

Doğaya Kulak Verin.
Ekolojik gündem, sürdürülebilirlik ve çevre mücadeleleri artık cebinizde.
Yeşilhat WhatsApp kanalını takip edin.
Yetersiz yağışlar, aşırı sıcaklara bağlı buharlaşmanın artması ve tarımsal sulama nedeniyle nehirlerin bazı bölümlerinde su akışı durdu.
Su seviyesinin azalmasıyla özellikle Tunca Nehri yatağında kum adacıkları oluştu, akışın durduğu bölümler geniş ot öbekleri ve sazlarla kaplandı.
Devlet Su İşleri (DSİ) Suakacağı İstasyonu'nda son kayıtlara göre Tunca'nın debisi saniyede 2 metreküp, Meriç'in debisi ise Kirişhane istasyonunda saniyede 35 metreküp olarak ölçüldü.
"Nehirler bu yıl daha fazla etkilendi"
Trakya Üniversitesi Doğal Afet Araştırma ve Uygulama Merkezi Müdür Yardımcısı Doç. Dr. Musa Uludağ, AA muhabirine bölgede etkili olan kuraklığın Meriç ve Tunca nehirlerini bu yıl daha fazla olumsuz etkilediğini söyledi.
İklim değişikliği, kuraklık, seller ve taşkınlar üzerine çalışmalar yapan Doç. Dr. Uludağ, iklim değişimi ve beraberindeki kuraklığın etkilerinin bölgede ciddi şekilde hissedildiğini ifade etti.
Uludağ, Edirne'deki hidrolojik verilerin uzun yıllara yayılan inişli çıkışlı bir tablo sergilediğini ancak kurak dönemlerin artık daha sık ve sert yaşandığını vurguladı.
Musa Uludağ, "1926'dan günümüze Edirne'nin hidrolojik verilerine baktığımızda kurak ve nemli dönemler bulunuyor. Edirne'nin yıllık ortalama yağışı 592 milimetre. Bu bazı yıl 400 milimetreye kadar düşer, bazı yıllar 700 milimetreye kadar çıkar. Böyle kurak ve nemli periyotlar olmakta ancak son yıllarda kurak süreç etkisini daha da artırarak sürdürüyor." dedi.
"İklim değişiminin etkileri daha fazla hissediliyor"
Sanayi Devrimi'yle başlayan dönemde insan kaynaklı iklim değişiminin ve etkilerinin tüm dünyayı daha fazla etkilediğini, doğal süreçlerde bozulmalar yaşandığını dile getiren Uludağ, şunları kaydetti:
"Ormansızlaşma, aşırı şehirleşme ve beraberinde oluşan kentsel ısı adacıkları iklimi bozuyor. Kuraklık yaşarken, bir diğer yandan nüfus artışıyla beraber tarımsal faaliyetler ve tarımda kullanılan su miktarı artıyor. Bu durum yer altı ve yüzey sularını etkiliyor.
Son yılları değerlendirdiğimizde Edirne önceki dönemlere göre bu yıl çok daha kurak ve sıcak bir süreç yaşadı. Kuraklık ve aşırı sıcaklara bağlı buharlaşma bu yıl nehirleri daha fazla etkiledi. Nehirlerde son yıllarda yaşanan kuraklığa bağlı yaşanan su azlığı, su yönetimindeki eksiklikler bu seneki olumsuz tabloyu ortaya çıkardı. Meriç ve Tunca nehirlerinde su seviyesi dibi gördü, ciddi bir kuraklık söz konusu. Bölgemiz kurak bir dönemden geçiyor, bu sürecin 5-6 yıl daha sürmesi öngörülüyor. Gelmesi beklenen nemli dönemin de su kaynakları üzerinde ne kadar etkili olacağını şimdiden söylemek zor."
"Tarımsal üretim de ciddi şekilde etkileniyor"
Uludağ, Edirne'de bu yıl mevsim normallerinin üzerinde sıcaklıklar yaşandığını anımsatarak, şöyle konuştu:
"Bu durum buharlaşmayı beraberinde getiriyor. Aynı zamanda yağış yok. Bir de su yönetiminde sorunlar oluşunca ciddi su sorunlarını yaşıyoruz ve yaşayacağız. Bu yıl Meriç ve Tunca nehirlerinde su çok az. Kuraklıktan etkilendiler ancak Meriç ve Tunca nehrinin Türkiye'ye girdikleri noktalardan itibaren bu suyun belli miktarını çeltik sahalarına çekiyoruz.
Bunun yanında Bulgaristan'ın bu nehirler üzerinde 24 tane barajı var. Kışın normalde akması gereken suyu depolayıp yazın kullanıyor. Tüm bu nedenler tarımsal üretimi etkiliyor. Bunun en açık örneğini ayçiçeğinde gözlüyoruz. Kuraklık nedeniyle gerekli gelişim sağlanamadı verim çok düştü."
Uludağ, Edirne'nin karasal iklimin en şiddetli hissedildiği kentlerin başında geldiğini ve çevresindeki illere göre sıcaklık değerlerinin her zaman daha yüksek olduğunu sözlerine ekledi.