Kocaeli Büyükşehir Belediyesi, Tarımsal Araştırmalar ve Politikalar Genel Müdürlüğü (TAGEM) ile Trabzon Su Ürünleri Merkez Araştırma Enstitüsü Müdürlüğünce yürütülen "İzmit Körfezi Balıklandırma Projesi" kapsamında başlatılan çalışmalar 5 yıldır sürüyor.

İzmit Körfezi'nde olta balıkçılığına da katkı sağlayan proje çerçevesinde, şu ana kadar 30 bin balık yavrusu suyla buluşturuldu.

Su altı belgesel yapımcısı Tahsin Ceylan ve ekibi tarafından, İzmit Körfezi’nin biyoçeşitliliğinin belirlenmesi amacıyla su altında yapılan belgesel çalışmaları sırasında, yıllar önce markalandıktan sonra denize bırakılan kalkan balıklarından biri de görüntülendi.

Tahsin Ceylan konuyla ilgili şunları söyledi: “Biz de dalışta büyük bir tesadüf eseri olarak işaretli kalkan balığı, birkaç sene önce bırakılan balığı, büyük bir halde görünce çok sevindik. Yani hayatta kalmasına sevindik, büyümüş olmasına sevindik ve bu da güzel bir çalışma. Dilerim ki oradaki canlı popülasyonun artmasına destek olur. İzmit Körfezi'nde çok fazla kalkan balığı görüntüledik. Bu da güzel bir şey. İzmit Körfezi'nde kalkan nesli tehlike altında olan bir tür. Bir de kalkan balığının çok özel bir durumu da var. Denizde en uzun yaşama sahip bir balık. 38 yıl yaşadığı kayıtlanmış. Kalkan balığı 8 yaşına eriştiği zaman olgunluğa ulaşabiliyor. Daha erken yaşlarda bu avlandığı zaman, üreme yeteneğini kazanamadan avlanmış oluyor. Dolayısıyla küçük kalkan balıklarının, mutlaka avlanılmaması gerektiğini belirtmemiz gerekiyor. Kalkan balığı özel bir tür. Bunların çok sayıda artmış olduklarını gördük.”

Öte yandan, 17 Ağustos 1999 Marmara Depremi'nde Kocaeli'nin Gölcük ilçesinde su altında kalan yapıları ve yıkıntıları saran hayalet ağların üzerinde yaşam kuran deniz yıldızları ve balıklar da görüntülerde yer aldı.

Ceylan, Marmara Depremi'nin ardından fay hattının Gölcük Değirmendere Mahallesi Çınarlık Meydanı'nda yer alan otel, vapur iskelesi, çay bahçesi, ev gibi yapıları denize çekmesiyle oluşan "batık şehir"de de çekimler yaptıklarını anımsattı.

Bu bölgedeki hayalet ağları da görüntülediklerini, hayalet ağların deniz ekosistemine büyük zararlar verdiğini vurgulayan Ceylan sözlerini şöyle sürdürdü:

"Görüntülerde var. Bir yengeç altında kalmış. Biz o yengeci sonrasında kurtardık. Bakanlık zaten bu hayalet ağlarla ilgili bir çalışma yapıyor. Hayalet ağlar sürekli tehlike saçmaya devam ediyor. Bu ülkenin denizlerinin hayalet ağlardan temizlenmesi gerektiğini düşünüyorum ama çok uzun yıllardır, o bölgede bulunan hayalet ağları çıkarmak da bu sefer ekosisteme zarar veriyor. Böyle bir risk var çünkü o ağ artık oraya yapışmış ve üzerinde birçok canlı da yaşıyor. Örneğin batık şehirde hayalet ağlar oldukça yoğunluktaydı. Çok büyük bir alanı kapsıyor."