Düşmanca mimari, kentlerde belirli davranışları ya da belirli insanları caydırmak için tasarlanmış fiziksel unsurlardır. Yatmayı, oturmayı, hatta bir süre dinlenmeyi bile engelleyen bu tasarımlar, “kamu güvenliği” veya “düzen” adına uygulanır. Ama asıl hedef evsiz insanlar ya da göçmenler.
Bu tür tasarımlar aslında bir tür sessiz dışlama politikasıdır. Bu sadece belirli ülkelerde yok Gana’dan ABD’ye Japonya’dan Türkiye’ye kadar tüm ülkeler şehirlerini kurarken bu mimariyi kullanıyor.
Mesela en yaşanılabilir kentler listesinde üst sıralarda olan Tokyo’da bazı parklarda banklar, insan anatomisine aykırı biçimlerde tasarlanmıştır. Bazıları eğimlidir, bazıları üçe bölünmüştür. Uzun süre oturmak neredeyse imkansızdır. Bu estetik detay, aslında uzun süre dinlenmeyi engelleyen bir araç.
Bu mimari tasarımı en farklı kullanan ülkelerden birisi de Kanada… Ülkedeki bazı umumi tuvaletlerde mavi ışıklar kullanılır. Amaç, damarların görünmemesini sağlayarak uyuşturucu kullanımını zorlaştırmak. Bir güvenlik önlemi gibi görünür ama aynı zamanda yardıma muhtaç bireyleri cezalandıran bir uygulama
Modern şehirler, çoğu zaman temizlik ve düzen arayışıyla bu tasarımları meşrulaştırır.
Ama gerçekte yapılan, kamusal alanı bazıları için kamusal olmaktan çıkarmak