

Doğaya Kulak Verin.
Ekolojik gündem, sürdürülebilirlik ve çevre mücadeleleri artık cebinizde.
Yeşilhat WhatsApp kanalını takip edin.
Emine Erdoğan, Sıfır Atık Vakfı tarafından, Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı, Tarım ve Orman Bakanlığı, Birleşmiş Milletler (BM) Çevre Programı (UNEP) ve BM-Habitat işbirliğiyle "Sıfır Atık Hareketi: İnsan, Mekan, Dönüşüm" temasıyla İstanbul'da düzenlenen Uluslararası Sıfır Atık Forumu'na katıldı.
Forumun anlatıldığı video gösterimiyle başlayan program, Emine Erdoğan'ın insanlığa yaptığı çağrıların yer aldığı videoyla devam etti.
Forumda konuşan Emine Erdoğan, insanlığın geleceği için tarihi bir buluşmaya ev sahipliği yaptıklarını ifade ederek, ilkini düzenledikleri Uluslararası Sıfır Atık Forumu'nda katılımcılarla heyecanı ve umudu paylaşmaktan duyduğu memnuniyeti belirtti.
Bu forum boyunca paylaşılacak her bilginin, kurulacak her dostluk ve işbirliğinin, atılacak küçük ya da büyük her adımın, daha yaşanabilir bir dünyaya hizmet edeceğine inandığını söyleyen Erdoğan, "Hepiniz, tarihin ilk evrensel çevre kanununun kaleme alındığı topraklara, medeniyetler abidesi İstanbul'umuza hoş geldiniz." ifadelerini kullandı.
"Ne var ki insanlık, bu yüzyıla geldiğinde, değişimin değil, değiştirmesi gereken şeylerin kendisi oldu"
Emine Erdoğan, "Meşhur bir sözde şöyle denir, 'Dünyada görmek istediğiniz değişimin kendisi olun.' Ne var ki insanlık, bu yüzyıla geldiğinde, değişimin değil, değiştirmesi gereken şeylerin kendisi oldu. Döngüsel tüketim modellerine geçmek yerine, tüketim toplumlarına dönüştü. Geride bıraktığı atıklarla, yeryüzüne çöpten dağlar, okyanuslara plastikten adalar ekledi. Kendi eliyle, sahte ihtiyaçlardan ve yapay mutluluklardan örülü bir dünya kurdu. 'Düşünüyorum, öyleyse varım' dediği yerden, 'Tüketiyorum, öyleyse varım' noktasına savruldu." diye konuştu.
Yapılan anketlerin insanların yüzde 85'inin ihtiyacından hep daha fazlasını satın aldığını söylediğini, reklamların "Ne kadar çok tüketilirse o kadar değerli olunacağını" fısıldadığını kaydeden Erdoğan, üzerinde "indirim" etiketi olan her ürünü ihtiyaç olmamasına rağmen almanın kar sayıldığını kaydetti.
Bir şey kırıldığında onu tamir etmek yerine, yenisinin alındığını belirten Erdoğan, şunları söyledi:
"Ucuz ve seri üretim, 'ucuza yenilemeyi' bizlere bir fırsat olarak sunuyor. Ancak ne yazık ki hiçbir şey ucuza yenilenmiyor. Bir kot pantolonun üretilmesi için 3 bin 781 litre su kullanıldığını bilseydik, 'Ucuza yeniledik' der miydik? Teknolojik atıklarının toprağı, suyu zehirlediğini bilseydik, sapasağlam telefonlarımızı yeniler miydik? Bir dilim ekmeğin, bugün dünyada gıdaya erişimi olmayan 150 milyon çocuğun hayali olduğunu hatırlasaydık, artan yemeklerimizi bu kadar kolay çöpe atabilir miydik? Denizlerde biriken plastiklerin, balıkların bedenine oradan da soframıza döndüğünü bilseydik, kullandığımız pet şişeyi doğaya bırakabilir miydik? Küçücük sandığımız sigara izmaritlerinden çözünen toksik madde ve kimyasalların, çevrenin ilk üç kirleticisinden biri olduğunu ve metrekareye 116 izmarit düştüğünü bilseydik, izmaritlerimizi yere atabilir miydik? Bunlar ne kadar pahalı harcama kalemleri, değil mi? İşte, tek bir ürün için tüketilen enerji, su, doğal kaynaklar ve insan emeği, sözde ucuza yenilemenin, perde arkasındaki yüksek bedelleridir."
