun bir defa cumhuriyetimizin en önemli kurumlarından bir tanesine, onun mensuplarına ve özellikle insan hakları, demokrasi mücadelesi verdiğimiz, Türkiye olarak birliğimizin, beraberliğimizin güç kazanmaya başladığı bir döneme rastlaması sebebiyle asla tasvip edilemez ve kesinlikle karşılığı neyse şiddetle bunun karşılığını bulması gereken bir süreçtir, bir olaydır'' dedi.
Başbakan Erdoğan, Finlandiya Başbakanı Matti Vanhanen ile yaptığı ortak açıklamanın ardından basın mensuplarının sorularını yanıtladı.
Erdoğan, bir gazetecinin, ''Özellikle türbanlı bir anaokulu öğretmeni ile ilgili verdiği kararın ardından sert eleştirilere uğrayan Danıştay 2. Dairesi'ne düzenlenen saldırıyı nasıl değerlendiriyorsunuz? Saldırı ile Daire'nin aldığı kararlar arasında bir bağlantı olabilir mi?'' sorusuna şu yanıtı verdi:
''Öncelikle bu saldırı hangi taraftan gelirse gelsin, hangi saikte olursa olsun bir defa cumhuriyetimizin en önemli kurumlarından bir tanesine, onun mensuplarına ve özellikle insan hakları, demokrasi mücadelesi verdiğimiz, Türkiye olara birliğimizin, beraberliğimizin güç kazanmaya başladığı bir döneme rastlaması sebebiyle asla tasvip edilemez ve kesinlikle karşılığı neyse şiddetle bunun karşılığını bulması gereken bir süreçtir, bir olaydır.
Olayı şu nedenle mi oldu, bu nedenle mi oldu? Bunu şu anda konuşmak yanlış olur. Bunun bir soruşturma süresi var. Netleşecektir ve neticesi ortaya çıkacaktır. Konuyla ilgili olarak şu anda zaten fail Emniyet'in elindedir. Daha sonra olay tamamen süratle yargıya intikal edecektir ve karşılığını da bulacaktır.
Benim şu andaki temennim, buradan bir şeyler çıkarma gayreti içerisine girmek Türkiye'ye zarar verir. Bu yanlıştır. Birliğimizi, beraberliğimizi güçlendirecek gayretler içerisinde olmamız lazım. Ama bu tür olaylar dediğim gibi nereden gelirse gelsin, asla tasvip edilemez, telin ettiğim, lanetlediğim, kınadığı bir olaydır. Karşılığını da muhakkak bulacaktır.''
Erdoğan, saldırıda yaralanan Danıştay 2. Dairesi Başkanı ve diğer üyelere Allah'tan şifalar da dileyerek, ''Bu süreçleri kesinlikle yaşamak istemiyoruz'' dedi.
Başbakan Erdoğan, Finli bir gazetecinin ''Başörtüsü konusuyla ilgili olarak, 'Erken' olduğunu söylemişsiniz. Nasıl değerlendiriyorsunuz acaba? Siz de bu kararları eleştirmişsiniz ve kendi eleştirilerinizin bu gerilimi yapmasına etkisi olduğunu düşünüyor musunuz?'' sorusuna da ''Şu anda sadece Emniyette soruşturma konusu olan bir konu var. Bunu gündeme düşürmek sadece Türkiye'nin huzurunu kaçırmaya yöneliktir. Bunları kabul etmemiz mümkün değil. Özellikle Danıştay 2. Dairemize yapılan bu saldırıyı tasvip etmemiz veya sessiz kalmamız bu da mümkün değil. Yapılan olay lanetlenesi bir olaydır. Bunu başörtüsü konusuyla ilişkili hale getirmek veya benim seçim öncesi kanaatlerimi bu noktada bununla ilişkili hale getirmek bu daha çirkin bir yaklaşımdır. Biz toplumu gerecek her şeyden bugüne kadar uzak durduk. Bundan sonra da uzak duracağız. Sorumluluğumuz da bunu gerektirir. Toplumu germek isteyenlere de zaten milletimiz gereken cevabı verdi. Bundan sonra da verecektir'' yanıtını verdi.
GÜL: "SALDIRIYI ŞİDDETLE KINIYOR, LANETLİYORUM"
ANKARA (A.A) - 17.05.2006 - Dışişleri Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Abdullah Gül, Danıştay'a düzenlenen saldırıyı şiddetle kınadığını söyleyerek, ''Böyle bir yüksek mahkemeye yapılmış saldırıyı, hepimize yapılmış bir saldırı olarak görüyoruz'' dedi.
Gül, Kolombiya Dışişleri Bakanı Carolina Barco ile görüşmesinin ardından düzenlenen ortak basın toplantısında yöneltilen soru üzerine Danıştay'a düzenlenen silahlı saldırıyı değerlendirdi.
Saldırıya ilişkin gelişmeleri görüşmelere girmeden önce takip ettiğini, Adalet Bakanı Cemil Çiçek ile de konuşarak bilgi aldığını belirten Gül, ''Maalesef çok üzücü. Şiddetle kınıyor, lanetliyorum. Böyle bir saldırının hiçbir gerekçesi söz konusu olamaz. Böyle bir yüksek mahkemeye yapılmış saldırıyı hepimize yapılmış bir saldırı olarak görüyoruz. Hükümetimiz de bunu bu şekilde görecektir'' diye konuştu.
Bakan Gül, bu saldırının ''küçük, basit bir olay gibi görülmeyeceğini ve hükümet tarafından büyük bir ciddiyetle geniş bir şekilde ele alınacağını'' söyleyerek, olaydaki en önemli unsurun saldırganın yakalanması olduğunu kaydetti.
Saldırının Danıştay'ın 2. dairesinin türbanla ilgili aldığı kararlarla ilişkilendirildiğinin hatırlatılması üzene Gül, ''Ne olursa olsun söylediklerim aynen geçerlidir. Hiçbir şekilde izahı söz konusu olamaz, hiçbir şekilde gerekçesi söz konusu olamaz, hafifletici bir şeyi söz konusu olamaz'' dedi.
