Araştırma: İklim değişikliğinin ilk etkileri 1885'te saptanabilirdi

28.07.2025
İstanbul

Dr. Ümit Şahin, "Küresel ısınmanın daha eski tarihlerde bilindiği bir senaryoda dahi siyasi ve ekonomik çıkarların korunması çabasıyla önlem alabilmek mümkün olmazdı." dedi


Doğaya Kulak Verin.
Ekolojik gündem, sürdürülebilirlik ve çevre mücadeleleri artık cebinizde.
Yeşilhat WhatsApp kanalını takip edin.


ABD'deki Columbia Üniversitesinden akademisyenlerin yaptığı ve sonuçları bilim dergisi Proceedings of the National Academy of Sciences'ta (PNAS) yayımlanan çalışmaya göre, karbondioksitin ısı tutucu özelliklerine dair fiziksel temeller 19. yüzyılın ortalarında, fosil yakıt kullanımının atmosferdeki karbondioksit seviyelerini hızla artırdığı bir dönemde ortaya kondu. Ancak bugüne kadar yapılan araştırmalarda, "19. yüzyıldaki bilim insanları şu anki iklim modellerine ve gözlem ağlarına sahip olsaydı iklim değişikliği ne zaman tespit edilebilirdi?" sorusu ele alınmadı.

Çalışmada, son teknoloji iklim modelleriyle yapılan bir "düşünce deneyi" aracılığıyla bu soruyu inceleyen bilim insanları, 1860'ta atmosfer sıcaklığındaki değişimlerin doğru şekilde ölçme yeteneğine sahip olunduğunu varsayarak, iklim değişikliği sinyalinin ilk olarak ne zaman tespit edilebileceğini belirlemek için standart bir "parmak izi" (fingerprint) yöntemi kullandı.

Bilim insanlarının o dönemde atmosferik sıcaklıkları izlemeye başlamış olduğu varsayıldığında fosil yakıt kullanımının neden olduğu ve görece küçük karbondioksit artışlarından kaynaklanan stratosferik soğuma sinyalini tespit etmenin 25 yılı alacağı belirlendi. Böylelikle stratosferik sıcaklık üzerindeki insan etkisinin 1885 gibi erken bir tarihte tespit edilebileceği sonucuna ulaşıldı.

Sera etkisi ve karbondioksit

AA muhabirinin sorularını yanıtlayan Sabancı Üniversitesi İstanbul Politikalar Merkezi İklim Değişikliği Çalışmaları Koordinatörü Dr. Ümit Şahin, karbondioksit nedeniyle yeryüzünün ısındığının 150 seneden uzun bir süredir bilindiğini, küresel ısınmanın ciddi bir hal aldığı ve kesinleştiği yılın ise 1988 olduğunu söyledi.

Şahin, bu yıldan önce de küresel ısınma ile ilgili konuşmalar yapıldığını ancak konunun yeterli ilgiyi görmediğini anlattı.

Atmosferdeki karbondioksit artışının 19. yüzyılın ilk yarısında var olduğu ancak 1960'lara kadar ölçüm yapılmadığı bilgisini veren Şahin, Columbia Üniversitesinin son çalışmasına dair şunları kaydetti:

"Söz konusu çalışma bir düşünce deneyi. Yani 'Böyle bir şey olabilirdi.' Bunun önemi ne? İddia edildiği ya da sanıldığı gibi küresel ısınma meselesi çok yeni bir mesele değil. Fingerprint dedikleri, yani çeşitli indikatörler olacak, bir indikatör size onun başladığını gösterecek. Proxy fingerprint denen şeylerle birtakım ölçümler yapılıyor, örnekler alınıyor. Örneklerde bazen insan etkisi bazen doğal etkiler bulunuyor. Sonuçta bir parmak izi varsa, insan etkisi varsa, bir göstergeyle, bir indikatörle onu saptayabiliyoruz. Eğer o zamanda stratosferin sıcaklığını sürekli takip edebilselerdi, o parmak izini 1885'te bulacaklardı."

ABD'de, 1950'li yıllarda iklim değişikliğinin tartışıldığını ancak konunun 1960'larda fosil yakıt şirketlerinin çabasıyla unutturulduğunu belirten Şahin, 1960-1970'li yıllarda ise fosil yakıt şirketlerinin iklim değişikliği faktörünü yakından takip ettiğini ve "küresel soğuma" gibi bahanelerle konuyu gündemden düşürmeye çalıştıklarını hatırlattı.

"Küresel ısınmanın daha eski tarihlerde bilindiği bir senaryoda dahi siyasi ve ekonomik çıkarların korunması çabasıyla önlem alabilmek mümkün olmazdı." görüşünü paylaşan Şahin, fosil yakıt şirketleri başta olmak üzere ABD Başkanı Donald Trump gibi iklim karşıtı siyasiler nedeniyle de bugün alınması gereken tedbirlerin alınmadığına işaret etti.

Kademeli ve yavaş azaltım önerisi

İklim değişikliği etkilerinin azaltılması için atılacak en önemli adımın 30 yıl içinde fosil yakıt kullanımına son verilmesi olduğunu söyleyen Şahin, "Yavaş yavaş azaltarak 30 sene sonra, 2050'lerde de sıfıra indirmek gerekiyor. Bütün dünya devletleri, Türkiye de dahil zaten bunun altına imza attı. Paris Anlaşması bunu söylüyor. Türkiye'nin de 2053'e kadar net sıfır hedefi var. Net sıfır demek zaten fosil yakıt kullanmamak demek. Fosil yakıt kullanımını azaltmaya ve emisyonları azaltmaya 2040'larda başlarsanız o kadar kısa sürede bitiremezsiniz. Bunun kademeli, yavaş yavaş olması lazım. 30 senede olabilecek bir şey bu ama 10 yılda olamaz. Dolayısıyla hemen tedrici bir şekilde azaltmaya başlamak ve 2035'te mesela kömür kullanımını en azından sonlandırmak gerekiyor." diye konuştu.

Elektriğin tamamen, özellikle yenilenebilir enerjiden elde edilmesi, kademeli olarak sanayi ve ulaşımda elektrikli araç kullanımına geçilmesi yine sanayide yenilenebilir enerji kaynaklarının tercih edilmesi gerektiğine değinen Şahin, İklim Kanunu'nun altını dolduracak net azaltım hedefleri ve iklim hedefleri olması gerektiği değerlendirmesinde bulundu.

KATEGORİDE ÖNE ÇIKANLAR