Binramil, AA muhabirine yaptığı açıklamada, artan hava dalgalanmalarının ülkeleri koruyucu politikaları güçlendirmeye zorladığını dile getirdi.

Hızlanan iklim değişikliklerinin tarım ve diğer hayati sektörlerde kaygı verici etkiler bıraktığını belirten Binramil, bu durumun da gıda güvenliği, ekonomik istikrar ve yaşam kalitesini tehdit eden kapsamlı bir baskı unsuruna dönüştüğünü söyledi.

Binramil, hızlı kentleşme, fosil yakıt tüketimi ve bitki örtüsündeki azalma nedeniyle sera gazı yoğunluğunun arttığını, bu durumun sıcaklık artışını, kuraklık dönemlerini ve orman yangınlarını tetiklediğini ifade etti.

Son günlerde yaşanan şiddetli yağış, sel, kuvvetli rüzgar ve alışılmadık kar yağışlarının, küresel ısınmanın doğal atmosferik dalgalanmalarla birleşmesinin sonucu olduğunu kaydeden Binramil, bölge ülkelerinin "önleyici iklim politikalarını güçlendirmesi" gerektiğini vurguladı.

Binramil, "İnsan ayak izi, Arap bölgesinde iklim değişkenliğini artırıyor." ifadesini kullandı.

Tarım ve altyapıda risk büyüyor

Binramil, iklimdeki oynaklığın en belirgin etkilerinin tarımda görüldüğünü belirterek, "Hızlanan iklim dalgalanmaları tarımı ve altyapıyı tehdit ediyor; düzensiz hava koşulları gıda güvenliği ve yaşam kalitesi üzerinde baskı oluşturuyor." dedi.

Uzun süren kuraklıkların verimi düşürdüğünü, ani sel olaylarının ise ekili alanlara zarar verdiğini aktaran Binramil, düzensiz sıcak ve soğuk hava dalgalarının meyve ağaçlarının üretim döngülerini bozduğunu belirtti.

İklim dalgalanmalarının altyapıda hasara, ulaşımda aksamalara ve elektrik ile iletişim hatlarında kesintilere yol açabildiğini ifade eden Binramil, durgun sular ve aşırı sıcaklıkların sağlık risklerini de artırdığına dikkati çekti.

Binramil, tüm bu gelişmelerin "gıda güvenliği, ekonomik istikrar ve yaşam kalitesini baskılayan bütüncül bir tehdit" oluşturduğunu, dolayısıyla bölge ülkelerinde uyum ve önleme yatırımlarının artırılması gerektiğini vurguladı.