

Doğaya Kulak Verin.
Ekolojik gündem, sürdürülebilirlik ve çevre mücadeleleri artık cebinizde.
Yeşilhat WhatsApp kanalını takip edin.
Yalova Lisesinde tarih öğretmenliği yaparken öğrencileriyle TÜBİTAK'ın Liseler Arası Bilgi Yarışması'na katılan Kavak, bunun için gittikleri İbrahim Müteferrika Kağıt Müzesi'nden etkilenerek, kağıdın tarihi serüvenine merak saldı.
Müze müdürünün kağıt yapmayı öğretmesiyle başlayan Kavak'ın bu yolculuğu, yıllar içerisinde "Medeniyet Hamuru" markasıyla farklı bir dünyaya evrildi.
Kavak, Üsküdar'da kurduğu atölyesinde atık kağıtları değerlendirip çeşitli ürünlere dönüştürerek hem yeniden ekonomiye kazandırıyor hem de su ve enerji tasarrufuyla doğanın korunmasına katkı sunuyor.
"Hem geri dönüşüm kağıt hem de lifli kağıt üretiyoruz"
Nebahat Kavak, AA muhabirine, öğretmenlik yaptığı sırada okul çıkışlarında öğrencileriyle müzeye giderek kağıt yapmaya başladıklarını ve yapım sürecini öğrendiklerini söyledi.
"Mevlana Kağıdı" diye karışım bir kağıt ürettiklerini ve bununla katıldıkları TÜBİTAK yarışmasında ilk önce bölge birincisi olduklarını, daha sonra Türkiye derecesi aldıklarını anlatan Kavak, atık kağıtla hikayesinin böyle başladığını ifade etti.
Kavak, Türkiye'de kağıt üretiminde usta-çırak ilişkisi bulunmadığını, bu nedenle ilk zamanlarda yaptığı kağıtların yüzeyinin krater gibi çok pürüzlü olduğunu ancak zamanla eğitimler ve deneme yanılma yöntemiyle kendisini geliştirdiğini belirtti.
Bir süre sonra tayininin İstanbul'a çıktığını, burada 4007 TÜBİTAK Bilim Fuarı kapsamında ilk kez tohumlu kağıt yaptıklarını, Japonların yeşeren kağıtlarından esinlenerek, ata tohumları üzerine çalışmaları sonucunda yarışmalara katıldıklarını kaydeden Kavak, "Bu proje bir mansiyon ödülü aldı. Ondan sonra bu tohum üzerine özellikle gitmeye başladım. Beyoğlu'nda, Kadıköy'de, Ümraniye'de ve daha sonra da Üsküdar'da bunun atölyelerini kurduk. 2 yıl önce de öğretmenlikten emekli oldum. Kendi şirketimizi kurduk. Burada çıraklarımla bir taraftan geri dönüşüm kağıt üretiyoruz hem de lifli kağıt üretimi yapıyoruz." diye konuştu.
Atık kağıtlar "elmas" denilen birinci sınıf malzemelere dönüştürülüyor
Üretilen atık kağıt ürünlerinin çevre ve toplum açısından önemini vurgulayan Kavak, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Ülkemizde geri dönüşüm konusu son yıllarda hız kazanmakla beraber tam istenilen seviyeye gelmiş değil. Bir defa kağıt olduktan sonra onu 4-5 kere daha az su, daha az enerji kullanarak tekrar kağıt haline getirebiliyorsunuz. Bu ne demektir? Hem bir taraftan ağaçlar yok olmamışken bir taraftan da daha az su ve enerji kullanıyorsunuz. Bir ton kağıdı geri dönüştürdüğünüz zaman 17 ağacı kurtarıyorsunuz, yüzde 90 daha az su ve enerji kullanıyorsunuz."
