Sulak Alan

25.02.2024
İstanbul

Yeryüzündeki karbonun yüzde 40'ını tutarak yutak görevi gören sulak alanlar, küresel iklim değişikliğini kontrol eden ekosistemlerin başında geliyor.

Sulak alanlar; karasal, kıyısal ve denizel yaşam ortamlarını yani farklı habitatları bir araya getiren ekosistemler.

Doğal işlevleri ve ekonomik değerleriyle yeryüzünün en önemli ekosistemlerinden biri olarak değerlendirilen sulak alanlar, dünya üzerinde okyanuslardan dağlara, alpin zonlardan tropiklere kadar hemen hemen tüm iklim kuşaklarında bulunabiliyor.

Sulak alanların pek çok çeşidi var. Bunlar arasında bataklıklar, göller, nehirler, turbalıklar, taşkın düzlükleri, deltalar, tuzlalar, mangrovlar, deniz çayırı yatakları, mercanlar ile gelgit anında 6 metreden derin olmayan deniz kıyısı alanları sayılabiliyor.

Sulak alanlar, zengin bir biyoçeşitlilik barındırıyor. Dünyadaki bilinen hayvan türlerinin yüzde 10’undan fazlasına ve tüm balık türlerinin yüzde 50’sine ev sahipliği yapıyorlar.

Sulak alanların işlevi

Tortu (sediman) ve zehirli maddeleri alıkoyarak ya da azot, fosfor gibi besin maddelerini kullanarak suyu temizliyorlar.

Doğaları gereği barındırdıkları su kaynakları ile insanlar ve diğer canlılar için su ve/veya su ortamı sağlıyorlar. Bulundukları bölgede yer altı sularını besleyerek su rejimini düzenliyor, suyun kalitesini iyileştiriyor, sel ve taşkın olaylarının etkilerini azaltıyorlar. 

Bulundukları bölgede nem oranını yükselttiklerinden başta yağış ve sıcaklık olmak üzere iklim elemanları üzerinde olumlu etkileri söz konusu.

Başta balıklar ve su kuşları olmak üzere zengin bitki ve hayvan çeşitliliği ile birçok türün yaşamasına olanak sağlıyorlar.

Balıkçılık, tarım ve hayvancılık, saz üretimi, turizm gibi olanaklarıyla sundukları yüksek parasal değerler ile bölge ve ülke ekonomisine katkı sunuyorlar.

Yapay sulak alan nedir?

Doğal sulak alanlara ek olarak atık su arıtım havuzları ve büyük barajların oluşturduğu rezervuarlar “yapay sulak alan” olarak tanımlanıyor.

Bunlar, su bitkilerinin yaşadığı göller veya sığ yapay kanallardan oluşuyor.

Yapay sulak alan yönteminin çalışma prensibi

Uygulamada, sulak alanlar kimyasal, fiziksel ve biyolojik sistemler yoluyla karmaşık organik maddelerin parçalanmasında rol oynayan mikroorganizmaların çoğalmasını teşvik ediyor.

Bu sistemin işleyişinden ortaya çıkan veya yüzen su bitkileri sorumlu. Yüzen türlerin çoğu katı maddenin çökeltme veya bitki kök sistemine emilme yoluyla giderildiği nispeten sığ su yollarına sahip tasarımlarda kullanılıyor.

Yapay sulak alanların tropik iklimlere iyi uyum sağlamalarının yanı sıra düşük maliyetleri, kullanım ve bakım kolaylığı ve peyzaj etkileşim potansiyeli sayesinde özellikle kırsal ve az nüfuslu yerleşim alanlarında kullanılması tavsiye ediliyor.

Yapay sulak alanlarda en yaygın kullanılan iki sitem; su akımının serbest bir yüzeye sahip olduğu sulak alanlar ve suyun yüzey altı akışlı olduğu sulak alanlar.

Yapay sulak alanların sağladığı avantajlar neler?

- Suyun tekrar tekrar kullanımı ve dönüşümüne olanak veriyorlar.

- Su debisinde yaşanan değişimler kolaylıkla tolere edilebiliyor.

- Besin maddelerini tutma kapasiteleri yüksek.

- Diğer organizmalar için de uygun bir yaşam ortamı sunuyorlar.

- Bakım ve inşaat maliyetleri alternatif yöntemlere göre çok daha uygun.

- Daha az enerji tüketimine ve bakıma ihtiyaç duyuyorlar.

Yapay sulak alanların kullanımına ilişkin kısıtlayıcı faktörler 

Sulak alan arıtmasının etkinliği yağış ve kuraklık gibi çevresel koşulların mevsimsel değişimine bağlı olarak farklılıklar gösterebiliyor.

Yapay sulak alanlar yalnızca arazinin bol ve pahalı olmadığı yerlerde ekonomik kullanılabiliyor.

Amonyak ve pestisit gibi toksik kimyasallara karşı duyarlı oldukları için bu gibi kirleticilerin suya karışması geçici olarak arıtmanın etkinliğini azaltabiliyor.

KATEGORİDE ÖNE ÇIKANLAR