Londra’da Müslüman kadınlar, toplu taşımada yaşadıkları nefret suçları nedeniyle başörtülerini çıkarmak zorunda kalıyor

Şule Özkan
07.11.2025
Ankara

İngiltere’nin başkenti Londra’da Müslümanlara yönelik nefret suçlarındaki artış, toplu taşımayı Müslümanlar için korku ve endişe kaynağı haline getirdi.

Daha fazlası için Instagram’dan takip edin


BAE merkezli The National gazetesinin haberine göre, Müslüman karşıtı saldırıların artması nedeniyle birçok kişi metro ve otobüsleri kullanmaktan kaçınıyor. Müslüman kadınlar ise dikkat çekmemek için başörtülerini çıkarmak zorunda kalıyor. Endişeli birçok aile, yakınlarının güvenliği için toplu taşıma yerine taksi tercih ediyor.

Ülkede İslamofobi vakalarının izlenmesi ve raporlanmasında kritik bir rol oynayan Tell Mama kuruluşunun direktörü İman Atta, Londra Belediye Meclisi’nin Polis ve Suç Komitesi’nde yaptığı konuşmada, “Durum şimdiye kadar gördüğüm en kötü seviyede. Bize bildirilen vakalar buzdağının sadece görünen kısmı” dedi.

Atta, geçen yıl Tell Mama’nın 6 bin 500’den fazla vaka kaydedildiğini, bunun 2022’ye göre yüzde 175 artış anlamına geldiğini ve bunlardan yaklaşık 300’ünün toplu taşımada yaşandığını aktardı.

Tell Mama'nın tespit ettiği başkentteki Müslümanların, saldırıya uğrama korkusuyla davranışlarının değiştiğini vurguladı. Atta, “Birçok aile, kız kardeşleri ya da anneleri için toplu taşıma yerine taksi veya Uber tercih ettiklerini bildiriyor.” ifadelerini kullandı.

Bazı kadınların ise başörtülerini çıkardığını belirten Atta, “Artık birçok Müslüman kadın, toplu taşımayı kullanırken Müslüman olarak görünmemek için başörtüsünü çıkarmaya karar veriyor. Bu, davranışlarda ciddi bir değişime işaret ediyor.” dedi.

Atta, bildirilen vakalarda yalnızca nefret değil, aynı zamanda cinsel taciz unsurlarının da bulunduğunu vurguladı. Toplu taşımada artan güvenlik endişesinin, insanların günlük yaşamını etkilediğini belirterek, “İşyerinize gitmek için toplu taşımayı kullanıyorsunuz, başınıza gelenlerin etkisini işyerinize veya eve döndüğünüzde zaten taşıyorsunuz.” diye konuşt.

2008’de İngiltere’ye taşınan Filistinli Atta, birçok Müslümanın yaşadığı saldırıları bildirmediğini belirterek, "Bildirildiği takdirde hiçbir şey yapılmayacağına dair bir inanç var, istismarın normalleştirilmesi söz konusu, insanlar bununla yaşıyor ve sözlü tacize veya saldırıya uğradıklarında olayı normal karşılayıp günlük hayatlarına devam ediyorlar." dedi.

İngiltere İçişleri Bakanlığı verilerine göre, Müslümanlara yönelik nefret suçları Mart 2025’e kadar yılda yüzde 19 arttı. Tüm dini nefret suçlarının yüzde 44’ü Müslümanları hedef aldı.

Bakanlık, geçen yıl temmuz sonunda yaşanan Southport cinayetleri ve ardından çıkan isyanların ardından ağustosta nefret suçlarında “açık bir artış” olduğunu açıkladı.

Artan saldırıların ardından Başbakan Keir Starmer, ülkedeki cami ve İslami merkezlere 10 milyon sterlin ek güvenlik fonu sağlanacağını duyurdu.