

❝İlkokul sonuna kadar Tire'de büyüdüm. Annem, babam öğretmen. Onlar, hayatımın değişik evrelerinde beni çok pozitif etkiledi. Çevredeki erik ağaçları, vişne ağaçları, tavuklar, horozlar, kaplumbağalar o zaman ilgilendiğim şeyler arasındaydı. Aynı zamanda yazları Gülbahçe köyüne giderdik. Şehirden uzak ve çok sakin bir ortamdı, bana deniz kenarında zaman ayırmamı sağlayan bir ortam olmuştur. Hatta Gülbahçe ortamı hayatımda en çok sevdiğim yerdir diyebilirim. İşim sayesinde dünyanın her yerine gitme fırsatım oluyor ama benim aklımda çocukluğumun çok severek geçtiği Gülbahçe deniz kenarı var. Teknolojiden uzak dediğimiz ortam aslında bana sanırım küçükken etrafımı gözlemleme fırsatı da verdi. ‘Bu canlılar nasıl yaşıyor, bunlarla kendi kendime nasıl bir şey yapabilirim?’ Tamir yapardık, taş-duvar örerdik, taş taşırdık… Yani bir şeyleri çocukken gözlemleyip üretme fırsatı vermişler demek ki bana. Mesela anneannemden, teyzemden nasıl oyuncak yapabilirsin öğrenme... Can sıkılması diye bir şey yok; ‘Kendi kendine git üret bir şey’ yaklaşımını öğretmişler demek ki bana tabii fark etmeden ama bence bu çok faydalı bir ortam çocuklar için. Teşekkür ederim kendilerine.❞
Koç Üniversitesinin, Türkiye'nin yetiştirdiği, evrensel bilgi birikimine katkıda bulunan bilim insanlarını ödüllendirmek için her yıl verdiği "Koç Üniversitesi Rahmi M. Koç Bilim Madalyası"nın bu yılki kazananı Massachusetts Teknoloji Enstitüsünden (MIT) Prof. Dr. Bilge Yıldız, ödül töreni için bulunduğu İstanbul’da AA muhabirinin sorularını yanıtladı.
Üzerinde çalıştığı teknolojilerle dünya çapında enerji verimliliğini artırıp karbondioksit salımını azaltarak, iklim ve enerji krizlerine çözümler üretmeye çalışan Bilge Yıldız, serüveninin, İzmir’in Tire ilçesinde teknolojiden uzak bir ortamda başladığını belirtti. Anne ve babasının öğretmen olduğundan bahseden Yıldız, doğayla iç içe geçen çocukluğunda çevreyi ve canlıları gözlemleme fırsatı bulduğunu, Türkiye’de aldığı temel eğitimin kendisini yeni şeyler denemeye hazırladığını anlattı.
Küresel ısınmaya yol açan karbondioksit salımını azaltacak ya da bunu faydalı ürünlere dönüştürecek teknolojiler üzerinde çalıştığını kaydeden Prof. Dr. Yıldız, küresel ısınma, iklim krizi ve enerji kısıtlılığının büyük ama çalışarak üstesinden gelinebilecek sorunlar olduğunu, kendisinin de elektrokimyayı kullanarak karbondioksit yaymadan geliştirilebilecek teknolojiler ve yayılmış olan karbondioksiti faydalı ürünlere dönüştürme üzerine çalıştığını aktardı.
