

Doğaya Kulak Verin.
Ekolojik gündem, sürdürülebilirlik ve çevre mücadeleleri artık cebinizde.
Yeşilhat WhatsApp kanalını takip edin.
Deniz canlıları sudaki çözünmüş oksijeni kullanarak hayatlarını sürdürüyor. Dünya genelinde ve Türkiye'de kirlilik, ısınma gibi nedenlerle hayati kaynak oksijen hızla azalıyor. Bunun en büyük örneği ise Marmara Denizi'nde görülüyor.
Denizdeki oksijen hangi işlevleri görüyor?
Denizlerde oksijen hem atmosferden suya geçiyor hem de denizdeki bitkilerin fotosentezi yoluyla oluşuyor. Suyun içinde çözünmüş halde bulunan bu gaz, deniz canlılarının hayatlarının devamlılığı için gerekli.
İnsan kaynaklı kirlilik burada da büyük bir etki göstererek denizlerdeki oksijenin azalmasında kritik rol oynuyor. Yeterince arıtılmadan denize deşarj edilen atık sular, evsel atıklar, tarımda kullanılan gübreler ve sanayi kirliliği gibi faktörler denizlere yüksek miktarda azot ve fosfor taşıyor.
Bunlar, mikroskobik bazı canlılar için besin görevi görerek sayılarının artmasına ve deniz yüzeyinde alg patlamalarına neden oluyor. Ölen algler, çürüme sırasında büyük miktarda oksijen tüketerek denizlerdeki oksijen seviyesini kritik düzeylere indirebiliyor.
Alg patlamaları yalnızca oksijeni tüketmekle kalmıyor. Gün ışığının deniz tabanına ulaşmasını engelleyerek dipteki yaşamı olumsuz etkiliyor. Bu sürecin olumsuz sonuçları özellikle kapalı denizler ve körfezlerde daha belirgin bir şekilde ortaya çıkıyor.
Oksijen azaldığında balık ölümleri başlıyor, mercanlar ve diğer deniz tabanı canlıları ölüyor, deniz dibindeki yaşam olumsuz etkileniyor ve ekosistemin çöküşü başlıyor.
Müsilaj sorunu
Oksijensizliğin sonuçlarından biri de Marmara Denizi’nde müsilaj şeklinde karşımıza çıkıyor. Marmara’da son yıllarda yaşanan oksijen azalması, müsilaj oluşumunun temel nedenlerinden biri olarak öne çıkıyor. Müsilaj da yüzeyden derinlere kadar deniz yaşamını tehdit ediyor.