

Doğaya Kulak Verin.
Ekolojik gündem, sürdürülebilirlik ve çevre mücadeleleri artık cebinizde.
Yeşilhat WhatsApp kanalını takip edin.
Birleşmiş Milletler Afet Risk Azaltma Ofisi (UNDRR) ile Dünya Meteoroloji Örgütü (WMO), Brezilya'nın Belem kentinde düzenlenen Birleşmiş Milletler İklim Değişikliği Çerçeve Sözleşmesi 30. Taraflar Konferansı (COP30) kapsamında, "Çoklu Afet Erken Uyarı Sistemlerinin Küresel Durumu 2025" raporunu yayımladı.
Rapora göre, çoklu afet erken uyarı sistemlerine sahip ülke sayısının 119 ile rekor seviyeye ulaştı. Bu, son 10 yılda yüzde 113'lük bir artışa tekabül ediyor.
Ülkelerin yüzde 60'ı bu sistemlere sahip olsa da bölgeler arasındaki farklılıklar dikkati çekiyor. En yüksek kapsama oranı yüzde 72 ile Asya-Pasifik'te yer alırken, bu oran Amerika ve Karayipler'de yüzde 51, gelişmekte olan küçük ada devletlerinde ise yüzde 43 seviyesinde kalıyor.
Bu sistemlerin küresel ortalama kapsamlılık puanında ise yüzde 45'lik bir artış görülüyor. Afrika, 2015'ten bu yana yüzde 72'lik artışla en büyük ilerlemeyi kaydetse de hala en düşük değere sahip bölge konumunda.
Rapora göre, afet kaynaklı ölüm oranlarının, kapsamlı çoklu afet erken uyarı sistemi yeteneklerine sahip ülkelerde, sınırlı yeteneklere sahip ülkelere göre yaklaşık altı kat daha düşük olduğu biliniyor.
Öte yandan, aşırı sıcaklar, orman yangınları ve buzul gölü taşkınları gibi giderek şiddetlenen yeni tehlikeler ise mevcut birçok erken uyarı sisteminin başa çıkmak için yeterli donanıma sahip olmadığı yeni tehditler oluşturuyor.
UNDRR Başkanı Kamal Kishore, rapora ilişkin değerlendirmesinde, giderek büyüyen iklim krizine rağmen artan afet kayıplarının sarmalının durdurulabileceğini belirterek, "Bu eğilimleri tersine çevirmek için ülkeler, önümüzdeki 5 yılda Sendai Çerçevesi'ni tamamen uygulamayı hızlandırmalı. Bu da dayanıklılığa yönelik finansmanı önceliklendirmeyi gerektiriyor." ifadelerini kullandı.
WMO Genel Sekreteri Celeste Saulo da her afetin topluluklar, ekonomiler ve ekosistemler üzerinde kalıcı etkiler bıraktığına dikkati çekerek, "İzler, manşetler kaybolduktan çok sonra da devam ediyor. Önceden tahminler, erken uyarılar ve hızlı müdahale olmasaydı, can kaybı çok daha yüksek olurdu." değerlendirmesinde bulundu.