Yapay zeka mağdurları için yargı yolu mümkün

Fatma Nur Duman Arı
09.09.2025
İstanbul

Avukat Selahattin Par: "(Yapay zeka ve deepfake videoları) Birisi, sizin kişisel verilerinizi internet mecrasında yayınlarsa bu bir suç"

Daha fazlası için Instagram’dan takip edin

Yapay zeka (AI) ve deepfake gibi ileri teknolojiler kullanılarak oluşturulan ve son zamanlarda dijital ortamlarda artış gösteren videolar vatandaşlar için hukuki tehlikeler oluştururken, uzmanlar mağduriyetlerde hukuki yollara başvurulabileceğini belirtiyor.

Yapay zeka teknolojilerinin gelişmesiyle birlikte, deepfake videolar aracılığıyla kişilerin ses ve görüntülerinin izinsiz şekilde kullanılabilme ihtimali artarken, bu durum, özellikle sosyal medyada hızla yayılan sahte içeriklerle kişisel mağduriyetlere yol açabiliyor.

Uzmanlar, rızası dışında sesi ya da görüntüsü yapay zeka ile oluşturulan içeriklerde kullanılan vatandaşların yaşadıkları mağduriyete ilişkin, hukuki yolun açık olduğunu belirtti.

Avukat Selahattin Par, AA muhabirine yaptığı değerlendirmede, dijital dünyanın gelişmesiyle birlikte, sanallıkla gerçeklik arasındaki farkın ortadan kaybolduğunu ve dijital okur yazarlığın teknolojiyle eş zamanlı gelişmediğini belirtti.

Vatandaşların yapay zeka ile üretilen her videoyu gerçek sanabileceğini kaydeden Par, yapay ile gerçek arasındaki farkın ayırt edilememesinin de dolandırıcılığa, şantaja ve itibar suikastı gibi risklere neden olduğunu aktardı.

Par, "Sesinizi alıyorlar, sizin sesinizmiş gibi konuşmalar düzenliyorlar ya da sizin sesinizden videolar yapıyorlar veya yüzünüzden, görselinizden, bedeninizden almış olduğu yapılarla, müstehcen görüntüler, videolar oluşturabiliyorlar. Bu çok büyük bir sıkıntı. Özellikle kişisel haklara saldırılar söz konusu." dedi.

Kişisel verilerin korunmasıyla ilgili sıkıntıların da yaşandığını kaydeden Par, şunları söyledi:

"Türkiye'de dijitalleşmeyle ilgili bir yasamız yok. Mevcut faydalanmış olduğumuz birtakım yasalarımız var. Bu yasalardan faydalanarak, bir hak ihlali olduğunda vatandaşlarımız yasal haklarını arayabilirler. Örneğin kendilerine ait bir görüntünün montajı olduğu durumda, sulh ceza hakimliğine başvuruda bulunarak, o içeriğin yasaklanması ve durdurulmasıyla ilgili karar alabilirler. Bizzat kimin tarafından yapıldığını biliyorlarsa, Türk Medeni Kanunu gereğince kendi haklarına yapılan saldırı nedeniyle maddi, itibar, imaj kaybı, manevi üzüntü nedeniyle manevi tazminat davası açılabilir."

"Dijital mecraların da bir RTÜK'ünün olması, denetlemesinin yapılması lazım"

Türk Ceza Kanunu'nun (TCK) düzenlenme tarihlerinin çok eski olduğuna ve hazırlandığı dönemde teknolojinin bu kadar gelişmediğine işaret eden Par, şöyle devam etti:

"Bizim acilen ülke olarak, gelişen teknolojik şartlara uygun yeni bir dijital kanun yapmamız lazım. Dijital denetimde ciddi sıkıntılar yaşıyoruz. Dijital mecraların da bir RTÜK'ünün olması, denetlemesinin yapılması lazım. Derhal müdahale edilmesi için savcılığa, hakimliğe gidiyorsunuz. Karar alınana kadar o görüntüyü herkes görmüş oluyor. Ya da dolandırıcılıkla ilgili, bir sürü insan zaten dolandırılmış oluyor."

Oluşturulan yeni düzenlemeyle birlikte, dijitale yüklenilen her içeriğin bir ızgaradan geçmesi gerektiğini vurgulayan Par, gelişen dijital çağda yasal düzenlemenin neredeyse bir zorunluluk haline geldiğini ifade etti.

Par, yapay zeka ve deepfake videoları sonucu birçok vatandaşın mağdur olarak konuyu yargıya taşıdığını belirterek, "Birisi, sizin kişisel verilerinizi kullanmak suretiyle internet mecrasında bunu yayınlarsa bu bir suç. 1 yıldan 3 yıla kadar, hatta gizlilikle ilgili bir durum varsa, 2 yıldan 4 yıla kadar daha da ağır cezalar var. Yüklü miktarda para cezaları var. Nihayetinde yüzünüz, bedeniniz, sesiniz, aynı zamanda kendinize ait verileriniz." diye konuştu.

"İlk önlemin öncelikle kişisel olarak başlaması gerekiyor"

Medipol Üniversitesi İletişim Fakültesi Dekan Yardımcısı Doç. Dr. İhsan Eken ise yapay zekanın açık kodlu ve kapalı kodlu olmak üzere iki sistemle işlediğini aktardı.

Bu sistemlere ilişkin bilgi veren Eken, "Kapalı kodlunun arkasında muhakkak bir şirket var. Burada yazılan kodlara şirket çalışanları haricinde kimse erişemiyor. Ancak açık kaynağa herkes tarafından erişilebiliyor. Buradaki durum merkeziyetsizliği sağlıyor. Özellikle Uzak Doğu tabanlı yapay zeka uygulamalarının neredeyse tamamı açık kodlu." dedi.

Kapalı kodlu yapay zeka sistemi üzerinden mağduriyet yaşan kişinin, konuyu yargıya götürebilmesine ilişkin Eken, "Güncel olarak 2-3 dava var. Amerika'da sürüyor. Açık uçlu olduğu dakika, mağdur bir ülkeden, sunucu başka bir ülkeden, nereden yayıldığı farklı bir ülkeden. Hangi ülkenin yasalarına göre biz bunu idame ettireceğiz, nasıl bulacağız? Yani bir merkezi yok. O yüzden bunun çözülmesi şu anki teknolojik bilgisayarlara göre neredeyse imkansız bir durumda."

Eken, yapay zeka ile ilgili yasaların ABD ve Çin'de ileri seviyede olduğunu ancak her ülkede farklı yollar izlendiğini, daha evrensel kanunlar çizilmesi gerektiğini kaydetti.

Yapay zeka ile üretilen videoların günden güne daha da inandırıcı hale geleceğini dile getiren Eken, "Yapay zekada öncelikle bir şeyin nasıl yapıldığını, algoritma yapısını bilirseniz bu konuda kendinize önlem alabilirsiniz. İlk önlemin öncelikle kişisel olarak başlaması gerekiyor." uyarısında bulundu.