

Doğaya Kulak Verin.
Ekolojik gündem, sürdürülebilirlik ve çevre mücadeleleri artık cebinizde.
Yeşilhat WhatsApp kanalını takip edin.
Birleşmiş Milletler Gıda ve Tarım Örgütü'nden (FAO) yapılan yazılı açıklamaya göre, Akdeniz Günü'nde FAO Akdeniz Genel Balıkçılık Komisyonu (GFCM) tarafından "Akdeniz ve Karadeniz Balıkçılığının Durumu 2025" (The State of Mediterranean and Black Sea Fisheries) (SoMFi) raporu yayımlandı.
SoMFi, GFCM üyelerinin verilerine ve bilimsel değerlendirmelere dayanarak bölgedeki balıkçılık stoklarını ve su ürünleri yetiştiriciliğini izleyen, politika yapıcılar için temel bir rehber niteliği taşıyor.
Akdeniz ve Karadeniz'deki 120 stokun analizini içermesi nedeniyle bugüne kadarki en kapsamlı araştırma niteliği taşıyan rapor, bölgede balıkçılıkta sürdürülebilirlik alanında güçlü ilerlemeler kaydedildiğini gösteriyor.
Rapora göre, balıkçılıkta sürdürülebilirlik endişeleri devam ediyor, aşırı avcılık son 10 yılın en düşük seviyesine geriledi ve su ürünleri yetiştiriciliğiyle daha fazla insan besleniyor.
Balıkçılık kaynakları üzerindeki baskı yüzde 50 azaldı ve stoklarda toparlanma işaretleri görüldü. Özellikle barbun, dev kırmızı karides, Adriyatik dil balığı ve Karadeniz kalkanı gibi türlerde balıkçılık kaynaklı ölümlerde önemli düşüşler yaşandı ancak sardalya stokları hala aşırı avlanmanın etkisi altında.
Balıkçılık kaynaklı ölümler 2013-2023 yıllarında keskin bir şekilde azaldı ve değerlendirilen ticari türlerin biyokütlesi yüzde 25 arttı. Bu ilerleme, kanıta dayalı balıkçılık yönetimi sayesinde, yani 11 yönetim planı, 11 kısıtlama alanı ve 18 araştırma programının uygulanmasıyla sağlandı.
Türkiye, Akdeniz ve Karadeniz'de balıkçılık ve su ürünleri yetiştiriciliğinde lider konumunu sürdürüyor
Öte yandan rapora göre, Akdeniz ve Karadeniz havzalarında Türkiye, 2023'te 413 bin 600 ton av miktarıyla başlıca üretici olmaya devam ediyor. Bu miktar, 2020–2021 dönemine göre yüzde 66,9 arttı. Bu artışta hamsi balıkçılığının payı büyük yer tutuyor.
Karadeniz, 294 bin ton av hacmiyle hakim konumda bulunuyor ve bölgedeki en önemli 10 limanın 9'una ev sahipliği yapan Türkiye'de küçük ölçekli balıkçılık, toplam deniz avcılığı gelirinin yüzde 23'ünü sağlarken, açık deniz balıkçılığı istihdamının yüzde 59'unu oluşturuyor.
Ülke Karadeniz'de kalkan balığı, deniz salyangozu ve mahmuzlu camgöz köpekbalığı avcılığının, Doğu Akdeniz'de dev kırmızı karides ve mavi-kırmızı karides avcılığının yönetiminde aktif rol alıyor.
Su ürünleri yetiştiriciliğinde de liderliğini sürdüren Türkiye, 2023'te deniz ve acı su yetiştiriciliğinde 399 bin ton üretim gerçekleştirerek bölgesel üretimin yüzde 42,6'sını sağlıyor. Üretim, ağırlıklı olarak levrek, çipura ve gökkuşağı alabalığı üzerinden deniz kafeslerinde yoğunlaşıyor.
Türkiye, son yıllarda bölgesel üretimde yüzde 22'lik artışla yaklaşık 70 bin ton ek üretim sağlayarak diğer ülkelerin toplam büyümesini geride bıraktı.
Tatlı su yetiştiriciliğinde de güçlü bir konumda bulunan Türkiye, 2023'te 156 bin 758 ton üretimle bölgesel tatlı su üretiminin yaklaşık yüzde 9'unu gerçekleştirdi ve bu üretimin ağırlıklı olarak havuz ve kafeslerde yetiştirilen gökkuşağı alabalığından oluştu.
Ülkenin balıkçılık ve su ürünleri yetiştiriciliğinde sağladığı bu büyüme, gıda güvenliğine katkı sağlıyor ve kıyı topluluklarının geçim kaynaklarını güçlendiriyor.
"Sıcak noktalarda ıskarta ve hassas türlerin tesadüfi yakalanmaları gibi diğer zorluklar da devam ediyor"
Açıklamada görüşlerine yer verilen, FAO Balıkçılık ve Su Ürünleri Yetiştiriciliği Direktörü ve Genel Direktör Yardımcısı Manuel Barange, stokların istenilen seviyede olmadığını ancak bilim temelli yönetim tedbirleri sayesinde toparlanmaya başladığını belirterek, "Sorumlu bir şekilde yürütüldüğü takdirde su ürünleri yetiştiriciliği, gelecekteki su ürünü talebini karşılamaya yardımcı olabileceğini kanıtlıyor. Bu çabaların sürdürülmesi, ekosistemlerin korunması, geçim kaynaklarının güçlendirilmesi ve bölgede gıda güvenliğinin sağlanması için kritik önem taşıyor." diye konuştu.
Avrupa Komisyonu Akdeniz ve Karadeniz Balıkçılık Yönetimi Birimi Başkanı Milena Mihaylova da su ürünleri yetiştiriciliğinin büyümeyi ve yeniliği teşvik ettiğine işaret ederek, "Bu sonuçlar, MedFish4Ever ve Sofia Bildirgeleri gibi bölgesel taahhütlere dayanmakta ve ülkelerin sürdürülebilirliğe yönelik güçlü kararlılığını yansıtmaktadır." ifadesini kullandı.
Sosyal ve ekonomik düzeylerde de uzun vadeli sürdürülebilirliğin sağlanması için daha fazla işbirliği ve sürekli eylem gerekli olduğunu dile getiren Mihaylova, "İlerlemelere rağmen, bölgede değerlendirilen stokların yüzde 52'si hala aşırı avlanıyor. Bu oran, 10 yıl önce stokların yüzde 87'sinin aşırı avlanmış olduğu dönemle karşılaştırıldığında önemli bir iyileşme olsa da, sağlıklı bir deniz ekosistemi için hala çok yüksek. Benimsenen önlemlere uyumun artırılması, yaşlanan iş gücü ve karlılıktaki eşitsizliklerin yanı sıra, özellikle bölge genelinde belirlenen sıcak noktalarda ıskarta ve hassas türlerin tesadüfi yakalanmaları gibi diğer zorluklar da devam ediyor." değerlendirmesinde bulundu.