"Sıfır atık, umut ürettiğimiz, yepyeni bir dönemin adıdır"
Sıfır atığı yepyeni bir dönemin adı olduğunu vurgulayan Emine Erdoğan, "Meşhur yazarlarımızdan Yaşar Kemal'in dediği gibi; 'Yaşam, umutsuzluktan umut üretmektir. İnsan, umutsuzluktan umut üreterek bugüne kadar gelmiştir.' Bizler bugün, umutsuzluğun değil, bilakis büyük bir dönüşümün eşiğindeyiz. Sıfır atık, umut ürettiğimiz, yepyeni bir dönemin adıdır." diye konuştu.
Bazen sıfır atık yaşam modelini uygulamanın zor olduğu yönünde eleştiriler duyduğunu aktaran Erdoğan, "Şunun altını çizmek isterim ki bizim 'Sıfır Atığı' mükemmel bir şekilde uygulayan bir azınlığa değil, küçük adımları kararlılıkla atan, evindeki organik atıkları, kompost yaparak gübreye dönüştüren, restoranda artan yemeğini çekinmeden yanında götüren, elektrikli cihazını bekleme modunda bırakmayıp kapatan, velhasıl, 'Ben mi kurtaracağım dünyayı?' demeden, insanlığın iyiliği için elinden geleni, geldiği kadarıyla yapma gayretinde olan milyonlara ihtiyacımız var." ifadelerini kullandı.
"Anadolu'da, 'çöpe atmak' kimsenin tanımadığı bir kavramdı"
Emine Erdoğan, çoğu zaman sıfır atığın, çağın yeni bir fikri gibi konuşulduğunu vurgulayarak, oysa her inancın, her kültürün doğayla dost bir yaşamın rehberini insanlara sunduğunu söyledi.
O nedenle, tarihin belli bir dönemine kadar, hanelerde üretilen atıkların dünya için bir endişe nedeni olmadığına dikkati çeken Erdoğan, şunları belirtti:
"Mesela, Anadolu'da, 'çöpe atmak' kimsenin tanımadığı bir kavramdı. Henüz, okul etkinliklerinin ve hobi kurslarının dışına çıkamayan 'ileri dönüşüm', eşyaların ve ürünlerin bitmeyen yolculuğuydu. Kalan yemekleri başka bir yemeğe çevirmek, kırılan ürünleri tamir etmek, bir çocuğa küçük gelen kıyafeti başka bir çocuğa giydirmek, hayatın kendisiydi. Bir şey satın alacaksak, onun değerini belirleyen, moda olması değil 'evladiyelik' olup olmamasıydı. Mobilya gibi dayanıklı ürünler, nesilden nesile geçerdi. Kalan kumaşlar, 'kırkyama' denilen sanat eserlerine dönüşürdü. Tarım ve hayvancılıkta organik gübre kullanılırdı. Artan yemekler toprağın, kuşun, diğer mahlukatın nasibi olurdu. Şimdi, burada, hepimize çok önemli bir sorumluluk düşüyor. Bu salonda 108 farklı ülkeden, çok kıymetli katılımcılar var. Sizler, kökleri derinlere uzanan kültürlerden geliyorsunuz. Her kültürün, kendi coğrafyasıyla bütünleşmiş, ilham verici doğa dostu yaşam pratikleri var. İnanıyorum ki bu uygulamaları araştırır ve hayata kazandırırsak, insanlar için de önemli bir motivasyon kaynağı sağlamış oluruz."
