AA muhabirinin çevre odaklı projeler yürüten Blue Peace Middle East (BPME) organizasyonuyla yaptığı ortak haber çalışması için çeşitli kaynaklardan derlediği bilgilere göre Orta Doğu ve Kuzey Afrika, iklim değişikliğinden en çok etkilenen bölgeler arasında yer alıyor. Bunun da etkisiyle bölge, dünya genelinde en fazla su kıtlığı çekilen alanlardan biri olarak öne çıkıyor. Bölgede nüfusun yüzde 60’ından fazlası yüksek ya da çok yüksek su stresi altındayken, bu oran küresel ölçekte yaklaşık yüzde 35.
Bölgede “aşırı yüksek su stresi” altında olan Lübnan’da ortalama yıllık sıcaklık her 10 yılda 0,11 derece artıyor ve 1950'den bu yana aylık ortalama yağış miktarı 11 milimetre azaldı.
Bölgede yine aşırı yüksek su stresi altında olan ülkelerden İran, iklim değişikliğinden ciddi şekilde etkileniyor. Ülkede ortalama sıcaklık 1960’lardan bu yana 2 derece artarken son 20 yılda yağış miktarı yüzde 20 azaldı ve yağış düzenleri değişti.
Ürdün de benzer şekilde aşırı seviyede yüksek su stresi altında olan ülkelerden biri. Ülkede yağışların yüzyılın ortasında yüzde 17, yüzyılın sonunda ise yüzde 21 azalması bekleniyor.
Bir diğer Orta Doğu ülkesi Irak’ta 2020-2021 yağış sezonu, son 40 yılın en kurak ikinci dönemi olarak kaydedildi. Bu durum, Dicle ve Fırat nehirlerindeki su akışını sırasıyla yüzde 29 ve yüzde 73 azalttı. Su kıtlığı nedeniyle yaşanan kuraklık ve toprak tuzlanması, her yıl 25 bin hektar tarım arazisinin kaybına yol açıyor. Şu anda Irak’taki tarım arazilerinin yüzde 70’i iklim değişikliği nedeniyle tamamen bozulma riski altında bulunuyor.
Türkiye’deki sıcaklıkların da 2040 yılına kadar 1- 2 santigrat derece artması beklenirken ülkedeki yağışların bölgesel olarak 200 milimetreye kadar düşebileceği ön görülüyor.
Suriye’de sıcaklığın 1,2 derece artması halinde, kuraklıkların, yaşanma olasılığı 250 yılda 1 olan bir olaydan, 10 yılda 1 görülen bir duruma dönüşeceği tahmin ediliyor. Eğer sıcaklıklar 2 dereceye kadar yükselmeye devam ederse, şiddetli kuraklıkların yaklaşık her 5 yılda 1 meydana gelmesi bekleniyor.
Azalan su kaynakları tarımsal sulamada yer altı sularına yönlendiriyor
İklim değişikliği nedeniyle azalan su kaynakları, bölgede özellikle tarım için yer altı sularının daha fazla kullanılmasına yol açıyor. Bu da yer altı sularının tükenmesine ve dengenin bozulmasına neden oluyor. Kireçtaşı yoğun bölgelerde bu durum, yer altındaki boşlukların çökmesine ve obrukların oluşmasına yol açıyor. Türkiye, İran, Ürdün ve Lut Gölü çevresi, obrukların en sık görüldüğü yerler arasında.
Obruklar Türkiye’de, özellikle Akgöl, Meke Gölü, Hortamış Gölü ve Beyşehir Gölü’nün kuruduğu Konya Havzası’nda görülüyor. Lut Gölü’ndeki çekilmeler de bölgedeki birçok ülkenin benzer sorunlar yaşamasına neden oluyor. İran’da ise obruklar ülkenin çeşitli yerlerinde görülmekle birlikte, özellikle kuzeybatı kesiminde yoğunlaşıyor. Bu bölgede birçok iç su kaynağı kuruma tehlikesi altında. Urmiye Gölü en bilinen örneklerden biri.
Ayrıca, obruklara yakın bölgelerde tuzlu iç su kaynaklarının kuruması, bu bölgelerin obruk oluşumuna karşı daha savunmasız olduğunu gösteriyor.