Gül, son dönemde yargının hedef gösterildiğine ilişkin yapılan yorumların anımsatılması üzerine de şunları kaydetti:
''Hayır böyle bir şey kesinlikle söz konusu olamaz. Bilindiği gibi kuvvetler ayrılığı prensibi vardır. Yürütme, yargı, yasama... Bunların kendi içerisinde anayasamıza göre nasıl çalışacakları, yetkileri, otoriteleri belirlenmiştir. Böyle bir şey söz konusu olamaz. Kurumların çalışmaları anayasamıza göre belirlenmiştir. Ona bakarsanız, bu tip sıkıntılar her yerde olabilir.''
Cumhuriyet gazetesine düzenlenen saldırıları da hatırlatarak, saldırının faillerinin bir önce bulunması için çalışmalar yapıldığını belirten Gül, ''Tüm bunlar, hükümet olarak çok ciddi ve dikkatli olarak ele aldığımız konulardır'' dedi.
Gül, saldırıda yaralanan Danıştay üyelerine acil şifalar diledi.
BAYKAL: "SALDIRININ HEDEFİNDE DANIŞTAY, ANAYASA VARDIR"
ANKARA (A.A) - 17.05.2006 - CHP Genel Başkanı Deniz Baykal, Danıştay'daki silahlı saldırıyla ilgili olarak ''Bu saldırının hedefinde Danıştay, Anayasa vardır'' dedi.
Baykal, ''Türkiye'de siyasete kan bulaştığını'' savunarak, ''Türkiye, çok tehlikeli bir noktaya doğru maalesef sürüklenmektedir. Türkiye'nin nereye sürüklenmekte olduğunu hala görmeyenlere görmemekte ısrar edenlere bu olaylar umarım bir uyarı olur'' diye konuştu.
Saldırının ardından Genel Sekreter Önder Sav ve bazı parti yöneticileriyle birlikte Danıştay'ı ziyaret eden Baykal, ayrılırken, gazetecilere açıklamalarda bulundu.
Baykal, şunları söyledi:
''Anlaşılmıştır ki, bu saldırının hedefi sadece yaralanan yargıçlar değildir. Bu saldırının hedefinde Danıştay vardır, bu saldırının hedefinde Anayasa vardır. Türkiye'nin nereye sürüklenmekte olduğunu hala görmeyenlere, görmemekte ısrar edenlere bu olaylar umarım bir uyarı olur. Çok tehlikeli bir noktaya doğru Türkiye maalesef sürüklenmektedir. Herkes aklını başına almalıdır. Bu tabloya yol açan gelişmelerin sorumluları çok ciddi bir durum değerlendirmesi yapmalıdırlar.
Türkiye'de maalesef siyasete kan bulaşmıştır. Bu son olay bir kişisel tepkinin, bir infialin, bir kişisel hesaplaşmanın sonucunda ortaya çıkmış değildir, çünkü soğukkanlı bir anlayışla hazırlıklı olarak gerçekleştirilmiştir. Bu Türkiye'de hukukun üstünlüğüne, Anayasaya inanan insanları sindirme, onlara bir gözdağı verme girişimidir. Maalesef böyle olayları artık yaşamaya başladık. Bu çok tehlikeli bir gidiştir. Herkesin aklını başına almasını diliyorum ve Türkiyeyi buraya sürükleyen sürecin arkasında yer alanların ciddi bir durum değerlendirmesi yapmalarını diliyorum.''
-''TEHLİKELİ SÜRÜKLENİŞ''-
Bir gazetecinin, ''saldırganın avukat olduğunu'' anımsatması üzerine, Baykal, ''Bunları sizler yakından izleyeceksiniz. O konuda değerlendirmeler var. Ama ben olayın özüyle ilgili anlayışımı ifade ediyorum'' dedi.
''Türkiye'nin çok tehlikeli bir sürüklenişin içinde olduğunu'' kaydeden Baykal, ''Bunun arkasında kimler var, neler var hepimiz bunu düşünmek zorundayız. Türkiye'yi bu sürüklendiği süreçte doğru değerlendirmekten hala uzak duranların bir yeni değerlendirme yapmasına ihtiyaç var'' diye konuştu.
Bir gazetecinin, ''Danıştay 2. Dairesinin türban ile ilgili bir kararı vardı. Zanlının da buna tepki duyduğunu ifade ettiği söyleniyor'' sözleri üzerine Baykal, ''Ben düşüncelerimi söyledim'' karşılığını verdi.
Baykal, bir gazetecinin, ''Bu süreçte iktidarın rolü nedir?'' sorusunu da ''İfade ettim. Türkiye'yi buraya doğru sürükleyen oluşumun arkasındaki güçlerin aklını başına alması lazım. Bu iyi bir gidiş değildir. Çok tehlikeli bir sürüklenmedir. Herkes aklını başına almalıdır'' diye yanıtladı.
Deniz Baykal, bir süre önce Cumhuriyet gazetesine yönelik saldırıların da anımsatılması üzerine, ''Hepsi bir bütün bunların'' karşılığını verdi.
ORG. ÖZKÖK: "SALDIRI ALÇAKÇA"
ANKARA (A.A) - 17.05.2006 - Genelkurmay Başkanı Orgeneral Hilmi Özkök, ''alçakça'' diye nitelediği Danıştay'a yapılan saldırıyı nefretle kınadığını bildirdi.
Orgeneral Özkök, silahlı saldırı nedeniyle Danıştay Başkanı Sumru Çörtoğlu'na mesaj gönderdi.
Genelkurmay Başkanı Orgeneral Özkök'ün mesajı şöyle:
''Personelinizin görevleri başında uğradığı saldırıdan dolayı büyük üzüntü duydum.
Bu alçakça saldırıyı nefretle kınar, şahsım ve Türk Silahlı Kuvvetleri adına size ve şahsınızda Danıştay Başkanlığının değerli mensuplarına geçmiş olsun dileklerimi sunar, yaralı personelinize acil şifalar dilerim.''
AKSU: ''SALDIRI HUZUR, GÜVEN VE İSTİKRAR ORTAMINA YAPILMIŞTIR''
ANKARA (A.A) - 17.05.2006 - İçişleri Bakanı Abdülkadir Aksu, Danıştay 2. Dairesi üyelerine yönelik saldırının, Türkiye'deki huzur, güven ve istikrar ortamına yapılan bir saldırı olduğunu belirtti.