Emine Erdoğan, küresel sıfır atık hedeflerini gerçekleştirme yolunda devletlere, uluslararası ve bölgesel kuruluşlara önemli roller düştüğünü vurguladı.
"Türkiye olarak var gücümüzle çözümün parçası olmak için çalışıyoruz"
Erdoğan, "Gururla ifade etmek istiyorum ki, Türkiye olarak, iklim krizindeki payımızın çok düşük olmasına rağmen, var gücümüzle çözümün parçası olmak için çalışıyoruz. 2017 yılında, Türkiye'de başlattığımız Sıfır Atık Hareketi, bu hedefin en net göstergesidir. Bu yolun başında, ülkemizde yüzde 13 olan geri kazanım oranımızı, yüzde 36 seviyesine çıkardık. Bugüne kadar, 74,5 milyon ton atığı geri kazandık. Ekonomimize 256 milyar lira kazanç sağladık. 'Sıfır Atık Mavi Hareketi' kapsamında, yaklaşık 285 bin ton deniz çöpünü topladık. Dünyadaki hiçbir krize seyirci kalmayan bir ülke olarak, çevre krizinin çözümünde de yer almayı, insanlığa karşı sorumluluğumuzu yerine getirmek olarak kabul ettik. Bu anlayışla, sıfır atık girişimimizi, zamanla uluslararası düzeye taşıdık.
2022 yılında Birleşmiş Milletler (BM) Genel Sekreteri Antonio Guterres ile "İyi Niyet Beyanı"nı imzalayarak, küresel bir hareket başlattıklarını anımsatan Erdoğan, BM Genel Kurulu'na sundukları sıfır atık konulu kararın 105 ülkenin eş sunuculuğunda, güçlü bir oy birliğiyle kabul edildiğini ifade etti.
Ülkelerin bu mutabakatının, insanlık ailesinin çevre meselesindeki dayanışma ruhunu ortaya koyan çok anlamlı bir örnek olduğunu vurgulayan Emine Erdoğan, "Bu karar neticesinde, 30 Mart tüm dünyada Uluslararası Sıfır Atık Günü ilan edilirken, Birleşmiş Milletler Genel Sekreterinin ve şahsımın başkanlığında Birleşmiş Milletler Sıfır Atık Danışma Kurulu kuruldu. 2023'ten bu yana, Danışma Kurulumuzla, dünyadaki en iyi sıfır atık uygulamalarını öne çıkarmak, uygulamayı yaygınlaştırmak ve farkındalığı artırmak misyonuyla çalışıyoruz. Ne mutlu ki biz bu yola çok kilometre ekledik." diye konuştu.
"İnanıyorum ki güzel İstanbul'umuz, bundan sonra sıfır atığın başkenti olacak"
2023'te küresel sıfır atık çalışmalarının merkezi olması amacıyla Türkiye'de Sıfır Atık Vakfını kurduklarını belirten Emine Erdoğan, şunları söyledi:
"Vakfımız, büyük bir iştiyak ve yüksek bir enerjiyle, Danışma Kurulumuzun faaliyetlerine en güçlü desteği veriyor. Vakfımız bünyesinde; sıfır atık alanında, iyi uygulama ve politika paylaşımında uluslararası bir merkez olan Sıfır Atık Enstitüsünü kurduk. Ayrıca, Küresel Sıfır Atık Ödülleri projemizi de, geçtiğimiz 30 Mart kutlamalarında, New York'ta duyurduk. Kurulumuzun sekretaryasını büyük bir özveriyle yürüten Birleşmiş Milletler Habitat'ın, Türkiye'de bölgesel bir ofis açması için gerekli adımları attık. İnanıyorum ki güzel İstanbul'umuz, bundan sonra sıfır atığın başkenti olacak; sürdürülebilir bir geleceğin temelleri burada atılacak. Ben bu vesileyle, huzurlarınızda Sıfır Atık Vakfımıza ve Birleşmiş Milletler Danışma Kurulu üyelerimize özel olarak teşekkür etmek istiyorum. Gerçekten titiz çalıştılar, kısa zamana büyük başarılar sığdırdılar ve çok güçlü bir alkışı hak ediyorlar."
