İşaret dili nasıl doğdu?

İşaret dili, sadece el hareketleriyle değil yüz ifadeleri ve beden diliyle birlikte anlam kazanan tam teşekküllü bir dil olarak kabul ediliyor.

İşaret dilleri, iletişimin yalnızca sesle değil, görsel ifadelerle de kurulabildiğini gösterirken dünya genelinde milyonlarca sağır birey tarafından anadil olarak kullanılıyor.

İşaret dili, ellerin, yüz ifadelerinin ve beden hareketlerinin birlikte kullanıldığı görsel bir iletişim sistemini ifade ediyor.

İşaret dilleri, tıpkı Türkçe ya da İngilizce gibi kendine özgü kelime dağarcığı, gramer yapısı ve deyimsel ifadeleri olan bağımsız diller olarak kabul ediliyor. İsimler ve özel terimler için ise parmak alfabesi adı verilen harf harf işaretleme yöntemi kullanılıyor.

İşaret dilinin ilk ne zaman kullanıldığına dair birçok farklı teori var. Juan Pablo Bonet, 1620'de dilsiz insanlara konuşmayı öğretmek için yayınladığı Harflerin ve Sanatın İndirgenmesi adlı kitap işaret dili ve parmak alfabesi ile oluşturulan ilk modern eser olarak kabul ediliyor.

Fransa’da 1770’li yıllarda işitme engellilerin kullandığı el hareketleri, grameri olan bir dil olarak kabul edildi ve okullarda öğretilmeye başlandı. Daha sonra bu yöntem Fransız işaret dili bilimciler tarafından Amerika’ya taşındı. 1817’de Thomas Gallaudet sadece işitme engellilere eğitim veren ilk işitme engelli okulunu ABD’de açtı.

Dünyada 300’ün üzerinde işaret dili bulunduğu tahmin ediliyor. Her ülkenin kendi işaret dili olduğu gibi, aynı ülke içinde dahi bölgesel farklılıklar oluşabiliyor.