Görüşmelerde bulunmak üzere Katar'da bulunan Aksu, yayımladığı mesajda, saldırıyı nefretle ve şiddetle kınadığını ifade etti. Aksu, şunları kaydetti:
''Cumhuriyetimizin temel kurumlarından ve Anayasal kuruluşumuz olan Yüksek Mahkeme, Danıştayımıza yapılan bu menfur saldırı, hepimizi derin bir üzüntüye sevk etmiştir.
Bu saldırı, ülkemizdeki huzur, güven ve istikrar ortamına yapılan bir saldırıdır. Bundan böyle, bu gibi elim hadiselerin bir daha meydana gelmemesini temenni ediyorum.
Aziz milletimize, yargı mensuplarımıza geçmiş olsun diyor, menfur saldırıda yaralanan Danıştay Daire Başkanımıza ve üyelerine acil şifalar diliyorum.''
DEVLET BAKANI TÜZMEN: "ÇOK ÜZÜCÜ BİR OLAY"
MERSİN (A.A) - 17.05.2006 - Devlet Bakanı Kürşad Tüzmen, Danıştay'daki silahlı saldırıyı, ''çok üzücü bir olay'' diye değerlendirdi.
Bakan Tüzmen, Tarım ve Hayvancılık Fuarı'nın açılışını yapmak üzere geldiği Mersin'de gazetecilerin Danıştay'daki silahlı saldırı olayıyla ilgili sorularına, ''Çok üzücü bir olay. Böyle bir olayın yargının en yüksek mertebesinde olması çok üzücü'' yanıtını verdi.
9. CUMHURBAŞKANI DEMİREL: "ŞİDDETLE KINIYORUM"
MERSİN (A.A) - 17.05.2006 - Mersin'in Tarsus ilçesine bağlı Yenice beldesindeki Özel Çağ Üniversitesinde öğrencilerle düzenlenen söyleşiye katılan 9. Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel de saldırıyı şiddetle kınadığını söyledi. Saldırıyı ''üzücü'' bir olay olarak değerlendiren Demirel, yaralılara acil şifalar diledi.
AĞAR: "SALDIRIYI ŞİDDETLE KINIYORUM"
AKSARAY (A.A) - 17.05.2006 - Doğru Yol Partisi (DYP) Genel Başkanı Mehmet Ağar, Danıştay 2. Dairesinde gerçekleştirilen saldırı ile ilgili olarak ''Hukuka karşı yapılan bu silahlı saldırıyı şiddetle kınıyorum'' dedi.
Ankara'dan Adana'ya giderken Aksaray'da DYP İl Örgütü üyeleriyle öğle yemeğinde buluşan Ağar, gazetecilerin, Danıştay 2. Dairesinde gerçekleştirilen saldırı ile ilgili sorularını yanıtladı.
Danıştay'ın Türk yargısının en önemli kurumlarından biri olduğunu vurgulayan Ağar, ''Danıştay, büyük geleneği olan bir kurumdur. Hukuka karşı yapılan bu silahlı saldırıyı şiddetle kınıyorum. Gelişmeleri takip ediyoruz. İlk aldığımız bilgilere göre yaralı var. Ölü olmadığı bildirildi. İnşallah olmayacağını ümit ediyorum'' dedi.
MUMCU: "EYLEM, APAÇIK BİR TERÖR EYLEMİDİR"
ANKARA (A.A) - 17.05.2006 - Anavatan Partisi Genel Başkanı Erkan Mumcu, Danıştay'daki silahlı saldırıyı, ''terör eylemi'' olarak nitelendirerek, bu eylem üzerinden siyasi çıkar umanları, nefretle kınadıklarını ve lanetlediklerini söyledi.
Mumcu, partisinin TBMM grubunda yaptığı konuşmada, Danıştay'daki silahlı saldırıyı değerlendirdi.
Çok üzgün olduklarını ifade eden Mumcu, Danıştay'daki saldırının, ''apaçık bir terör eylemi'' olduğunu söyledi.
Hiç kimsenin, bunun, ''müstakil, münferit ve bir meczubun işi olduğunu'' söylemeye kalkmaması gerektiğini ifade eden Mumcu, ''Bu eylemi gerçekleştiren kişinin meczup olduğu gerçeği önümüze konabilir. Bu hiçbir şeyi değiştirmez'' dedi.
Mumcu, ''bu gibi eylemlerin gözettiği hedefin, namlunun yöneldiği kişi veya kişiler olmadığını'' vurgulayarak, şöyle konuştu:
''Bu gibi eylemlerin hedefi, doğrudan doğruya toplumsal sağduyudur, milletin huzurudur. Bu eylemlerle yapılmak istenen şey, milleti bir korku, panik ve yılgınlık havası içine sürüklemektir, bu eylem üzerinden koparılacak fırtına, tartışmayla milleti daha derin kamplaşmaların içine sürüklemektir. Sonuçları bakımından, yol açtığı süreçler bakımından bu eylem hiçbir şekilde münferit ve müstakil bir eylem değildir.''
-''TAHRİK EDİCİ AÇIKLAMALAR...''-
Mumcu, toplumsal sağduyunun korunması, kışkırtıcılıktan uzak durulması ve kamplaşmayı, milletin zihnindeki bölünme korkularını kışkırtan açıklamalardan uzak durulmasını istedi.
Kışkırtma, kamplaştırma ve milleti bölme girişimlerinin; ''milletin arasına çeşitli konular üzerinden ırk, kavim, mezhep, din, laiklik, insanların değerleri üzerinden derin nifak tohumları ekme girişimi'' olduğunu belirten Mumcu, hiç kimsenin, bu olayın arkasından yürütülen tartışmalarda, bu nifak tohumlarının ekilebilmesine yol açacak beyanlarda bulunma keyfiliğine soyunmaması gerektiğini vurguladı.
Mumcu, şu andan itibaren; iktidarı ve muhalefetiyle devletin, milletin birliğini, ülkenin huzurunu korumaya dönük kesin bir kararlılık ve işbirliği olduğunun gösterilmesi gerektiğine işaret etti.
