

Doğaya Kulak Verin.
Ekolojik gündem, sürdürülebilirlik ve çevre mücadeleleri artık cebinizde.
Yeşilhat WhatsApp kanalını takip edin.
Nüfus artışı, kentleşme ve artan gıda tüketimi, küresel su krizini tetiklerken bu durum akıllı su yönetimi teknolojilerine olan ihtiyacı artırıyor.
Bu konuda hayata geçirilen bir girişim olan Blueit'in kurucusu, biyokimyager Hülya Tomak, AA muhabirine, yapay zeka ile su yönetimini birleştirdiklerini ve bu platformla hem su farkındalığını yaygınlaştırmayı hem de su yönetiminde teknolojinin önemini vurgulamayı amaçladıklarını söyledi.
Endüstriyel tesisler ve ticari binalarda su ve atık su proseslerini uçtan uca dijitalleştiren, yöneten ve optimize eden yapay zeka destekli yazılım ve algoritmalar geliştirdiklerini belirten Tomak, hayata geçirdikleri dijital platformun, tesislerin adeta su tomografisini çektiğini ifade etti.
Yapay zekanın, sıcaklık, yağış, nem, buharlaşma hatta uydu verilerinden yer altı su miktarlarına kadar pek çok veriyi toplama imkanı sunduğunu anlatan Tomak, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Tesislerdeki su tüketimlerini sensörler aracılığıyla topluyoruz ve bunları çeşitli istatistiksel analizlerden, metotlardan geçiriyoruz. Arka planda geliştirdiğimiz yapay zeka algoritmasıyla da sistemimiz, tesisin su dinamiklerini, su örüntülerini ve o tesisin en çok hangi zamanlarda, ne şekilde su tüketimi gerçekleştirdiğini öğreniyor, bir değişim olduğunda, bir anomali olduğunda bunun sebebini saptayıp kullanıcıya bildiriyor. Aslında yapay zekayı hem geleceği tahminlemede hem de mevcut riskleri, anomalileri saptayıp anlamlandırmada kullanıyoruz."
"5 olimpik havuz büyüklüğünde su tasarrufu sağladık"
Platformun sağladığı en önemli avantajları su yönetiminde izlenebilirlik ve kayıp kaçakların anlık olarak tespit edilebilmesi şeklinde sıralayan Tomak, sistemin Avrupa Birliğinin zorunlu tuttuğu farklı regülasyon ve mevzuatlara uygun raporlar hazırladığını ve suyun verimli kullanılmasını sağlayarak enerji tüketimlerinden ve karbon emisyonlarından kaynaklanan maliyetleri azalttığını, hem enerji hem de su verimliliğine katkı sunduğunu vurguladı.
Tomak, "2022 yılından bu yana 500 bin metre küpten fazla su yönettik. Bu, 200 olimpik havuz büyüklüğünde su demek ve biz bu 200 olimpik havuz büyüklüğündeki sudan, 5 olimpik havuz büyüklüğünde tasarruf sağladık." diye konuştu.
Platform su verimliliği seferberliğine nasıl katkı sunuyor?
Tomak, platform sayesinde aynı zamanda yaklaşık yüzde 1 ila 2 enerji tasarrufu sağlandığına değindi.
27 Aralık 2023’te yayımlanan Su Verimliliği Yönetmeliği ile birlikte, binalar, yerleşkeler, oteller, alışveriş merkezleri, sanayi tesisleri ve organize sanayi bölgeleri için su verimliliği sistemleri kurma zorunluluğu getirildiğini hatırlatan Tomak, şöyle devam etti:
"Bakanlık diyor ki ilk etapta mavi belgelendirmeyi alabilmek için bir mevcut durumunu öğren, bir su izleme sistemi kur, hedeflerini belirle. Aslında temel bir planlama istiyor ve buna hak kazanılırsa da aslında mavi belgelendirmeyi veriyoruz. Biz bu mavi belgelendirmedeki sürecin yüzde 100'ünü şu an kendi sistemimizle karşılayabiliyoruz. Hatta şu an birlikte çalıştığımız müşterilerimize de o belgelerini hazırladık. Başvurularda bulunmak için portalın açılmasını bekliyoruz. Bir sonraki adım da yeşil belgelendirme. Bakanlık diyor ki 'Evet mavide izledin, sadece izlemen yetmez yeşilde de tesisinde buna yönelik iyi uygulamalar yap ve bunu da takip et.' Bu noktada biz yine sistemimizle yeşil belgelendirmedeki kriterleri de karşılıyoruz."
Tomak, platformun aynı zamanda Birleşmiş Milletler Sürdürülebilir Kalkınma Hedefleri’nin temiz su ve sanitasyon, sorumlu tüketim ve üretim ile iklim eylemi hedeflerine odaklanarak, su yönetimi süreçlerinde küresel su sorunlarının çözümüne katkı sunduğunu bildirdi.
Her endüstri kolunda en az yüzde 15 ile 20 aralığında su tasarrufu sağlama hedefleri olduğundan ve bunları gerçekleştirmek için Türkiye'de devlet desteği, dünya genelinde ise uluslararası fonlarla birlikte yeni su teknolojileri geliştirmeyi amaçladıklarından bahseden Tomak, Türkiye'den çıkmış bu su teknolojisinin kullanımını önce Avrupa, sonrasında diğer ülkelerde yaygınlaştırmanın en büyük hedefleri olduğunu dile getirdi.