"Yapay zekası üstün olan, savaşta üstün olacak"

Çağdaş Çetindemir / 22.04.2024

Savunma sistemlerindeki etkisi hızla artan yapay zeka teknolojisi, küresel ve ulusal ölçekte güvenlik tehdidi olarak görülen dezenformasyon sorunu için de büyük önem taşıyor.

Filozof Francis Bacon'un "Bilgi, güçtür" sözünü hatırlatan Boğaziçi Üniversitesi Veri Bilimi ve Yapay Zeka Enstitüsü Öğretim Üyesi Dr. Hüseyin Oktay Altun'a göre; yapay zekada üstün olan savaşta da üstün olacak.

 

Bilkent Üniversitesi'nde Elektrik ve Elektronik Mühendisliği okuyan Altun, ABD NewYork'ta Rochester Üniversitesi'nde aynı alanda yüksek lisans ve iktisat doktorası yaptı. Ardından Konya'da KTO Karatay Üniversitesi'nde Mühendislik Fakültesi'nde görev alan Altun, Aralık 2022'den bu yana Boğaziçi Üniversitesi Veri Bilimi ve Yapay Zeka Enstitüsü'nde akademik çalışmalarını yürütüyor. Anadolu Ajansı Teyit Hattı'na konuşan Altun, özetle şunları söyledi:

 

VERİ BİLİMİ: Veri bilimi, veriler arasındaki ilişkiyi ortaya çıkarmayı amaçlayan çok eski bir bilim dalı. Bilimin temel motivasyonu nedir? Örüntüleri, düzeni ortaya çıkarmak… Mesela değişimdeki düzeni ortaya çıkarmaya çalışıyorsak bunun ismi calculus. Doğrusal sistemlerdeki örüntüyü ortaya çıkarmaya çalışıyorsak bunlar lineer istemler. Rastgelelilikteki bir örüntü var mı var, buradaki bir örüntüyü ortaya çıkarmaya çalışıyorsak buna da istatistik diyoruz.

İSTATİSTİK: İstatistik, veri biliminin daha matematiksel formu. Eski bir alan. İtalya’da ‘state’ kelimesinden türüyor. Devlet işlerine ait verilerin değerlendirilmesi amacıyla ortaya çıkmış bir disiplin. Bu disiplin son 10-20 senedir tekrar çok büyük bir popülarite kazandı. Neden?

BÜYÜK VERİ: Çünkü dijitalleşmeyle birlikte elimizdeki verilerin miktarı korkunç derecede arttı. Ve bu verilerin artmasıyla ilginç örüntülerin ilginç ilişkilerin -daha önce bilmediğimiz- ortaya çıkma ihtimali arttı. Zaten bu da bilimin ruhunda olduğu için farklı şeyler arasındaki örüntüyü, ilişkiyi çıkarmak bilimin ruhu olduğu için, bilimsel çalışmalarda, teknolojik çalışmalarda, şirketlerin çalışmalarında bu büyük veri konusu, çok önemli bir hal aldı.

KUZEN KAVRAMLAR: Büyük veri konusu, yapay zekayla kuzenler, çok yakın iki kavram. Aradaki fark ne? Bir tanesi aradaki ilişkileri bulmak istiyor, ilişkileri çıkarmak istiyor. Diğeri ise bunun üzerinden bir sistem inşa etmek istiyor. Yani ben başka hiçbir şeye bakmadan -yapay zekadan bahsediyorum-  verileri vererek plastik bir sistemi şekillendirebilir miyim, daha fazla bu sistemi kendi amaçlarım için kullanabilir miyim? İkisinde de veri var veri odaklılık var ama amaç biraz farklı birbirinden, kullandıkları ‘tool’lar biraz farklı, örtüşen tarafları da var, ayrışan tarafları da var. Bu ikisi, iki kardeş disiplin.

1940'LAR… Epistemolojide (Bilgi felsefesi) bilginin bir tarihi vardır. Bilgi tek başına ortaya çıkan bir şey değil, onun bir hikayesi vardır. En başından itibaren, o iki farklı disiplin olarak yürümüş, şimdiye kadar veri bilimi istatistik olarak gelmiş. Yapay zeka 1940'larda şekilleniyor - o daha yeni bir alan- başlıyor. 70'lerde nasıl eğiteceğimizi buluyoruz. 2000'li yıllara geldiğimiz zaman büyük verileri de eğitebileceğimizi keşfediyoruz. Sonra son 10 yıldaki müthiş gelişmeler oluyor. Amaçları ve gelişim kökleri itibariyle ufak tefek değişiklikler gösteren iki kardeş disiplin diyebiliriz bunlara.