Bu kamplaştırmadan, kutuplaştırmadan medet umanların, olayı kendilerine göre yorumlayacağını, işlerine geldiği şekilde tahrik edici açıklamalarda bulunmaya devam edeceğini ifade eden Mumcu, şunları söyledi:
''Ama bize düşen, ülkenin birliği, bütünlüğü, milletin kardeşliğini gözeten herkese düşen şey, sağduyuyu, soğukkanlılığı muhafaza etmektir. Bu eylemin savunulacak bir tarafı yoktur. Bu eylemi, eylemi gerçekleştirenleri, arkasında duranları ve bu eylemden fırsat kollayanları nefretle kınıyor, lanetliyoruz. Sadece bu eylemi planlayanlar, gerçekleştirenleri değil, bu eylem üzerinden kendilerine siyasi fayda umanları da nefretle kınıyor, lanetliyoruz.''
-KUTAN'DAN DANIŞTAY BAŞKANI ÇÖRTOĞLU'NA GEÇMİŞ OLSUN MESAJI
ANKARA (A.A) - 17.05.2006 - Saadet Partisi (SP) Genel Başkanı Recai Kutan, Danıştay'daki silahlı saldırıyla ilgili olarak Danıştay Başkanı Sumru Çörtoğlu'na geçmiş olsun mesajı gönderdi.
Kutan mesajında, ''Ülkemizin her zamankinden daha fazla birlik ve beraberliğe, huzur ve barış ortamına muhtaç olduğu bir dönemde, Danıştay 2. Dairesi sayın başkan ve üyelerine karşı yapılan menfur saldırıyı şiddetle kınıyor, yaralılara acil şifalar diliyorum. Şahsınızda Danıştay camiasına geçmiş olsun dileklerimle saygılar sunuyorum'' dedi.
FIRAT: "SALDIRIYI BÜYÜK BİR NEFRETLE KINIYORUZ"
ANKARA (A.A) - 17.05.2006 - AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Dengir Mir Mehmet Fırat, Danıştay'daki silahlı saldırıyı büyük bir nefretle kınadıklarını bildirdi.
Fırat, olayla ilgili yaptığı yazılı açıklamada, şunları kaydetti:
''İnsanlıktan nasibini almamış bir kişi tarafından sabah saatlerinde Danıştayımıza yönelik yapılan silahlı saldırıyı büyük bir nefretle kınıyoruz.
Bu menfur saldırının ardından güvenlik güçlerimizin olayın aydınlatılması için gerekli çalışmayı bir an önce tamamlayacağına inanıyor, yaralanan Danıştay üyelerimize acil şifalar diliyoruz.''
İBRAHİMHAKKIOĞLU: "BUNLAR ÜLKEMİZİ KARANLIĞA GÖTÜREN EYLEMLERDİR"
ERZURUM (A.A) - 17.05.2006 - Yargıtay Genel Sekreteri Uğur İbrahimhakkıoğlu, Danıştay'daki silahlı saldırıyla ilgili olarak, ''Bunlar ülkemizi karanlığa götüren eylemlerdir'' dedi.
Atatürk Üniversitesi Rektörlüğü'nün daveti üzerine ''Bir adil yargılanma hakkı olarak istinaf yolu ve bölge adliye mahkemeleri'' konulu konferans vermek üzere Erzurum'a gelen İbrahimhakkıoğlu, Erzurum Valisi Celalettin Güvenç'i makamında ziyaret etti.
Uğur İbrahimhakkıoğlu, burada gazetecilere yaptığı açıklamada, Danıştay'daki silahlı saldırı haberini almanın üzüntüsü ve şoku içerisinde olduğunu söyledi.
Saldırıda yaralanan Mustafa Yücel Özbilgin'in çok yakın arkadaşı olduğunu belirten İbrahimhakkıoğlu, ''Bunlar ülkemizi karanlığa götüren eylemlerdir. Çılgınlık. Biz ülkemizi aydınlığa çıkarmaya çalışırken. Hadise çok üzücü'' diye konuştu.
ÇÖLAŞAN: "TOPLUMSAL MUTABAKATI BOZANLAR SUÇLUDUR"
ANKARA (A.A) - 17.05.2006 - Danıştay Başkanvekili Tansel Çölaşan, Danıştay'daki silahlı saldırıyla ilgili, ''Toplumsal mutabakatı bozanlar suçludur. Onlar kendilerini biliyor'' dedi.
Çölaşan, yaralıları hastanede ziyaret ettikten sonra Danıştay'a dönüşünde gazetecilerin sorularını yanıtladı.
Saldırganın Marmara Üniversitesi Hukuk Fakültesi mezunu olduğunu ve İstanbul Barosu'na kayıtlı bulunduğunu kaydeden Tansel Çölaşan, sabah gelerek müzakere odasına giren saldırganın, tüm üyeleri hedef alarak ateş ettiğini söyledi.
''Saldırganın silahından 11 kurşunun çıktığını'' ifade eden Çölaşan, Başkan Mustafa Birden ile üye Yücel Özbilgin'in durumlarının ağır olduğunu bildirdi.
Saldırganın dün de daireye gelerek başkanın kapısını zorladığını anlatan Çölaşan, şöyle konuştu:
''Saldırgan, kapının nasıl açılacağına bakmış, kendine göre bir keşif yapmış. Bugün de 'Allah'ın elçisiyiz, askeriyiz' diyerek odadan içeri giriyor.
Bunlar türban kararından ötürü... Yapılanlar yanlış, bu sadece Danıştay'a yapılan bir saldırı değildir, lanetlemek yetmez. Toplumsal mutabakatı bozanlar suçludur. Onlar kendilerini biliyor.''
Çölaşan, güvenlik zafiyetinin olup olmadığı yönündeki soru üzerine de bundan sonra daha sıkı tedbirlerin alınacağını söyledi.
KOLCUOĞLU: "BU KİŞİNİN BAROMUZA ÜYE OLMASI ÜZÜNTÜMÜZÜ BİR KAT DAHA ARTIRDI"
İSTANBUL (A.A) - 17.05.2006 - İstanbul Barosu Başkanı Kazım Kolcuoğlu, Danıştay 2. Dairesine silahlı saldırı düzenleyen Alparslan Arslan'ın, İstanbul Barosu'na 2001 yılında üye olan bir avukat olduğunu belirterek, ''Bu kişinin baromuza üye olması üzüntümüzü bir kat daha artırmıştır'' dedi.