Kavak, atıkların doğru ayrıştırılmasının önemine dikkati çekerek, altınları altınlarla, gümüşleri gümüşlerle, tenekeleri tenekelerle bir araya getirmenin ve sonrasında bunu da el yapımı kağıtla "elmas" haline dönüştürmenin daha kıymetli olduğunu ifade etti.
Ayrıştırma işleminde fabrikasyon yöntemi kullanıldığı zaman kağıtların en fazla "gümüş" haline getirilebileceğini kaydeden Kavak, "El yapımı kağıtla bunlar birer elmasa dönüşüyor. Yumurta kolileri gibi koliler bizim atıklarda en son aşamamızdır. Onları alıyoruz, tekrar hamur haline getiriyoruz ve onlardan 'elmas' dediğimiz defter kağıtları, davetiyeler, ayraçlar yani birinci sınıf malzemeler üretiyoruz." dedi.
"Hedefimiz okullarda atık kağıt üretim atölyeleri kurmak"
İstanbul Teknik Üniversitesi işbirliğinde Türkiye'de yetişen, üretim ve hasat süreci bittikten sonra atıl duruma gelen malzemelere yönelik proje yürüttüklerini ve bu kapsamda bamyadan lifli kağıt üretmek için çalışma yaptıklarını anlatan Kavak, bu çalışmalar üzerine yazılan iki bitirme tezinin uluslararası hakemli dergilerde yayımlanma aşamasında olduğunu dile getirdi.
Kavak, aynı zamanda ilkokullarda hem geri dönüşüm bilincinin artırılması hem de doğru şekilde atıkların toplanması için etkinlikler, eğitimler ve atölye çalışmaları yürüttüklerini bildirdi.
Atık malzemeler konusunda bilincin oluşması için çaba sarf ettiklerini belirten Kavak, "Bilinç olmadan ne üretim tam anlamıyla hedefine varmış oluyor ne de projeler hedefine ulaşmış oluyor. Çocuk okula gidiyor, atığını bir kutuya atıyor fakat daha sonra ne olduğunu bilmiyor. İşte biz onlara bu atıkların daha sonra nelere dönüşebildiğini öğretmeye çalışıyoruz. En büyük hedeflerimizden bir tanesi bunu Türkiye'deki bütün okullara yaymak ve okullarda küçük de olsa birer atık kağıt üretim atölyelerinin kurulmasını sağlamak." ifadelerini kullandı.
"Medeniyetlerin, kültürlerin aktarımında kağıdın yeri azımsanamayacak seviyede"
Nebahat Kavak, markasına verdiği "Medeniyet Hamuru" isminde, idolü olan Mehmet Ali Kağıtçı'nın gazete bastığı kağıdı hediye ettiği Mustafa Kemal Atatürk'ün, kağıdın güzelliğinden etkilenerek söylediği "Elimde görmüş olduğunuz medeniyetin hamurudur." sözünden esinlendiğini dile getirdi.
Markasına isim ararken daha eski dönemlerden bugüne intikal eden kağıtla ilgili birçok kelimeyi çıkardığını anlatan Kavak, şunları kaydetti:
"Sadece binalar yaşamaz, isimlerin de yaşaması gerekir. Biz aynı zamanda ileride Türk gençlerine bırakılmak üzere Medeniyet Hamuru, Kağıthane-i Yalakabat, İstanbul Kağıthanesi, Kağıthane-i İstanbul ve Üsküdar Matbaası isimlerinin patentlerinin de bir kısmını aldık. Hedefimiz bunları gençlere bırakmak, isimler yabancılar tarafından satın alınmasın diye. Medeniyet Hamuru da bizim marka ismimiz oldu. Gerçekten kağıt medeniyetin hamurudur. Çünkü tarihi incelersek taşla başlayan bir süreç var. Ama kağıda geldiği zaman kültür aktarımının çok hızlandığını görüyoruz. O yüzden gerçekten medeniyetlerin, kültürlerin aktarımında kağıdın yeri hiç de azımsanamayacak bir seviyede."