Dünyanın takip ettiği MIT, Harvard ve Stanford gibi üniversitelerde veri bilimi ve yapay zekayla ilgili bölümler açıldığını hatırlatan Altun, Boğaziçi Üniversitesi'nde açılan 'Veri Bilimi ve Yapay Zeka Enstitüsü'nün de "çok önemli" ve "bir ihtiyaç" olduğunu söyledi. Beyin göçüne işaret eden Altun, "Bu beyinlere ihtiyacımız var. Bizim misyonlarımızdan bir tanesi, dönmek isteyen kaliteli nitelikli akademisyenlere burada bir yuva oluşturmak ve geri beyin göçünü hızlandırmak." dedi. Altun, bilgi üreticisi olduklarını ve veri bilimini kullandıklarını belirterek, "Bizim kullandığımız ve geliştireceğimiz teknikler, hem akademiye-bilgi üretimine hem de belki Türkiye’nin sosyal askeri politikalarına çok ciddi etkide bulunabilir.  Bu anlamda bilgi güçtür ve bu gücü iyi kullanmak lazım." diye konuştu.

TÜRKİYE ÇOK İLERİ İŞLER YAPIYOR

Türkiye'deki veri ve yapay zeka ekosistemini değerlendiren Altun, en büyük sermayeleri grafik kartlarının yurtdışında üretildiğini ve çok pahalı olduğunu, bu konuda yatırıma ihtiyaç duyulduğunu söyledi. ABD'nin zenginliğinin en üst seviyelerine ulaştığı dönemde Düyun-u Umumiye borçlarının ödendiğini hatırlatan Altun'a göre; Türkiye'nin kapital birikimi açısından ABD'yle yarışması mümkün olmadığı için yarışta geride kalınacağı şimdiden belli ama Türkiye çok ileri işler yapıyor. İşte Altun’un özetle anlattıkları:

YAPAY ZEKA: Yapay zeka dediğimiz şey, karar verme mekanizması. Yapay zekada bunu makinelere yaptırıyoruz. Askeri-savunma alanında da çok hızlı verilmesi gereken kararlar var. Bu kararların makineler tarafından verilmesi, çoğu yerde çok avantajlı olabilir.

AMİRAL ÖRNEĞİ: Şöyle bir senaryo düşünelim; siz bir gemide amiralsiniz ve üzerinize tanımlanmayan üç tane uçak geliyor. Burada eğer çok erken davranırsanız büyük bir faciaya sebep olabilirsiniz, yolcu uçağı vurabilirsiniz. Tarihte örnekleri var. Geç kalırsanız donanmanız bir anda dümdüz olabilir. Yani sizin bir karar vermeniz lazım ve bu kararı verince bu kararın çok hızlı uygulanması lazım. Bu kararı kim vermeli? Bu kararı insan vermeli, çok açık. Ama amiralin orada verdiği kararın uygulanmasının çok hızlı şekilde yapay zeka destekli yapılması lazım.

YORULMAZ… KORKMAZ… VAZGEÇİLMEZ… Artık biliyoruz; yapay zeka yorulmaz, yapay zeka dikkatsizlik yapmaz, yapay zeka -yani insanın zaafları olabilir- korkmaz. Yapılması gereken şeyi zamanında yapar, dolayısıyla bu anlamda yapay zeka çok hızlı karar vermek açısından veri odaklı karar vermek açısından vazgeçilmez.

YAPAY ZEKADA ÜSTÜN OLAN… Kimin, hangi ülkenin, ulusun yapay zekası diğer ulusun yapay zekasına üstün gelecekse o üstün olacak savaşta, bu çok açık, geliyor. Askeri alan, şu an Amerika'da en hızlı gelişen  ve en ileride alanlardan bir tanesi. Bizim gördüğümüz kısım, bize gösterilen ufak bir kısım. Dolayısıyla o alanda çok ciddi çalışmalar var.

TÜRKİYE'NİN GELDİĞİ KONUM: Türkiye'de savunma sanayi konusunda müthiş bir yatırım oldu ve şanslıyız ki bu yatırım güzel sonuçlar verdi. Her zaman böyle olmayabiliyor, yani siz çok çabalarsınız ama o bir türlü gelişmez. Şu anda Türkiye'nin geldiği konum, verdiği çaba, verdiği emek yüz ağartacak karşılığını aldı. Ve bu karşılığı o altyapıyı artık yapay zekayla destekleme zamanı. Bu alt yapı olmasaydı yapacak bir şey de olmayacaktı.

İNSANSIZ HAVA ARAÇLARI: Savunma sanayindeki bu yatırımlar, gelişmeler olmasaydı onun üzerine bu yapay zeka ihtiyacı ortaya çıkmayacaktı, şimdi insansız hava araçları konusunda çok ciddi mesafeler aldık. Bu araçların merkezle olan bağının kesilmesi durumunda bu araçları yapay zekanın kontrol etmesi lazım.