Kolcuoğlu, Baro'da yaptığı basın toplantısında, 1977 Bingöl doğumlu Alparslan Arslan'ın, 2001 yılında İstanbul Barosu'na üye olduğunu söyledi.
''Çok üzücü bir olay yaşadık. Bu kişinin baromuza üye olması üzüntümüzü bir kat daha artırmıştır'' diyen Kolcuoğlu, ''Danıştay 2. Dairesi Başkanı ve üyelerine yapılan bu saldırıyı, İstanbul Barosu ve aynı zamanda hukukçular olarak nefretle kınıyoruz, lanetliyoruz'' diye konuştu.
Danıştay 2. Dairesinin ''türbanla ilgili almış olduğu kararlar bulunduğuna'' işaret eden Kolcuoğlu, olayın amacının, soruşturma geliştikçe net ve açık olarak ortaya çıkacağını, ancak şu anda ''basının ve orada bulunanların tespitlerine göre olayın dini motifli, din inanışlı bir cinayet olduğunun saldırganın binadan çıkarken sloganlarıyla açık olarak ortaya çıktığını'' söyledi.
Kolcuoğlu, aynı düşünceyi taşıyanların bir yandan Cumhuriyet Gazetesi'ne, basına yönelik bombalı saldırılarda bulunduğunu, ''bir yandan Meclisin içinde gösteri yaparak Cumhuriyet'e ve laikliğe meydan okuduğunu'' savunarak, ''Bu olay, Türkiye'deki olayların nasıl gelişeceğini açık olarak ortaya koymuştur. Umarız ki bundan sonra bu tip olaylara şahit olmayalım. Demokratik yapı içerisinde insanlar görüş ve düşüncelerini hedef gözetmeden, inançlarını güce dönüştürmeden ve aynı zamanda insanlara karşı bu tip suçlar işlemeden yerine getirmeye çalışsınlar'' diye konuştu.
-''DİSİPLİN İŞLEMİ BAŞLATILACAK''-
Kolcuoğlu, açıklamasını şöyle sürdürdü:
''Bu arkadaşımız hakkında baro olarak gerekli disiplin işlemini hemen yürürlüğe koyacağız. Çünkü bu tip bir olaya sebebiyet veren bir kişinin artık avukatlıkla ilişkisi kalmaması gerekiyor. Avukat, insanların yaşam hakkının, insanların özgürlüklerinin, insan haklarının savunucusudur. Disiplin işlemine göre hareket edeceğiz. Bu konuda karar verecek tabii ki ilgili kurullardır. Ama yönetim olarak düşüncemiz açık ve nettir.''
İZMİR BAROSU BAŞKANI: ''BAŞBAKAN VE MECLİS BAŞKANI'NI İSTİFAYA DAVET EDİYORUM''
ANKARA (A.A) - 17.05.2006 - Danıştay 2. Dairesi üyelerine yönelik yapılan saldırı tüm yurtta kınanıyor.
İzmir Barosu Başkanı Avukat Nevzat Erdemir, silahlı saldırıyı kınadıklarını belirterek, ''Cumhuriyet savcılarını göreve davet ediyorum. Kışkırtmaya neden olan Sayın Başbakan ve Meclis Başkanı'nı istifaya davet ediyorum'' dedi.
Erdemir, AA muhabirine yaptığı açıklamada, iktidarın, türban konusunu ülkenin gündeminde ''yapay olarak tuttuğunu, kaşıdığını ve oya dönüştürmek istediğini'' iddia ederek, bu meselenin, Danıştay, Yargıtay, Anayasa Mahkemesi ve sonunda da Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi kararı ile kesin olarak çözüme kavuşturulduğunu kaydetti.
Erdemir, şöyle dedi:
''Anaokulu öğretmeniyle ilgili Danıştay 2. Dairesinin verdiği karar üzerine, Sayın Başbakan, Sayın Dışişleri Bakanı, Danıştay mensuplarını yasa dışı örgütlere hedef olarak gösterebilecek nitelikte kışkırtıcı açıklamalarda bulundu. Biz o tarihte, Başbakanı ve Dışişleri Bakanı'nı, hatta Meclis Başkanı'nı sorumlu ve sağduyulu olmaya davet ettik. Kendilerine tanınan yetkileri, Anayasanın koyduğu kurallara, temel ilkelere uygun kullanmaya çağırdık.''
Toplum içindeki yeri, konumu ne olursa olsun hiç kimsenin, Türkiye Cumhuriyeti'nin Anayasasında belirtilen temel ilkeleri değiştirmeye, değiştirme girişiminde bulunmaya hakkının bulunmadığını bildiren Erdemir, siyasi erki elinde tutanların, yetkilerinin sınırsız olmadığını söyledi.
Erdemir, şöyle devam etti:
''Egemenlik sadece yasama organı ya da iktidar tarafından, hükümet tarafından kullanılmaz. Anayasamıza göre egemenliği kullanan organlar, yasama organıyla birlikte yargı organıdır. Yargı da Türk ulusu adına karar veren bir organdır. Bütün yetkilerin kendisinde bulunduğuna vehmeden siyasi iktidar, yanlış içindedir. Cumhuriyet savcılarını göreve davet ediyorum. Kışkırtmaya neden olan Sayın Başbakan ve Meclis Başkanı'nı istifaya davet ediyorum.''
Erdemir, olayın zanlısı olarak bir avukatın gözaltına alınmasını da ''Toplum içinde yeri, konumu ne olursa olsun, hiç kimsenin suç işleme ayrıcalığı yoktur'' diye değerlendirdi.
-"YARGIYA VURULMAK İSTENEN AĞIR BİR DARBEDİR"-
Antalya Baro Başkanlığından yapılan yazılı açıklamada, saldırının, Cumhuriyetin temel taşlarından olan yargıya vurulmak istenen ağır bir darbe olduğu kaydedildi.
