Giderek yaygınlaşan ve insanlara "bir telefon kadar yakın" hale gelen sanal kumar, kolay erişilebilirliği nedeniyle klasik kumara göre ekonomik olarak daha yıkıcı ve daha güçlü bağımlılık yaratabiliyor.
İnternet ve mobil uygulamalar üzerinden günün her saatinde erişilebilmesi, sürekli reklamlarla sunulması sanal kumarı diğer türlerden ayıran en tehlikeli unsur olarak öne çıkıyor.
Son yıllarda daha da artan çeşitliliği nedeniyle de binlerce insanı "esir eden" sanal kumar bağımlılığı kişinin hem sosyal hem de ekonomik yaşamını çökertip aile ilişkilerinde geri dönülmez yaralar açıyor.
20 yıl kumar bağımlısı olan, son yıllarda sanal kumara geçiş yaptıktan sonra işini ve tüm servetini kaybeden Recep Acar, yaşadıklarını AA muhabirine anlattı.
Bağımsız Yaşam Derneğinin (BAYDER) bağımlılıkla mücadele eğitimleri sayesinde kumara veda eden Acar, bağımlılıktan kurtulmanın mutluluğunu yaşarken, kaybettiklerinin acısını hissediyor.
"10-15 milyon lira kaybettim"
43 yaşında ve iki çocuk babası olan Acar, kumara çok "basit" oyunlarla başladığını söyledi.
Uzun yıllar maç bahisleri oynadığını anlatan söyleyen, "Ufak birkaç maç bahsiyle başladım ama telefonlar çıkınca kaçak sitelere yöneldim. Orada her şey daha kolay. Hem kayıp fazla hem de hayatımı mahvettim öyle diyeyim size. Maddi kaybım gerçekten çok fazla. 10-15 milyon lira kaybettim. 20 senede kurtulamadım." dedi.
Acar, kumarın hem "kazanma" hem de "kaybetme" üzerinden bağımlılık yarattığını vurguladı.
Birçok defa paralar kazandığını fakat hepsini daha fazlasıyla kaybettiğine dikkati çeken Acar, "Her kayıptan sonra daha da hırslanıyorsun. Hırslanıp kaybettiğini kazanmak için devam ediyorsun. Üstüne katarak devam ediyorsun. Ve bu kayıp her geçen gün daha da çoğalıyor. Önceden dükkanlara gidiyorduk. Online bahis siteleri yoktu. 3-5 maç bahsi yapıp çıkıyorduk, küçük paralar kaybediyorduk. Sonradan bahis siteleri çıktı, sonra yabancı bahis sitelerini öğrendik. Dijital dünya kumarı kolaylaştırdı. Oturduğun yerden oynuyorsun, hesabın olsun yeter. En çok oralarda kaybettim." diye konuştu.
Kumardan kurtuluşun kolay olmadığını belirten Acar şöyle devam etti:
"Ben hiçbir şekilde kurtulamadım. Psikiyatrik tedavi aldım, psikoloğa gittim olmadı. Her şeyi denedim en son BAYDER'e geldim. Kumardan insanın kendinin şahsen kurtulması mümkün değil. Onu söyleyeyim. Yani bir psikolojik destek veya böyle kurumlar gibi destek alması şart. Çünkü ben çok uğraştım. Kendi başıma kurtulamadım. Kumar oynarken hiçbir şey gözüm görmüyordu."
Kumar bağımlılığında çevre etkili
Acar, çevrenin bağımlılıkta çok etkili olduğunu ve kurtuluşu zorlaştırdığını söyledi.
Kumar oynanan bir çevrede insanın istese de aynı bataklığa tekrar düştüğünü anlatan Acar, "Benim ailem, babam en büyük destekçim. Kaç defa batağa girdim beni kurtardı. Ama en sonunda o da isyan etti. Bu biraz da çevreyle olan bir şey. Ben çok ufak bir iddiayla başladım arkadaşlarımla. Önceden 3-5 liralık oynuyordum şimdi en son 50 bin- 100 bine çıkmıştı. Ne kadar kazansan da o para çekilmiyor çünkü arkadaş çevren de onun içinde ve hep birlikte yapıyorsunuz zaten bu işi." diye konuştu.
Kumarın bu döngü içinde hayatını etkilediğini söyleyen Acar şöyle devam etti:
"2006'da KPSS ile Diyarbakır Bölge Jandarma Komutanlığı'na sivil memur olarak atandım. Üç sene sivil memurluk geçmişim var. 3 sene sonunda yine bu kumar yüzünden işimden istifa ettim. Daha sonra çok uğraştım geri dönmeye ama bir türlü olmadı. Yani kumar benim hayatımı da bitirdi diyebilirim. Kumarın sonu yok. Paran olmasa da buluyorsun, arıyorsun, yalan söylüyorsun parayı yine buluyorsun. En yakınlarından, ailenden o parayı buluyorsun. Kaybettikçe borçları kapatmak için oynuyorsun. Böyle böyle hayatım mahvoldu."