Coşkuner, ana akım medyada, Hamas'ın silahlı kanadının 7 Ekim'de esir aldığı İsraillilere ilgili haberlere ilişkin, "Öldürüldüğü ya da kaçırıldığı iddia edilen kişilerin hep kadınlar ve çocuklar olduğunu görüyoruz. İsrail'in elinde doğrulama yapabileceğimiz bir veri yok ama bu esasen propaganda, manipülasyon ve basının gücünü kullanma meselesi." dedi.
Coşkuner, dezenformasyonu, "kötü niyetle üretilmiş, doğru olmayan bilgi" şeklinde tanımlayarak, "Dezenformasyon ve malenformasyon tamamen kötü niyetle ve zarar verme amaçlı yapılan paylaşımlardır. Mezenformasyon ise yanlış bilginin iyi niyetle farkında olmadan bilgi ekosisteminde paylaşılmasını ifade ediyor." diye konuştu.
Dijital çağda gerçekle yalanın giderek birbirinden daha zor ayrıt edildiğini belirten Coşkuner, "Bilgi çağında yaşıyor olmamızdan kaynaklı 20 sene evveline göre çok daha fazla ve müthiş bir tazyikle dezenformasyon ve diğer yanlış bilgi türleriyle mücadele etmek zorunda kalıyoruz ve bir insan yanlış bilgiyle karşılaşıp onu kabul ettiğinde o bilginin doğrusuyla yer değiştirmesi neredeyse imkansız." ifadesini kullandı.
Coşkuner, özellikle sosyal medyada kişilerin algoritmaların oluşturduğu yankı odalarına hapsedildiğini aktararak, "İnsanlar yankı odalarında sadece kendi duydukları seslerle iletişim kurmayı istiyor. Konfor alanlarında kalmayı tercih ediyor. Öbürü ne diyor bilmiyor. Bu yönüyle dezenformasyonun kutuplaşmayı beslediği bir gerçek. Kutuplaşma da dezenformasyon ortamının oluşmasına alan açıyor. Bu böyle kuyruğunu yiyen yılan gibi bir döngü." değerlendirmesinde bulundu.