Kolay tüketilen sabah programları toplumun değerlerini aşındırıyor

"Dayanışmayı vurgulamak yerine sadece şiddet, sadece cinayet, sadece rekabet, sadece saldırganlık sergilendiğinde bu, bir sosyalizasyon aynı zamanda. Böyle sosyalleştiriyoruz insanları yani eğitiyoruz"

İbn Haldun Üniversitesi Sosyoloji Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Alev Erkilet, sabah kuşağı programlarının kadın kimliğine ve toplum değerlerine zarar verdiğini belirterek bu programlarının yeni bir formata bürünmesi gerektiğini söyledi.

İbn Haldun Üniversitesi Sosyoloji Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Alev Erkilet, barındırdığı şiddet ve dram unsurlarıyla sık sık tepki çeken sabah kuşaklarının yol açtığı toplumsal etkileri, AA muhabirine değerlendirdi.

Erkilet, sabah kuşaklarını genel olarak kadınların takip ettiklerini, bu programların bilinçli olarak kadınları hedef kitle olarak belirlediğini söyledi.

Bu tür programların, kadınların sadece kendilerini değil, aynı zamanda çocuklarını da etkilediğine dikkati çeken Erkilet, “Çünkü çocuk da anneyle birlikte evde. Yani en azından çocukların bir kısmının aynı içeriklere maruz kaldığı gerçeğini de bence hatırlamamız lazım. Yani sadece kadın dediğimiz zaman yeterince olayın vahametini idrak etmediğimizi düşünerek söylüyorum.” dedi.

Erkilet, sabah kuşağı programlarının bu kadar çok takip edilmesinin en büyük nedeninin “kolay tüketim” olduğunu anlatarak bu konuları konuşmak için kendini geliştirmeye gerek olmadığını vurguladı.

Herkesin konuşabileceği “dedikodu” tarzı bir program mantığı olduğu için hızlıca yayıldığını kaydeden Erkilet, “Çok kolay tüketilebilir bir içerik ve yani hani herhangi bir ayaküstü karşılaşmada veya bir evdeki bir çay sohbeti kıvamında orada süren bir hikaye var. Dolayısıyla o içeriği tüketmek için sizin bir çaba göstermeniz gerekmiyor. Kendinize ilave bir donanım katmanız, onu kavramaya çalışmak için ekstra bir gayret göstermeniz gerekmiyor. Dolayısıyla çok rahat tüketiliyor.” diye konuştu.