

Daha fazlası için Instagram’dan takip edin
İngiltere'de iktidardaki İşçi Partisinin net göçü azaltmak için yasal göçü zorlaştırmaya yönelik planlar yapmasını değerlendiren uzmanlar, iktidarın bu hamlesinde aşırı sağcı Reform UK Partisinin yükselişte olmasının etkili olduğunu belirtti.
Londra Üniversitesi Queen Mary Koleji Öğretim Üyesi Prof. Patrick Diamond ile Sheffield Hallam Üniversitesi Öğretim Üyesi Dr. Jack Black, İngiltere hükümetinin göç politikalarını AA muhabirine değerlendirdi.
Kamu politikaları alanında çalışmalar yürüten Diamond, Başbakan Keir Starmer'ın yasal yollarla ülkeye gelen göçü zorlaştırma planlarına ilişkin, "Plan, geçmiş hükümetlerin göç konusunda başarısız olduğunu belirterek İngiltere'ye net göçü azaltmayı hedefliyor. Doğru veya yanlış, hükümetin inandığı ve halkın da 2024 seçimlerinde desteklediği buydu." diye konuştu.
Diamond, Starmer'ın yasal yollarla ülkeye gelenlere yönelik adımlarının tüm göç türlerini azaltmaya yönelik olduğunu ancak bazıları tarafından adil bulunmadığını vurguladı.
Starmer'ın İngiltere için "Yabancılar adası" ifadesine gelen tepkilere de işaret eden Diamond, "Tamamen medyanın ilgisini çekmesi için söylenmiş bir sözdü. Talihsizdi çünkü göçmen nesillerini kapsayıcı, istikrarlı ve çok kültürlü bir topluma entegre eden İngiltere'nin başarı hikayesinden uzaklaşıyor." dedi.
"Reform UK, İşçi Partisini daha sert göç politikalarına itiyor"
Diamond, göçmen ve Müslüman İngilizlerin ilk sıradaki oy tercihi olan İşçi Partisinin göçe karşı olan planlarında aşırı sağın etkisine de değindi.
Mayıs ayında bazı belediyelerde yapılan yerel seçimden birinci çıkan aşırı sağcı Reform UK Partisinin iktidarın göç politikasına etki ettiğini belirten Diamond, "Reform UK'in seçim başarısı İşçi Partisini daha sert göç politikalarına itiyor. Ancak burada sadece Reform UK etkisi yok. Hükümet de seçmenlere göç konusunda verdiği sözlerle ilgili neler yapabileceğini göstermenin yoğun baskısı altında." ifadelerini kullandı.
Diamond, temmuzda ilk yılını dolduracak hükümetin kısmen iyi bir karneye sahip olduğunu kaydetti.
Seçmenlerin görünür değişiklik arzusunda olduğunu belirten Diamond, Avrupa Birliği (AB) ve ABD'yle yapılan ticari anlaşmalara işaret ederek hükümetin dış politikada ise başarılı olduğu değerlendirmesini yaptı.
Ekonomi konusunda ise bir gelişme olmadığını söyleyen Diamond, "Hükümet göç kararıyla kendi büyüme ajandasını baltalayabilir. Eğer çok hızlı ve çok fazla düşüş olursa kendi büyüme potansiyeline zarar verir. Göçün ekonomiye etkilerini anlamaları gerekiyor." diye konuştu.
"Sağlık ve sosyal bakım hizmetleri büyük ölçüde yabancılara bağımlı"
Sheffield Hallam Üniversitesinden Dr. Black ise hükümetin ülke içindeki iş gücüne yönelerek göç konusunda adımlar attığını belirtti.
Geçmiş hükümetlerin sınırları kontrol edemediği ve insan kaçakçısı çetelerle mücadelede başarısız olduğunu vurgulayan Black şunları söyledi:
"Muhafazakar Parti hükümetleri, yüksek caydırıcılık özelliği olan Ruanda Planı ve Yasa Dışı Göç Yasası gibi projelere ve sınır güvenliğine yönelirken İşçi Partisi hükümeti daha çok yabancı bakıcıların beraberinde ailesinden kimseyi getirememesi gibi iş gücü piyasasında reformlara yöneldi. Göçün iş gücüne etkilerini kontrol altına almak henüz öngörülmesi zor bazı sorunları beraberinde getiriyor. Yüksek göçün kamu hizmetleri üzerinde baskı oluşturmasıyla ilgili halkın endişelerini gidermeye çalışıyorlar ancak diğer yandan sağlık ve sosyal bakım hizmetleri büyük ölçüde yabancılara bağımlı. Burada kısıtlama yapmak olumsuz sonuçlar doğurabilir."