Erdoğan, iklim değişikliğiyle mücadelede, bugüne kadar genellikle, belediye atık miktarı, plastik kirliliği, doğrusal üretim-tüketim gibi başlıkların gündemde olduğunu söyledi.
"İsrail, Gazze'de tarihin en vahşi soykırımını yaparken, bir yandan da 'eko-kırım' yaptı"
Emine Erdoğan, "Fakat bugün en çok, savaşların çevreye verdiği tahribatı, yeryüzüne bıraktığı derin yara izlerini, konuşmalıyız. Savaşların, iklim değişikliğiyle mücadelemizdeki kazanımlarımızı, nasıl sıfır noktasına gerilettiğini anlatmalıyız! Bunun en acı örneği, bugün Filistin'de yaşanıyor. İsrail, Gazze'de tarihin en vahşi soykırımını yaparken, bir yandan da 'eko-kırım' yaptı. Gazze'deki yıkımdan, geri dönüştürülmesi belki bir asır sürecek, 61 milyon ton enkaz kaldı. Ağaç mahsullerinin yüzde 97’si, yıllık mahsulün yüzde 82'si, çalılık alanların yüzde 95'i yok oldu." dedi.
"Gazze'de yok olan çevre, tüm insanlığa aittir"
Mühimmat, katı atık ve arıtılmamış kanalizasyondan kaynaklanan toprak kirliliğinin, gıda üretimini imkansız hale getirdiğine dikkati çeken Erdoğan, "Ne insanların yaşayabileceği bir yer kaldı, ne hayvanların otlayacağı alanlar, ne de kuşların ve su canlılarının barınacağı bir çevre. O yüzden şu gerçeğin altını kalın çizgilerle çizelim: savaşlar durmadıkça, tabiatın yaralarını saramayız. Nesiller arası adaleti sağlayamayız ve şunu lütfen unutmayalım; Gazze'de yok olan çevre, tüm insanlığa aittir. Dünyanın bir ucunda, belki bizden kilometrelerce uzakta yaşanan savaşlar, yok olan türler, kuruyan göller, büyüyen çöller, aslında yanı başımızdalar. Çünkü ekosistem bir bütündür. Gazze'nin çoraklaşan toprakları, bize de uzanır. Başka bir kıtada çekilen su ve gıda kıtlığı, bizim soframızı da yoksullaştırır. O yüzden, sıfır atık hareketi demek, küresel vicdan demektir. Bu vicdan haritasını ne kadar büyütürsek, kimsenin geride kalmadığı bir dünyayı o ölçüde tesis edebiliriz." ifadelerini kullandı.
"Sizleri İyi Niyet Beyanı'nı imzalayarak küresel sıfır atık hareketinin bir parçası olmaya davet ediyorum"
Emine Erdoğan, Kızılderili liderlerin bir karar alacaklarında, o kararın yedi nesli nasıl etkileyeceğini göz önünde bulundurduklarını ifade ederek, "İşte bu 'Yedi Nesil İlkesi', adil bir dünya için aradığımız cevaptır. Gerçek liderlik, yarını inşa edebilmektir. Gelin biz de, bugün attığımız adımların, henüz doğmamış milyarlarca insanın yaşam koşullarını belirleyen kelebek etkisini hesap edelim. Çünkü hayat, devam eden bir hikayedir. Bugün yazdığımız satırlarla geçmişin hatalarını temize çekebilir ve insanlık için yepyeni bir sayfa açabiliriz. Bu duygu ve düşüncelerle sözlerime son verirken, sizleri İyi Niyet Beyanı'nı imzalayarak küresel sıfır atık hareketinin bir parçası olmaya davet ediyorum. Her birinize katılımınız için teşekkür ediyorum. Bu anlamlı organizasyona öncülük eden Sıfır Atık Vakfımıza, Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği ve Tarım ve Orman Bakanlıklarımıza ve etkinliğin tüm paydaşlarına en kalbi şükranlarımı sunuyorum." diye konuştu.
