Almanya Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Christopher Burger, İsrail güçlerinin Mescid-i Aksa'ya düzenlediği baskını kınamaktan kaçındı.

Burger, Berlin'de düzenlenen basın toplantısında, İsrail güçlerinin Mescid-i Aksa'ya düzenlediği baskınla ilgili AA muhabirinin sorduğu soruya, Haremi Şerif'te dün akşam meydana gelen olaylardan endişe duydukları cevabını verirken, sözcünün baskını kınamaktan kaçınması dikkati çekti.

Burger öte yandan Gazze'den İsrail'e yapılan füze saldırılarını açıkça kınadıklarını ifade etti.

Christopher Burger, "Ramazan Bayramı'nın, Pesah Bayramı'nın ve Paskalya Yortusu'nun tüm inananlar tarafından barış içinde kutlanması için gerilimin daha fazla artırılmaması; İsrail, Filistin ve Ürdün'de ilgili makamların yakın temas içinde kalması" gerektiğini kaydetti.

Almanya Dışişleri Bakanı Annalena Baerbock'un 3 Nisan'da Ürdünlü mevkidaşıyla görüşmesinde bu konunun ele alındığını dile getiren Burger, yetkililerin yakın istişareleri sayesinde son haftalarda on binlerce Müslümanın her gün Harem-i Şerif'te ramazan ayında huzur ve güven içinde ibadet ettiğini savundu.

AA muhabirinin "Cami baskını kınamadınız. Polisin inançlı insanlara, kadınlara ve çocuklara nasıl davrandığına ilişkin görüntüleri gördünüz mü?" şeklindeki sorusuna ise Burger, "prensip olarak işgal altındaki bölge statüsüyle Doğu Kudüs'te İsrail makamlarının eylemleri için insani uluslararası hukukun geçerli olduğu" yanıtını verdi.

Burger, bunun hem kamu düzenini koruma görevini hem de orantılılık şartını içerdiğini ifade ederek, aynı zamanda Harem-i Şerif'te hem Filistin hem de İsrail tarafında provokatif niyetleri olan aktörlerin ve grupların olduğunu bildiklerini söyledi.

"Her durumda, şiddet son çare olmalı ve özellikle sivillerin korunması her şeyden öncelikli olmalıdır." ifadesini kullanan Burger, bunun, siyasi ve dini açıdan özellikle hassas olan Harem-i Şerif için özellikle geçerli olduğunu kaydetti.

ABD, İsrail güçlerinin Mescid-i Aksa baskınını kınamaktan kaçındı

Beyaz Saray Ulusal Güvenlik Konseyi Stratejik İletişim Koordinatörü John Kirby, çevrim içi basın toplantısında gazetecilerin sorularını yanıtladı.

İsrail güçlerinin Mescid-i Aksa'ya düzenlediği baskınla ilgili, Haremi Şerif'te dün akşam meydana gelen olaylardan "son derece endişeli" olduklarını ifade eden Kirby, baskını kınamaktan kaçındı.

Kirby'e, "en kutsal alanda ve Müslümanlar için en kutsal ay olan ramazan ayında İsrail güçlerinin ibadet eden Filistinlilere saldırması ve 500'den fazla Filistinliyi gözaltına almasını ABD'nin neden kınamadığı" ve "Filistinlilerin, tam tersi bir durumda ABD'den hızlı bir kınama geleceği yönündeki değerlendirmelerine" ilişkin sorular yöneltildi.

ABD'nin tüm dünyada her inançtan insanın ölümüne ve yaralanmasına yol açan şiddet olaylarına karşı sesini yükseltme konusunda güçlü bir geçmişe sahip olduğunu savunan Kirby, Mescid-i Aksa'daki şiddet konusunda da çok endişeli olduklarını söyledi ve tüm tarafları gerilimi tırmandırmaktan kaçınmaya çağırdı.

 Ne olmuştu?

Fanatik Yahudi yerleşimcilerin Pesah Bayramı nedeniyle Mescid-i Aksa'ya baskın düzenleme ve burada kurban kesme çağrıları üzerine gece teravih namazının ardından bir grup Filistinli Mescid-i Aksa içindeki Kıble Mescidi'ne sığınmıştı.

İsrail güçleri, sahur vaktinde Aksa'ya düzenlediği baskın sırasında, Kıble Mescidi'ne sığınanlara şiddet kullanarak müdahale edip kutsal mabedi savaş alanına çevirmişti. İsrail güçlerinin baskını sabah namazının ardından da devam etmişti.

Baskınlarda, Kıble Mescidi'ne sığınan 350'den fazla kişi gözaltına alınmıştı.

İsrail polisinin Mescid-i Aksa'ya düzenlediği baskının ardından abluka altındaki Gazze Şeridi'nden İsrail yönüne roketler atılmıştı.

İsrail ordu sözcülüğünden yapılan açıklamada, Sderot kenti yönüne beş roket atıldığı, bunlardan dördünün hava savunma sistemleri tarafından imha edildiği, bir roketin de açık araziye düştüğü belirtilmişti.

İsrail uçakları, roketlere karşılık Gazze Şeridi'nin batısında iki noktaya hava saldırısı düzenlemişti.