Black, toplum için önemli işlerde iş gücü eksiğini tamamlayacak planlar yapılması gerekliliğine dikkati çekerken yasal göç yollarında yapılacak değişikliklerin nitelikli işçi göçünü engelleyeceğini de kaydetti.
Starmer'ın yasal göçü hedef almasının endişe yarattığının da altını çizen Black, "Kuralları sertleştirmek yasal sınırlar içinde hareket edenleri cezalandırıyor. Daha karmaşık bir yasal sorun olan düzensiz göçle ilgili sorulara ise yanıt vermiyor." değerlendirmesini yaptı.
Black, göçü azaltma söyleminin ve politik amaçlarla atılan adımların ayrımcı ve yabancı düşmanı söylemi beslediğine de dikkati çekti.
İşçi Partisinin dili "sağa yaslandı"
Black, Starmer'ın "Yabancılar adası" ifadesiyle ilgili, "Siyasi, yabancı düşmanlığını körükleyecek, ayrımcılıkla mücadele eden toplulukları daha da marjinalize edecek." dedi.
Göçün, ekonomik, küresel eşitsizlik, aile birleşimi ve işçi açığı gibi nedenlerle gerçekleştiğinin altını çizen Black, göçmenlerden büyük oranda destek alan İşçi Partisinde bir söylem değişikliği görüldüğünü kaydetti.
"Göç konusunda kullandıkları dil, sağa yaslanan daha soğuk bir dil oldu." diyen Black, bu değişiklikte aşırı sağcı Reform UK Partisinin etkisi görüldüğüne işaret etti.
Black, halkın dikkatini ekonomik ve sosyal sorunlardan uzaklaştırmak için göç konusunun günah keçisi olarak kullanıldığını belirterek, "İşçi Partisi muhalefetteyken, iktidardaki Muhafazakar Parti söylemlerini eleştiriyordu. Son aylarda, özellikle de niyetlerine bakıldığında Muhafazakarları yansıtıyorlar. Muhafazakar Partiyi taklit etmek ve Reform UK seçmenine şirin gözükmeye çalışmak 'Tüm siyasetçiler aynı' suçlamasının doğru olduğunu göstermeye yarar. Birçok insan demokratik siyasetten uzaklaşır." diye konuştu.
Reform UK'nin İşçi Partisi üzerinde güçlü bir etkisi olduğuna inanan Black, 5 milletvekili bulunan Reform UK üzerindeki medya ilgisine değindi.
Bu ilgi sayesinde partinin ulusal konulardaki görüşlerini rahatça duyurabildiğini anlatan Black, "'(Reform UK) Böylece Muhafazakar Partiyi, oy kaybetmemek için daha fazla sağa gitmeye zorladı. Kültür, milliyetçilik, ulusal egemenlik gibi tartışmalara katılarak Reform UK'in milli kültürün savunucusu gibi görünmesini sağladılar. Göçmenlerin çözülmesi gereken problemler olarak gözüktüğü bir siyasi kültür oluşturdular." ifadelerini kullandı.
"Faturayı göçmenler ve Müslümanlar ödeyecek"
Göçmenlik konusunda çalışmalar yürüten Runnymede Vakfı Başkanı Shabna Begum, "Starmer'ın kendisine aşırı sağ kıyafeti giydirdiğini" söyledi.
Aşırı sağın kullandığı ifadelerin Starmer tarafından sarf edilmesinin kötü sonuçlar doğuracağı uyarısını yapan Begum, "Starmer'ın önerileri çalışan sınıfın mevcut ekonomik sorunlarını çözüme ulaştırmaz. Bu öneriler, iş gücü ve ekonominin yaşadığı gerçeklikle çok az ilişkili." dedi.
Begum, planların Reform UK korkusuyla yapıldığı eleştirisinde bulunurken ırkçılığın gündelik hayatın normali haline gelmeye başladığını belirtti.
Göçmen ve Müslümanları tehdit eden bir ortama işaret eden Begum "Yıkılan kamu hizmetlerini, artan fakirliği, eşitsizliği ve yapay ayrıştırmayı çözecek bir siyasi liderlik ortaya çıkana kadar başta göçmenler ve Müslümanlar olmak üzere farklı ırklardan insanlar bu tembel ve tehlikeli eylemin faturasını ödeyecektir." değerlendirmesinde bulundu.
Starmer, 12 Mayıs'ta yaptığı açıklamada yasal olarak ülkede bulunanların vatandaşlık alma hakkını 5 yıldan 10 yıla çıkaracaklarını ve her vize türünde İngilizce bilme gerekliliğine ilişkin şartların yükseltileceğini duyurmuştu.