Konuşmaların ardından hediye takdimi yapıldı. Sıfır Atık Vakfı Başkanı Samed Ağırbaş, sıfır atıktan ilhamla yapılan "Yusuf’un gömleği" adlı eseri Emine Erdoğan’a hediye etti. Ardından aile fotoğrafı çektirildi.
Foruma, Azerbaycan Ekoloji ve Doğal Kaynaklar Bakanı Mukhtar Babayev, İran Cumhurbaşkanı Yardımcısı, Çevreyi Koruma Kurumu Başkanı Shina Ansari, Birleşmiş Milletler (BM) Avrupa Ekonomik Komisyonu'nun (UNECE) İcra Sekreteri Tatiana Molcean, BM Habitat İcra Direktörü Anacláudia Rossbach, Azerbaycan Ekoloji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı OJSC Yönetim Kurulu Başkanı Etibar Abbasov, Benin Çevre ve Sürdürülebilir Kalkınma Bakanı Jose Didier Tonato, Birleşik Arap Emirlikleri İklim Değişikliği ve Çevre Bakanlığı Müsteşar Yardımcısı Alya Abdelrahim Alharmoodi, BM Habitat İcra Yöneticisi Anaclaudia Rossbach, BRS İcra Sekreteri Rolph Payet, Esvatini Turizm ve Çevresel İşler Bakanı Jane Matty Mkhonta-Simelane, Fiji Yerel Yönetimler Bakanlı Maciu Katamotu Nalumisa, Gabon Çevre, Ekoloji ve İklim Bakanı Mays Lloyd Mouissi, Irak Çevre Bakanı Hallo Mustafa Kaka Radha Al-Askari, Karadağ Mekansal Planlama, Şehirleşme ve Devlet Varlıkları Bakanı Slaven Radunović, Maldivler Turizm ve Çevre Bakanlığı Bakan Yardımcısı Ahmet Nizam, Malezya Konut ve Yerel Yönetimler Bakanı Kor Ming Nga, Mali Çevre, Temizlik ve Sürdürülebilir Kalkınma Bakanı Mariam Tangara, Mısır Yerel Yönetimler Bakanı ve Çevre Bakanı Vekili Prof. Dr. Manal Awad Mikhaiel Aboughatas, Moritanya Çevre ve Sürdürülebilir Kalkınma Bakanı Messouda Mohamed Laghdaf, Özbekistan Ekoloji, Çevre Koruma ve İklim Değişikliği Bakanı Aziz Abdukhakimov, Rusya İklim Değişikliği Özel Temsilcisi Ruslan Edelgeriev, Sierra Leone Çevre ve İklim Değişikliği Bakan Yardımcısı Mima Yema Mimi Sobba - Stephens, Somali Çevre ve İklim Değişikliği Bakanı Bashir Mohamed Jama, Türk Devletleri Teşkilatı (TDT) Genel Sekreter Yardımcısı Merey Mukazhan, TDT Genel Sekreter Yardımcısı Ömer Kocaman, Togo Çevre ve Orman Kaynakları Bakanı Katari Foli-Bazi, Türkmenistan Doğal Kaynaklar ve Çevre Koruma Bakanı Charygeldi Babanyyazov, Nun Vakfı Mütevelli Heyeti Başkanı Esra Albayrak ve KADEM Vakfı Mütevelli Heyeti Başkanı Sümeyye Erdoğan Bayraktar ile BM Sıfır Atık Danışma Kurulu üyeleri, gazeteciler ve akademisyenler de katıldı.