❝Profesör olacağım, ödül alacağım diye hiç aklımın ucundan geçmezdi öğrenciyken. Sadece ilgimi çekiyor mu diye düşündüm ve çekiyorsa tabii ki çalışacaktım. Türkiye’de eğitim ortamı öğrencileri daha çok çalıştıran bir ortam. Bazı öğrencilere bu stresli gelebilir ama ben bundan çok çok faydalandım. Bize burada verdikleri temel, ilkokuldan üniversite sonuna kadar bizi gerçekten çok iyi hazırlamış; hem bilgi hem de insan olarak. Daha değişik ortamlara girebilmek ve daha yeni şeyler yapabilmek için bence bizi çok iyi hazırlamış. Özellikle kendi araştırmalarımı yapmaya başladıktan sonra ki biz hiçbir zaman ödül almak, kürsü kazanmak için çalışmayız. Yaptığımız iş merakımızı giderdiği, bu şekilde topluma katkıda bulunabildiğimiz için yaparız. Bu bize mutluluk verir, bizi tatmin eder. Kimse bize ‘Şunu yap’ diyemez. Bizim gibi bilim insanları yapmak istediğimiz için yaparız. Devamlı öğrenen insanlarız.❞
Yıldız, çalışmalarının detayları hakkında şu bilgileri paylaştı:
"Küresel ısınmaya en çok katkısı olan elektrik üretiminden, ulaşımdan, taşımacılıktan ve endüstriden yayılan karbondioksit gazı. Bizim yaptığımız çalışmalar bu sektörlerdeki teknolojileri karbondioksit yaymadan nasıl etkinleştirebiliriz, onun üzerine. Mesela taşımada fosil yakıt kullanılması karbondioksit yayılımının yegane sebebi. Biz bunun yerine temiz yakıt geliştirebilir miyiz? Mesela hidrojen. Hidrojeni hem geleceğin temiz yakıtı hem enerji depolama ortamı hem de endüstriyel kimyasal olarak görebiliyoruz ve hatta günümüzde de çok kullanılan bir kimyasal aslında. Gübre sentezinde, metal arıtmada ama bu şu anda, karbondioksit yayan bir üretim işlemi. Biz bunu, su buharını yüksek enerji verimliliğiyle elektrolizle hidrojene ve oksijene ayırmaya çalışıyoruz. Tabii elektroliz aslında eski bir teknoloji. Ama bunu daha enerji verimli, daha ekonomik, daha uzun ömürlü nasıl yapabiliriz? O malzemelerin ve malzemenin fiziğinin, kimyasının üzerine çalışıyoruz."
Karbondioksitin ayrıştırılabildiğine, sıvı yakıta dönüştürülmesinin de daha çevreci bir yöntem olduğuna işaret eden Bilge Yıldız, şöyle devam etti:
"Aynı elektrokimyasal platformu kullanarak karbondioksiti de elektroliz edebiliyoruz. Karbondioksiti elektroliz edince karbonmonoksit dediğimiz gaz ve oksijen ortaya çıkıyor. Bu karbonmonoksit ve ürettiğimiz hidrojenle değişik sıvı yakıtlar da üretebilirsiniz. O zaman belki kullanımı daha kolay bir geçiş dönemi olur. Mesela hidrojeni yakıt olarak kullanmak daha uzun vadeli bir süreç. Ama karbondioksiti kullanarak sıvı yakıta dönüştürebilirseniz belki bu en azından ‘karbondioksit cycle’ dediğimiz döngüyü kapatıp yine sıvı yakıtlarla ama net karbondioksit üretmeyen bir işlemden geçerek yine çevremizi daha sağlıklı bir şekilde tutabiliriz. Bu karbondioksit elektrolizi, su elektrolizi üzerinde çalıştığımız konulardan ikisi."
[Koç Üniversitesinin bilimin gelişmesini teşvik etmek amacıyla her sene takdim ettiği Koç Üniversitesi Rahmi M. Koç Bilim Madalyası’nın 2022 yılı kazananı Massachusetts Teknoloji Enstitüsünden (Massachusetts Institute of Technology-MIT) Prof. Dr. Bilge Yıldız oldu. Yıldız'a madalyasını Koç Üniversitesi Onursal Başkanı Rahmi Koç verdi. Yıldız, madalyayı eşi ve çocuklarıyla birlikte aldı.]
