Savaşta yakınlarını kaybeden Sudanlı öğrenciler, HDK'yi katliamla ve cinsel istismarla suçladı

ÖMER FARUK MADANOĞLU/MEHMET KARA
07.11.2025

"Ailemden de kayıplar verdim, babam bu savaşın şehitlerinden biri. Ailemin bir kısmı da savaşta şehit oldu. Dedem ve dayım Faşir’de şehit edildi. Hızlı Destek Kuvvetlerinin attığı bombalarla öldürüldüler"

Sudan'ın Faşir kentinde yaşanan katliamlarda aile üyelerinden kayıplar veren Mahfuz Muhammed Talib ve Sudanlı Öğrenciler Genel Birliği Başkanı Gatada Kemal, Hızlı Destek Kuvvetlerini (HDK) sivil katliamları yapmak ve girdikleri bölgelerde cinsel istismarda bulunmakla suçladı.

Sudanlı Öğrenciler Genel Birliği Başkanı Gatada Kemal ve Sudan'ın Faşir şehrinde yaşayan Mahfuz Muhammed Talib, AA muhabirine, Sudan'da yaşananları anlattı.

Kemal, Hızlı Destek Kuvvetlerinin halka zulmettiğini söyleyerek, "Hızlı Destek Kuvvetleri birçok kentte katliam yaptı. Kadınları köle olarak kullandı ve cinsel istismar gerçekleştirdi." dedi.

Sudan’daki çatışmalar sırasında sivil halkın katledilmesinin kendisine dayanılmaz bir acı verdiğini belirten Kemal, Sudan ordusundan şehitlerin olmasının da üzüntüsünü yaşadığını dile getirdi.

HDK’yi Birleşik Arap Emirlikleri ve İsrail'in desteklediğini ileri süren Kemal, "HDK farklı ülkelerden paralı asker getiriyor. Onları Sudan'da savaştırmak için para, silah ve her türlü desteği sağlıyorlar. Dış güçler, paralı askerlerin savaşması için onlara uyuşturucu madde veriyor." dedi.

Sudan halkının HDK milislerine karşı birleştiğini ifade eden Kemal, Sudanlıların birlik olursa dış güçlerle bağlantılı HDK’ye karşı zafer kazanacaklarını düşündüğünü aktardı.

Kemal, Sudan'ın istikrara kavuşması için desteklenmesi gerektiğini bildirerek, "Türkiye sağ olsun hem halkı hem Sayın Cumhurbaşkanımız hep desteği oldu. Onların desteğiyle birlikte Sudan bir bütün ülke olacak." ifadelerini kullandı.

"Sudan’da bir iç savaş değil, dışarıdan desteklenen bir savaş var"

Sudan'da iç savaşın olmadığını, dış destekli bir darbe girişimi olduğuna işaret eden Kemal, şunları söyledi:

"Sudan’da bir iç savaş yok. Sudan’da dışarıdan desteklenen bir savaş var. Yani kesinlikle bir iç savaş söz konusu değil. Şu anda Sudan’da yaşananlar, 15 Temmuz’da yaşananlarla benzerlik gösteriyor. Ordunun bünyesinde yer alan bir grup, orduya karşı darbe girişiminde bulundu. Ancak bu bir iç savaş değil; halk, ordu ve hükümete karşı çıkan bir grubun girişimidir. Tüm bu olayların nedeni de budur. Bu durumu ancak ‘dışarıdan desteklenen bir saldırı’ olarak ifade edebiliriz."

Kemal, HDK’nın katliamlarını sadece Faşir kentinde değil, ele geçirdiği her yerde yaptığını vurgulayarak bunların bir an önce durdurulması gerektiğini kaydetti.

Sivilleri acımasız bir şekilde öldüren HDK’nın halka insani yardım gitmesini de engellediğini anlatan Kemal, "Yardım konusunda sadece batı bölgede, Darfur ve Kuzey Kurdufan’ın bazı bölgelerinde evet, belki yardım ulaşılamayabilir. Şu an Faşir’de ne yaptılarsa Cezire eyaletinde aynısını yaptılar. Sayısız insanı insanlık dışı bir şekilde öldürdüler." diye konuştu.