Ülkenin her geçen gün büyük bir kaos ortamına sürüklenmek istendiğinin bilinen bir gerçek olduğu ifade edilen açıklamada, şöyle denildi:
''Bir hukuk devletinin en önemli unsurlarından birisi, idarenin yaptığı eylem ve işlemlerin yargı denetimine tabi olmasıdır. Bilindiği üzere ülkemizde idari işlemlerin hukuki denetimini sağlayan en yüksek yargı mercii Danıştaydır. Keyfi uygulamaların her geçen gün arttığı ülkemizde, Danıştay'ın varlığından rahatsızlık duyulduğuna ilişkin ifadeleri üzüntüyle izliyoruz.
Bu saldırıya maruz kalan Danıştay 2. Dairesinin kamuoyunda yankı bulan önemli kararları verdiği de düşünülürse, saldırının kişisel bir hınçtan ziyade, planlı bir eylem olduğu sonucuna varmak zor olmayacaktır.''
Atatürkçü Düşünce Derneği Milas Şubesi tarafından yapılan basın açıklamasında da, '' Bu saldırı Cumhuriyetin önemli kurumlarına yapılmış bir saldırıdır. Bu saldırının plansız ve kendiliğinden yapıldığına bizi kimse inandıramaz'' denildi.
TEZİÇ: ''BU TEHLİKELİ GİDİŞİ DURDURMA KONUSUNDA HERKESE SORUMLULUKLARINI HATIRLATIRIZ''
ANKARA (A.A) - 17.05.2006 - YÖK Başkanı Prof. Dr. Erdoğan Teziç, Danıştay'daki silahlı saldırıyla ilgili olarak, ''Bu tehlikeli gidişi durdurma konusunda başta iktidar olmak üzere herkese düşen sorumlulukları hatırlatırız'' dedi.
Prof. Dr. Teziç, yaptığı yazılı açıklamada, Danıştay'daki silahlı saldırıyı kınadı.
Teziç, açıklamasında şunları kaydetti:
''Laik cumhuriyetimizin ve hukuk devletinin güvencesi olarak egemen Türk milleti adına yargı yetkisini kullanan Danıştayımıza yönelik sindirme, açıkça meydan okuma ve yok etme amacı taşıyan saldırıyı nefretle kınıyoruz. Bu tehlikeli gidişi durdurma konusunda başta iktidar olmak üzere herkese düşen sorumlulukları hatırlatır, Başkan'ın şahsında Danıştay camiasına geçmiş olsun der, saldırıya hedef olarak gösterilen ve seçilen 2. Daire üyelerine acil şifalar dileriz.''
-ODTÜ SENATOSU: ''TÜRBAN KONUSUNDA KARAR VEREN DANIŞTAY 2. DAİRESİ'NE SALDIRI DİKKAT ÇEKİCİ''
ANKARA (A.A) - 17.05.2006 - ODTÜ Senatosu, ''Türban konusunda kamu görevlilerine yönelik karar veren Danıştay 2. Dairesinin başkan ve üyelerine silahlı saldırı düzenlenmesinin dikkat çekici olduğunu'' bildirdi.
ODTÜ Senatosu'ndan yapılan yazılı açıklamada, ''Danıştay'a yapılan terörist eylemin kınandığı'' belirtildi.
Açıklamada şöyle denildi:
''Son yıllarda ülkemizde hukuk sistemi siyasetin içine çekilerek, bağımsız yargı organları baskı altına alınmaya çalışılmakta ve özellikle yüksek yargı organlarının mensupları hedef gösterilmektedir. Van Yüzüncü Yıl Üniversitesi'nde ve benzer olaylarda yaşanan, yargının siyasallaştırılma çabalarına karşı toplumumuzun gösterdiği duyarlılık, gerici teröristleri ve arkalarındaki karanlık güçleri durduramamış ve bugün de Danıştay'a yapılan saldırı ile bu kesimler laik düzeni yıkma yolundaki ısrarlı tutumlarını bir kez daha ortaya koymuşlardır.
Anayasanın laiklik çizgisinden sapmayan kurumlarına, basın organlarına ve bireylere yapılan saldırıların önemsenmemesi teröristlerin pervasızca davranmasına yol açmaktadır. Son olarak TBMM'nin çatısı altında sahnelenen türban gösterisi de bir süreden beri sergilenen ve adım adım gelişen olaylar dizisi içinde önemli ve ibret vericidir. Bu bağlamda türban konusunda kamu görevlilerine yönelik karar veren Danıştay 2. Dairesi Başkan ve üyelerine karşı silahlı saldırı düzenlenmesi dikkat çekicidir.''
ODTÜ senatosu olarak çağdaş cumhuriyetin temel taşlarından biri olan bağımsız yargıya ve tüm anayasal kurumlara yönelik sistemli saldırıların telin edildiği belirtilen açıklamada, ''Senatomuz Atatürk ilkelerini, laik ve demokratik cumhuriyetimizi koruma yolundaki kararlılığını bir kez daha kamuoyuna duyurur'' denildi.
-ANKARA ÜNİVERSİTESİ-
Ankara Üniversitesi Senatosu'ndan yapılan açıklamada da ''saldırının nefretle kınandığı'' dile getirildi.
''Saldırının, yalnız adalet dağıtan Türk yargısına değil aynı zamanda bu yetkiyi veren Türk ulusuna yapıldığı'' vurgulanan açıklamada, şunlar kaydedildi:
''Bu saldırı, hukukun üstünlüğü, demokrasi, laiklik gibi cumhuriyetimizin vazgeçilmez temel değerlerini de hedef alarak Atatürk cumhuriyetini ortadan kaldırmaya, böylece ülkemizi karanlığa çekmeye yöneliktir. İnanıyoruz ki Türk ulusu bütün bireyleri ve anayasal kurumları ile akıl dışı bu eylemi aynı anlamda değerlendirerek, arkasındaki karanlık güçlerin asla ve asla hedeflerine ulaşamayacağı konusundaki inanç ve kararlılığını açıkça ortaya koyacaktır.''
AĞAR: "HUKUKUN TEMELİNE YAPILMIŞ BİR SALDIRI"
MERSİN (A.A) - 17.05.2006 - DYP Genel Başkanı Mehmet Ağar, Danıştay'daki silahlı saldırıyı hukuka ve hukukun temeline yapılmış bir saldırı olarak değerlendirdiklerini söyledi.
