

Elektrik üretmenin en az maliyetli yollarından biri olan bu enerji, hidroelektrik santrallerinin (HES) akan suyun gücünü elektriğe dönüştürmesi ile ortaya çıkıyor.
Hidroelektrik santrali çalışma prensibi şu şekilde: Akarsu, nehir, dere gibi akan bir suyun önüne betondan yapılan setler çekilerek öncelikle suyun belirli bir yükseklik kazanması sağlanıyor. Su yükseklik kazandıkça potansiyel enerjisi de artıyor. Potansiyeli artan suyun, önüne çekilen beton bloklar içerisine yerleştirilen çeşitli ekipmanlarla türbin olarak adlandırılan yerlerden geçmesi kinetik enerji meydana getiriyor. Sürtünmeden kaynaklı bir miktar kayıp yaşansa da var olan potansiyel enerjinin önemli bir bölümü kinetik enerjiye çevriliyor. Türbine bağlı jeneratörler ile de elektrik enerjisi elde ediliyor.
Hidroelektrik santrallerinin avantajları ise şöyle sıralanabilir:
- Hava kirliliği oluşturmaması
- Barajların önüne yapılan setler sayesinde ani sel baskınlarına karşı koyması
- Elektirik üretiminin yanı sıra çevresinde bulunan tarım arazilerinin su ihtiyacını karşılaması
- Santral çevresinin ağaçlandırılması ile erozyonu önlemesi
- Santralin çevresinde yaşayan insanlara iş imkanı sağlaması
Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığının resmi internet sitesinde, Haziran 2022 sonu itibarıyla Türkiye’nin hidrolik enerjisine dayalı elektrik kurulu gücünün 31 bin 558 megavat ve bu enerji türünün ülkenin toplam kurulu gücü içerisindeki oranının yüzde 31 olduğu bilgisi yer alıyor.
Türkiye Elektrik İletim AŞ’nin (TEİAŞ) 2023 yılı nisan ayı verilerine göre ise Türkiye’de hidroelektrik santrallerinin günlük elektrik üretimindeki payı yüzde 41,1 olarak kayda geçti. Günlük üretimde barajlı hidroelektrik santralleri yüzde 26,6 ile ilk sırada, akarsu hidroelektrik santralleri yüzde 14,5'lik payla ikinci sırada yer buldu.