"Dedemi ve dayımı katlettiler"

Ailesi ve akrabaları Faşir'deki katliamın ortasında kalan ve burada üniversite eğitimine devam eden Mahfuz Muhammed Talib, ailesinin ve bazı akrabalarının HDK'nın katliamından kaçmayı başardığını anlattı.

Yakınlarından haber alamadıklarını dile getiren Talib, şunları söyledi:

"İnsanların bir kısmı Faşir şehrinden kaçtı, bir kısmı ise Hızlı Destek Kuvvetleri milisleri tarafından yakalandı ve şu anda hapisteler... Savaşın başlamasıyla birlikte 15 kişilik bir grubumuz vardı, sadece 4 kişi kurtulabildi. Geriye kalan 11 kişinin nerede olduğunu hala bilmiyoruz. Belki hapisteler, belki de Hızlı Destek Kuvvetleri tarafından öldürüldüler. Ne olduğundan tam olarak emin değiliz. Ailemden de kayıplar verdim, babam bu savaşın şehitlerinden biri. Ailemin bir kısmı da savaşta şehit oldu. Dedem ve dayım Faşir’de bu savaşta şehit edildi. Hızlı Destek Kuvvetlerinin attığı bombalarla öldürüldüler."

Talib, kendi ailesinin de savaş sırasında parçalandığını ve bazılarına ulaşamadığını ifade ederek, "Şu anda ailemin bir kısmı hala Faşir’de, durumları çok kötü. Bir kısmı Tuveyla bölgesine, bir kısmı da Ebu Hamed’e gitti. Faşir’de bu katliamlar yaşandığında umutsuzluk, üzüntü ve büyük bir acı hissettik. Son üç gündür bazen uyuyamıyorum. Olayları anlamaya, ailem ve arkadaşlarımla iletişime geçip onların nerede olduklarını, nasıl olduklarını öğrenmeye çalışıyorum." dedi.

Türkiye'de okuyan Sudanlı öğrencilerin birçoğunun kendisi gibi ailesinde kayıplar olduğunu vurgulayan Talib, Sudanlı öğrencilerin psikolojik olarak çöktüklerini ve depresyona girdiklerini bildirdi.

Talib, birçok Sudanlı öğrencinin ailesine ulaşamadığı için umudunu kestiğini söyleyerek sözlerini şöyle tamamladı:

"Birçok öğrenci umudunu kaybetmiş durumda. Çünkü ailelerinin bir kısmının nerede olduğunu bilmiyorlar. Belki hapisteler, belki de Hızlı Destek Kuvvetleri tarafından öldürüldüler. Ben şahsen Hızlı Destek Kuvvetleriyle bir arada yaşamayı asla kabul edemem. Tüm dünya onların ne yaptığını gördü. Masum insanları sebepsiz yere öldürdüler. Kadınları, çocukları, yaşlıları katlettiler. Ben bir insan olarak bu milislerle nasıl bir arada yaşayabilirim? Bu gerçekten çok zor bir şey. Diyelim ki savaşı durdurdular, peki biz nasıl yaşayacağız? Nasıl geri dönüp Faşir’deki hayatımıza devam edeceğiz? Bu çok büyük bir sorun. Sudan’da barıştan bahsedenlerin önce bu sorulara cevap vermesi gerekir."

Sudan’daki çatışmalar ve HDK güçlerinin ihlalleri

Sudan, 15 Nisan 2023'ten beri ordu ile dış destekli HDK arasında şiddetli çatışmalara sahne oluyor.

Ülkenin batısındaki Darfur bölgesinin en büyük kenti Faşir, şiddetli çatışmaların ardından büyük ölçüde HDK’nin kontrolüne girdi.

On binlerce kişinin çatışmalardan kaçtığı kentte HDK’nin sivilleri zorla yerinden çıkardığı ve çok sayıda silahsız kişiyi öldürüp işkence ettiği anlar, HDK mensuplarının paylaştığı videolara yansımıştı.