Mars projesine katıldı
Prof. Dr. Bilge Yıldız’ın çalışma alanlarından biri de Mars gezegeni. Mars’ta karbondioksitin dönüştürüldüğü teknolojinin dünyaya uygulanabilmesinin maliyetli olduğuna dikkati çeken Yıldız, katıldığı NASA destekli proje hakkında şunları söyledi:
"Mars’ta atmosfer sadece karbondioksit. Oraya canlı gönderebilmek için ya da daha çok çalışmalar yapılabilmesi için, roket gönderilip geri getirilebilmesi için oksijen hem yakıt hem de tabii hayat kaynağı. Bu karbondioksit elektrolizi teknolojisini şu anda Mars’ta uygulayan bir projeye katkıda bulunmuştuk. Yani geçen yıldan beri orada periyodik olarak Mars atmosferinden karbondioksiti elektrolizleyip oksijen üreten bir araç, cihaz var. Birkaç yıl önce NASA tarafından desteklenen bir projeye biz de katılarak bu teknolojinin gelişmesine katkıda bulunmuştuk. Tabii orada çalışan teknolojiyi dünyada uygulayabilmemiz için bunun daha ekonomik, daha verimli ve uzun ömürlü olması gerekiyor. O nedenle çalışmalarımız devam ediyor."
Yeni çalışması bilgisayarların daha enerji verimli yapılabilmesi üzerine
Yeni projeleri hakkında da konuşan bilim insanı, karbondioksit salımının önlenmesi ve enerji verimliliğiyle bağlantılı olarak bilgisayarların daha verimli hale getirilmesi üzerinde çalışmalara başladığını söyledi. "Şu an bizim için daha yeni olan bir yön, bilgi işlemin yani bilgisayarlarımızın daha enerji verimli yapılabilmesi. Bilgi işlemin enerji tüketimi bu hızla giderse 2045-50 yıllarına doğru dünyanın bütün enerji üretim kapasitesini bilgi işleme harcamamız gerekiyor, tabii bu da sürdürülebilir değil." diyen Yıldız, projesinin detaylarını şöyle anlattı:
"Bilgisayarları atomlardan cihazlara, cihazlardan mimariye tekrardan dizayn etmemiz ve etkinleştirmemiz gerekiyor. Biz de bu konuda yine elektrokimyayı ve beyindeki işlemleri daha iyi anlayarak insan beyni gibi çok verimli çalışan bilgi işlemci cihazlar, üniteler yapma üzerinde çalışıyoruz. Bu öbürlerinden daha farklı bir uygulama gibi gelebilir size yani hidrojen elektrolizi, yakıt hücreleri, piller falan üzerine daha uzun süre çalıştık ama aslında fiziksel mekanizmalara hatta malzemeleri de ortak olan bir çalışma bizim için. Yaptığımız enerji verimli bilgi işlem ünitesi dediğimiz cihazlar aslında minyatürleştirilmiş piller; aynı beyninizdeki sinapslar gibi. Onları bilgisayar yapabileceğimiz, çip üretebileceğimiz malzemelerde gerçekleştirmeye çalışıyoruz. Ama gerçekten enerji ve karbondioksit yayılımını engellemede, azaltmada çok önemli bir yön bu çünkü bilgi işlem hızla artan bir enerji tüketici ve bunu daha verimli yapmak için dünya çapında daha yeni çalışmalar başlatılıyor. Biz de bu konuda hem öğrenmeye hem de katkıda bulunmaya çalışıyoruz."
İklim hedefleri için verilen sözlerin tutulması ve yeni teknolojilerin geliştirilip desteklenmesi halinde iklim krizinin çözümü için bir şans bulunduğunu dile getiren Yıldız, ülkelerin toplumu yeni teknolojilere adapte etme konusunda da sorumlulukları olduğunu, her yeni teknolojinin mevcut fosil yakıtlar kadar ucuz olmayacağını ve bunlara geçişin desteklenmesi gerektiğini sözlerine ekledi.