Üsküdar Üniversitesi İş Sağlığı ve Güvenliği Bölüm Başkanı Dr. Öğr. Üyesi Rüştü Uçan ve Kardiyoloji Uzmanı Doç. Dr. Muhammed Keskin, AA muhabirine, zincir marketlerde çalışanlara yönelik yapılan sistematik ihmalleri ve ayrımcılığı değerlendirdi.
Zincir market çalışanlarının uzun saatler boyunca ayakta kalmaları nedeniyle yaşadıkları sağlık problemlerinin kamuoyunun gündeminde yer almaya devam ettiğini belirten Uçan, bu durumun iş sağlığı açısından ciddi sonuçlar doğurduğuna dikkati çekti.
Uçan, zincir marketlerde ve diğer perakende mağazalarında çalışan kasiyerlerin, geçmişte oturdukları ergonomik koltukların artık kaldırıldığını belirterek, "Şunu açıkça söyleyebilirim ki çalışma saatleri çok uzun. İnsanların 10-12 saat ayakta durması, ileri dönemde bel fıtıkları başta olmak üzere çeşitli kas-iskelet hastalıklarına sebep olabiliyor." ifadelerini kullandı.
Zincir marketlerde sandalyelerin kaldırılmasıyla 3-4 saatte bir dinlenme imkanının ortadan kalktığını vurgulayarak, şunları kaydetti:
"Yemek saatleri de düzgün planlanamıyor. Çalışan sayısı az olduğunda dinlenme hakkı fiilen uygulanamıyor ve bu da hem fiziksel hem de psikolojik yıpranmaya yol açıyor. 10'a yakın Avrupa ülkesine gittim. Hiçbir marketin kasasında oturmadan hizmet eden bir kişi görmedim."
Uçan, iş yerindeki çalışma koşullarının açık şekilde tanımlanması gerektiğini ifade ederek, çay molaları, düzenli dinlenme araları ve görev dağılımının net olması gerektiğini aktardı.
Özellikle zincir marketlerde çok az personelle çok fazla işin yaptırıldığına dikkati çekerek, "Bir kişinin üzerine çok fazla iş yüklenmemeli. Bu durum sağlık açısından ciddi sonuçlar doğurabiliyor. O kamyonla gelen malların indirilmesi, içeri taşınması, raflara yerleştirilmesi gibi işler genellikle aynı kişiye yaptırılıyor. Bu durumu iş sağlığı açısından oldukça riskli buluyorum." dedi.
Zincir marketlerde uzun saatler aralıksız çalışılıyor
Uçan, Avrupa'daki marketlerde genellikle 70 yaş üstü kişilerin çalıştığını, Türkiye'de ise genç nüfusun geçici iş olarak gördüğü için bu sektörde görev aldığını söyledi.
Bu genç çalışanların genellikle asgari ücrete yakın maaşla istihdam edildiğini belirten Uçan, "Bu çalışanlar kendilerini oraya ait hissetmiyor. Aynı şekilde işveren de onları tam zamanlı çalışan olarak görmüyor. Böyle olunca da birçok problem ortaya çıkıyor." değerlendirmesinde bulundu.
Uçan, ideal olanın daha iyi işlerde çalışmak olduğunu ancak işsizliğin yüksek olduğu bir ortamda bunun kolay olmadığına işaret ederek, zincir market çalışanlarının sendikalaşması ve birlikte hareket etmesi gerektiğini vurguladı.
Çalışma sürelerinin kısa olması ve sık sık işten ayrılmalar nedeniyle iş yerlerine aidiyet duygusunun gelişmediğini kaydeden Uçan, bu sirkülasyonun iş gücü verimliliğini düşürdüğü ve kurumsal hafızayı zayıflattığı uyarısında bulundu.
Marketlerin büyüklüğüne göre çalışan sayısının yasal olarak belirlenmesi gerektiğine değinen Uçan, sözlerini şöyle tamamladı:
"Özellikle üniversite öğrencileri ek gelir için bu işleri yapıyor ve işverenler de bu zaafları iyi biliyor. Örneğin, 200 metrekareden büyük markette en az 3 kişi çalışmalı gibi bir düzenleme getirilmeli. Hem iş güvenliği hem de hizmet kalitesi açısından şart olduğunu düşünüyorum. Çok az kişiyle çalıştırılan marketlerde iş yükü artıyor ve sağlıklı iş ortamı sağlanamıyor. İş sağlığı ve güvenliği açısından atılacak adımlar hem çalışanların sağlığı hem de sektörün sürdürülebilirliği açısından kritik öneme sahip."