İRAN-İSRAİL SAVAŞI: Şimdi İran-İsrail savaşında da görüyoruz. Bir anda GPS sisteminde oynuyorlar, siz bakıyorsunuz, işte Ürdün'de zannediyorsunuz kendinizi. Eğer sadece GPS sisteminize güvenirseniz füzelerinizi farklı yerlere doğru yönlendirirler.  Ama yapay zeka üzerine akselerometrelerle (ivme ölçerlerle) "Ben şu anda kandırılıyorum" deyip kendi karar sistemini devreye alırsa bu otonom orduların vs bunların 'jammer'larla GPS oynamalarıyla kandırılması mümkün olmaz. Yapay zekanın o yüzden o anlamda buralarda kullanılması çok önemli.

TÜRKİYE ÇOK İLERİ İŞLER YAPIYOR: Yaşadığımız coğrafya, bizim önceliğimizin savunma sanayine gelmesini zorunlu kılıyordu. Bunun önemini daha da önümüzdeki yıllarda göreceğiz. Dolayısıyla Türkiye bu anlamda çok ileri işler yapıyor, yapmaya da devam ediyor. Büyük amiral şirketlerimiz var. HAVELSAN, ASELSAN gibi … Türk Havacılık ve Uzay Sanayi AŞ (TAI) ve TUSAŞ Motor Sanayi (TEI) gibi şirketlerimizin müthiş projeleri var.

MİLLİ PROJELERE DESTEK: Biz de enstitümüzde bu tür milli projelere destek oluyoruz. Ben, ekibimle milli taktik çevre simülatörlerindeki varlıkları akıllandırıyorum. O simülatörlerde personelin daha gerçekçi daha akıllıca eğitimler almasını çalışıyoruz. Bunları, bir sürü çalışmanın alt yapısını, tamamladık. Şu anda yeni çalışmalar gündemde…

DOKTRİN TABANLI ÇALIŞMALAR… Artık doktrin tabanlı, yani insanlarla beraber hareket edebilecek yapay zekaların çalışmalarına geçtik.  Türkiye bu anlamda iyi atılımlar yapıyor. Bu alanda iyiyiz diyebilirim. Yani bu savunma sanayi ekosistemi güçlü ve savunma sanayinin güçlü olması da yapay zeka ekosistemini ciddi anlamda besliyor.

DEZENFORMASYON: Şu anda information (Bilgi) çağında yaşadığımız en büyük sorun, dezenformasyon. Bilginin kirliliği… Ve yapay zeka 'tool'ları da bu bilgi kirliliğine maalesef artırıcı bir yönde katkıda bulunuyor. Neden? Çünkü geliştirilen teknoloji eğer sorduğunuz sorunun yanıtını eğitimlerinde tam olarak almadıysa ve o bilgiyle eğitilmediyse orayı boş bırakmıyor.

BİLMİYORSA SALLIYOR: Yapay sinir ağları mimarisinin genel bir özelliğidir;  enterpolasyon (interpolasyon) yapıyor.  O enterpolasyon – bilinen değerden bilinmeyeni tahmin etme yöntemi- eğer hiç bilmediği bir yerden sorarsanız orada yapay zeka sallamaya başlıyor. Bilgiyi … boş bırakmıyor yani bilmediği yeri "Bilmiyorum" demiyor. Bu ciddi bir problem.

GOOGLE'DAN PROJE: Bununla alakalı inanılmaz çalışmalar var. Yani bu probleme atak yapacak… Geliştirdikleri ‘tool’u yakın zamanda Google açıkladı. Ben "cross fact check yapacağım" diyor. Yani birden fazla sinir ağı bilgi üretecek, diğeri onun doğruluğunu bilimsel çalışmalarla destekleyecek. Bilimsel çalışmaların olduğu 'database'lere (veri tabanı) bakacak ve bir fact check yapacak, eğer o fact check olmuyorsa o bilgiyi düzeltecek, düzeltmesini isteyecek.

3 AY SONRA… Çalışmalar güzel gidiyor bence, çok hızlı ilerliyor. Yani artık 3 ay sonra bu bahsettiğimiz sorunlar olmayabilir bile. Şu hızda 3 ay büyük bir zaman. 3 ayda bir, bir devrim gerçekleşiyor neredeyse. Dolayısıyla ben bu konuda çok hızlı bir şekilde bu eksiklerin giderileceğine ve güvenilir sonuçlar verileceğine inanıyorum. Çok yakın gelecekte olacağına inanıyorum, araştırmaların hızını görünce. Bu anlamda ümitvarım.

YAPAY ZEKA ÖNGÖRÜSÜ: Hayatımızın her alanına girecek ve hayatın her alanını kontrol edecek gibi duruyor. Şimdiden ofis işlerinin çoğunu rahatlattı. Üretkenliği arttırdı. Artık basit bir yazılımı yapmak 20 gün sürmüyor da 2 gün sürüyor. Bunlar güzel gelişmeler.