Ağar, Mersin Tarım ve Hayvancılık Fuarı'ndaki incelemeleri sırasında, gazetecilerin soruları üzerine yaptığı açıklamada, Danıştaydaki saldırıyı şiddetle kınadıklarını belirtti.
''Hukuka ve hukukun temeline yapılmış bir saldırı'' olarak değerlendirdiklerini ifade eden Ağar, ''Hukuk ve hukuk adamına yapılan karşı yapılan saldırılar Türkiye'deki herkesin müşterek tavır alması lazım gelen menfur eylemlerdir'' dedi.
Bu meseleyi siyasi rant haline getirmenin doğru olmayacağını anlatan Ağar, şöyle konuştu:
''Türkiye Cumhuriyeti milletin emanetidir. Milletimiz, demokrasi ve özgürlük alanları içerisinde bütün bu menfur saldırıları şiddetle kınayarak yoluna devam edecektir. Türkiye'yi gerginleştirmeye, zıtlaştırmaya ve kamplaştırmaya yarayan bütün hareketlerin, milletin
vicdanında hiçbir karşılığı yoktur. Nefret ettiğimiz yanlış bir iştir.''
ABD: "BU BİR TRAJEDİ"
WASHINGTON (A.A) - 17.05.2006 - ABD Dışişleri Bakanlığı, bugün silahlı bir kişinin Danıştay'da düzenlediği saldırıyı kınadı.
Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Sean McCormack, günlük basın toplantısında konunun gündeme getirilmesi üzerine, ''Bu bir trajedi. Saldırıyı kesinlikle kınıyoruz'' dedi.
McCormack, ''Düşüncelerimiz, bu saldırının kurbanlarının yanında. Şu anda düşüncelerimiz ve dualarımız, Türk halkının yanında'' diye konuştu.
TIMES: "YARGIÇ, TÜRBANLI ÖĞRETMENLE İLGİLİ KARARI YÜZÜNDEN ÖLDÜRÜLDÜ"
LONDRA (A.A) - 18.05.2006 - İngiliz The Times gazetesi, Danıştay 2. Dairesine yönelik dün düzenlenen silahlı saldırıyla ilgili haberini, ''Yargıç, türbanlı bir öğretmenin anaokulu müdürlüğüne getirilmesini engelledi ve vuruldu'' başlığıyla okuyucularına duyurdu.
Gazete, tam sayfa ayırdığı haberinde, Türk halkının yüzde 99'undan fazlasının Müslüman olduğunu belirtti ve gelişmelere ayrıntılarıyla yer verdi.
The Guardian gazetesi de ''Türban yasağı yüzünden bir yargıç mahkemede öldürüldü'' başlığıyla verdiği haberinde, ''cinayeti işleyen kişinin Danıştay'ın ilgili kararına duyduğu öfke yüzünden tetiği çektiği'' görüşünü dile getirdi.
''Laik ve dindar kesimin arasındaki tansiyonun giderek arttığını'' savunan gazete, yargıç Mustafa Özbilgin'in öldüğünü, dört meslektaşının yaralandığını bildirdi.
''Saldırının, halkının çoğunluğu Müslüman olan ancak laik biçimde yönetilen Türkiye'de dindar kesimin giderek daha rahatsız hale geldiğinin göstergesi olarak kabul edilmesi gerektiğini'' öne süren Guardian, saldırının bütün kesimlerce kınandığına dikkat çekti.
DANIŞTAY'DAKİ SİLAHLI SALDIRI YUNAN BASININDA
ATİNA (A.A) - 18.05.2006 - Yunan basını, Danıştay 2. Dairesinde Mustafa Yücel Özbilgin'in yaşamını yitirmesi ve 4 kişinin yaralanmasıyla sonuçlanan saldırıyı, ''İslam ile laiklik arasındaki uzun süreli çatışmanın gözler önüne serilmesi'' şeklinde değerlendi.
Atina'da yayımlanan Ta Nea gazetesi, saldırının, ''hükümet ile bürokrasi arasında sürekli çatışmanın yaşandığı, erken seçim senaryolarının gündemde olduğu şu dönemde, (Başbakan Recep Tayyip) Erdoğan'ın rakiplerinin ekmeğine yağ sürdüğü'' yorumunda bulundu.
Ta Nea, saldırı öncesinde bir gazetenin Danıştay üyelerinin fotoğraflarını da kullandığı haberinin ''yangına körükle gidilmesine'' neden olduğunu yazdı. Elefteros Tipos gazetesi de ''iki taraf arasında bir mücadeleden'' söz ederken, hedef alınan Danıştay üyelerinin laik düşünceleriyle tanındıklarını belirtti.
Elefterotipiya gazetesi, ''Türbanı kana boyadılar'' yorumunu yaptığı haberinde, ''saldırıdan sonra Türkiye'de siyasi gerilimin tırmanışa geçtiğini'' öne sürdü.
Gazete, eylemin ''bir taraftan da 2006 yılı içinde erken seçime gidilmesi olasılığını yavaş yavaş gözler önüne getirmeye'' başladığı görüşünü savundu.
Ethnos gazetesi, ''Türkiye'de, iktidarda yeni savaş'' başlıklı haberinde, ''2007'deki Cumhurbaşkanlığı ile genel seçimlere yaklaşıldıkça siyasi gerginliğin tırmanışa geçmesinin beklendiği'' iddiasında bulundu. Gazete, Başbakan Erdoğan'ın Cumhurbaşkanlığına seçilmek istediğini, bunun karşıtları tarafından engellenmeye çalışıldığını savundu.
''Bir öğretmenin türbanı için katliam'' başlığını kullanan To Vima gazetesi, ''İslamcı bir avukatın, türban taktığı gerekçesiyle terfi edemeyen bir öğretmenin intikamını almak üzere Danıştay üyelerine saldırdığını'' yazdı.
Katimerini gazetesi, ''Kemalist yargıcı öldürdü'' başlıklı haberinde, ''dinci kesim ile laik çevreler arasında uzun süredir devam eden çatışmanın dünkü saldırıyla açıkça ortaya çıktığı'' yorumunu yaptı. Gazete, bu saldırılarla son günlerde Cumhuriyet gazetesini hedef alan saldırılar arasında ilişki bulunduğunu da savundu.
