Doğuştan kolları olmayan Halil, yüzme ve futbolla hayata sarılıyor

Yunus Hocaoğlu
28.10.2024
Erzurum

"Halil kolları yokmuş gibi davranmıyor tabiri caizse hayata dört elle sarılmış gibi. Acayip hırslı, azimli, saygılı ve ne kadar yüklenirsem yükleneyim bana mısın demiyor"

Erzurum'da doğuştan kolları olmayan 22 yaşındaki Halil İbrahim Kara, engeline rağmen futbol ve yüzmeyle hayata tutunuyor.

Halil İbrahim Kara, küçük yaşlarda arkadaşlarıyla futbol oynamaya başladı. Bu sporda kendini geliştiren ve kollarının yokluğuna aldırış etmeden topu hem kafasında hem de oturduğu yerde ayaklarında sektiren Kara, Anadolu Üniversitesi Sosyal Hizmetler Bölümü 1. sınıf öğrencisi olarak da eğitim hayatını sürdürüyor. Bütün ihtiyaçlarını ayağıyla gideren Kara, derslerine de bu şekilde devam ediyor.

Kara, bir çay ocağında tavsiye üzerine tanıştığı özel sporcular yüzme antrenörü Muhammet Buğra Atmaca ile 2 yıldır yüzme sporunu yapıyor.

Ailesinin de desteğini alan ve ilk başlarda suya korkarak giren Kara, ilerleyen süreçte hocasının da destekleriyle haftanın belirli günlerinde 2 metreyi aşan derinlikteki olimpik havuzda sırt ve yüz üstü yüzebiliyor.

Arkadaş çevresiyle oynadığı futbol ve yüzme ile hayata tutunmaya çalışan Kara, özellikle görenlerin şaşkınlıkla seyrettiği yüzme branşında kendisini geliştirip milli sporculuğa kadar yükselmeyi amaçlıyor.

Amatör paralimpik yüzücü, gerekli işlemlerin ardından paralimpik milli yüzücüler Sümeyye Boyacı ve Sevilay Öztürk gibi ay-yıldızlı forma ile ülkesini uluslararası müsabakalarda temsil etmeyi hedefliyor.

Hedefi milli forma

Halil İbrahim Kara, AA muhabirine yaptığı açıklamada, spor yapma merakının çocukluktan gelen bir heves olduğunu söyledi.

Küçük yaşlarda futbol oynamaya başladığını belirten Kara, "Amatör olarak futbola başladım ama son 2 yıldır da yüzme sporu yapıyorum. Engellilerimizin evde oturmasına gerek yok. Bunu her insanın başarabileceğini göstermek istedim." dedi.

Yüzmeye ilk başladığı zamanlarda korku yaşadığını ifade eden Kara, "Çünkü daha önce hiç böyle bir havuza girmemiştim. Buğra hocamızla ders yaptıktan sonra ben bunu başarabileceğimi düşündüm. Engelli insanlara biraz da olsa bir umut olurum diye düşündüm. Onlar da böyle bir şeyi başarabileceklerini görürler. Bu şekilde yüzmeye başladım. İlk başlarda korkunçtu ama sonra alıştık şimdi her yerde yüzebiliyorum." diye konuştu.

Çevresindeki insanların her zaman kendisine destek olduğunu dile getiren Kara, şöyle devam etti:

"Ailem de her zaman arkamda durdu. Çevremdekiler ilk gördüklerinde 'engelli biri bu hareketleri nasıl yapıyor' diye şaşkınlıkla baktılar. Ama herkes yanımda oldu. Muhammet hocamı iyi ki tanımışım. Sporu bana sevdiren o oldu. Tıkanıp 'yapamam' dediğimde bile 'sen yaparsın' diyerek yanımda durdu. Bana hiçbir zaman inanmamazlık yapmadı. Çok sıkıntılar çektik ama her zaman benimle uğraştı."

İleride milli formayı giymeyi hayal ettiğini anlatan Kara, "Ben de bu ülkenin bir evladıyım. Önce memleketimi, sonra ülkemi temsil etmek için milli takıma girmek istiyorum. Bayrağımızı göklerde dalgalandırmak istiyorum. Hayalim Sümeyye Boyacı ve Sevilay Öztürk gibi milli sporcu olup bayrağımızı dalgalandırmak." ifadelerini kullandı.

"Kararlılıkla çalışmaya devam ediyoruz"

Antrenör Muhammet Buğra Atmaca ise Halil İbrahim Kara ile tanıştığında Halil'in "Acaba ben yüzebilir miyim?" sözünün kendisini çok etkilediğini söyledi.

Hedeflerinin çok yüksek olduğunu anlatan Atmaca, şunları kaydetti:

"Halil çok yetenekli, futbol oynuyor, yazı yazabiliyor, kendi ihtiyaçlarının hepsini karşılayabiliyordu. İnişli çıkışlı zamanlarımız oldu ama kararlılıkla çalışmaya devam ediyoruz. Maalesef imkansızlıklar bizi buluyor ama başta Gençlik ve Spor İl Müdürü Levent Çakmur gibi birçok kişi bize destek oluyor. İnşallah Erzurum'a şampiyonluklar getirmeyi düşünüyoruz ve Halil İbrahim bir başlangıç olur diye düşünüyorum."

Atmaca, Halil İbrahim'in azimli bir sporcu olduğuna değinerek, sözlerini şöyle tamamladı:

"Halil kolları yokmuş gibi davranmıyor tabiri caizse hayata dört elle sarılmış gibi. Acayip hırslı, azimli, saygılı ve ne kadar yüklenirsem yükleneyim bana mısın demiyor. Şu an havuz içinde gidiş geliş yaparak 1200, 1700 metreleri artık yüzüyor. Hiç 'hocam yoruldum' demiyor, sadece 'başarmak istiyorum' diyor. Ben de bu yolda Allah ömür verdikçe onu hiç bırakmayacağım."