REKTÖRLER KOMİTESİ: "SALDIRI ASLINDA TÜRKİYE CUMHURİYETİ'NE KARŞI MEYDAN OKUMADIR"
ANKARA (A.A) - 18.05.2006 - Rektörler Komitesinden yapılan açıklamada, ''Danıştaya karşı yapılan canice saldırının, aslında Türkiye Cumhuriyeti'ne açıkça bir meydan okuma olduğu'' belirtildi.
Danıştay'daki silahlı saldırıyı protesto etmek amacıyla gerçekleştirilen Anıtkabir ziyaretinin ardından Hacettepe Üniversitesi merkez kampusüne geçen rektörler, burada YÖK Başkanı Prof. Dr. Erdoğan Teziç başkanlığında toplantı yaptı.
Yaklaşık 1 saat süren toplantının ardından Teziç, Rektörler Komitesince hazırlanan basın açıklamasını okudu.
Prof. Dr. Teziç, açıklamayı okumadan önce, dün Danıştaya yapılan saldırıyı anımsatarak, bu olayı değerlendirmek üzere rektörlerin olağanüstü toplantıya çağırıldığını belirtti.
Teziç, rektörlerin, açıklamanın yapılmasını oy birliğiyle kararlaştırdığını bildirdi.
Açıklamada şunlar kaydedildi:
''17 Mayıs 2006 günü, Türkiye Cumhuriyeti'nin laik niteliğinin ve hukuk devletinin güvencesi olarak Türk milleti adına yargı yetkisini kullanan Danıştayımıza yönelik yıldırma ve yok etme amacını taşıyan hain saldırıyı nefretle kınıyoruz. Katliam niteliğindeki bu saldırının uzun zamandır yargı kararlarına ve özellikle de mahkemelerimizin Türkiye Cumhuriyeti'nin laik niteliğini korumaya yönelik kararlarına karşı iktidar odaklarından gelen kayıtsızlık ve yargı üzerinde baskı oluşturma amaçlı açıklamaların arkasından yapılmış olması çok anlamlıdır. Bu süreçte bazı basın kuruluşlarının da bu doğrultuda hedef göstererek yayın yapmaları ve sorumluların buna kayıtsız kalmaları ibret ve kaygı vericidir. Öte yandan aynı çevrelerden yapay kavram kargaşaları yaratılarak Cumhuriyetimizin laik niteliğini çarpıtarak yok etmeye yönelik tutum ve açıklamalar artık neredeyse olağan hale getirildiği gibi, bu fütursuzca eylem ve söylemler, TBMM'nin çatısı altına kadar taşınabilmiştir. Bütün bu gelişmeler laik cumhuriyete yönelen tehlikenin ne denli vahim boyutlara ulaştığının açık bir göstergesidir.''
-''CUMHURİYETİMİZİN DEĞİŞTİRİLEMEZ TEMEL DEĞERLERİ''-
Anayasaya göre, Türkiye Cumhuriyeti'nin tekil yapısı ile birlikte laik, demokratik, hukuk devleti niteliklerinin değiştirilemez ve hatta değiştirilmesi teklif dahi edilemez temel değerler olduğu vurgulanan açıklamada, şöyle devam edildi:
''Laik cumhuriyetimize karşı tehlikenin vahim boyutlara ulaştığı bu süreçte Türk milleti adına bu değerleri korumakla yetkili kurumlardan Danıştayımıza karşı yapılan canice saldırı, aslında Türkiye Cumhuriyeti'ne karşı açık bir meydan okumadır. Cumhuriyetimizin değiştirilemez temel değerlerine büyük bir inançla bağlı olan üniversitelerimiz, bu değerlerin korunmasındaki azmini kararlılıkla ve cesaretle sürdürmeye devam edecektir. Bu bağlamda bu tehlikeli gidişi durdurma konusunda, başta iktidar olmak üzer herkese düşen sorumlulukları bir kez daha hatırlatır, bu alçak ve hain saldırı sonucu aramızdan ayrılan, Danıştayımızın değerli üyesi Mustafa Yücel Özbilgin'in ailesine, yakınlarına, yargı camiasına ve tüm ulusumuza baş sağlığı, yaralı Danıştay üyelerimize acil şifalar dileriz.''
Teziç, açıklamayı okuduktan sonar rektörler ayağa kalkarak bir süre alkışladılar.
Toplantıya, tüm devlet ve vakıf üniversitelerin rektörleri, gelemeyenlerin yerine ise rektör yardımcıları katıldı.
-''DOSYASINI İNCELEDİM''-
Öte yandan, Marmara Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Tunç Eren, rektörlerin toplantısı başlamadan önce gazetecilerin sorularını yanıtladı.
Eren, Danıştaya silahlı saldırıyı yapan Alparslan Arslan'ın Marmara Üniversitesi Hukuk Fakültesinden mezun olduğu anımsatılarak üniversitede herhangi bir eyleme katılıp katılmadığının sorulması üzerine, ''Dosyasına baktırdım, bir şey yok'' dedi.
Tunç Eren, gazetecilerin, ''Üniversitede eylem yaptığına ya da siyasi herhangi bir olaya karıştığına ilişkin bir şeye rastladınız mı, dosyada dikkatinizi çeken bir şey oldu mu'' sorusuna da ''Hayır dikkat çekecek hiçbir şey yok, eylem yaptığına ilişkin bir şey yok. En çok imam hatip mezunu mu diye merak ediliyordu. Hayır, düz lise mezunu'' yanıtın verdi.
YÖK Başkanı Teziç de gazetecilerin sorusu üzerine, dün hastanede yaralıları ziyaret ettiğini belirterek, ancak olaya ilişkin herhangi bir şey sormadığını, çünkü hastaların ruh halini bozmak istemediğini söyledi.
Anadolu Ajansı web sitesinde, AA Haber Akış Sistemi (HAS) üzerinden abonelere sunulan haberler, özetlenerek yayımlanmaktadır. Abonelik için lütfen iletişime geçiniz.