

Uluslararası Ceza Mahkemesi’nde (UCM) görevli Fransız yargıç Nicolas Guillou, İsrail aleyhine aldığı karar sonrası ABD’nin yaptırım listesine alınmasıyla günlük hayatının büyük ölçüde sekteye uğradığını belirterek, bu durumun düzeltilmesi için Avrupa ülkelerinden yaptırımların kaldırılması için destek çağrısında bulundu.
UCM’nin altı yargıcı ve üç savcısı, 20 Ağustos’ta dönemin ABD Başkanı Donald Trump yönetimi tarafından yaptırım listesine alındı.
Yaptırımlar arasında, İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu ve Savunma Bakanı Yoav Gallant hakkında savaş suçu ve insanlığa karşı suçlardan ötürü çıkarılan tutuklama kararlarına katkıda bulundukları gerekçesiyle Fransız yargıç Nicolas Guillou da bulunuyor.
ABD Hazine Bakanlığı, söz konusu yaptırımları, “UCM’nin İsrail liderlerine yönelik tutuklama emri sürecine katkı sunulması” gerekçesiyle açıklarken, yaptırımların UCM’li hukukçuların ekonomik ve sosyal hayatını etkilemesi nedeniyle tartışmaların odağı haline geldi.
“Yaptırımlar günlük yaşamımın her alanına nüfuz ediyor”
Fransız gazetesi Le Monde’a konuşan Guillou, yaptırımların etkisinin ABD’ye giriş yasağıyla sınırlı olmadığını vurgulayarak, “Bu, hayatımın en sıradan aşamalarına kadar etki ediyor. Her türlü Amerikan şirketi ve onların yurtdışı uzantıları bana hizmet sağlamayı yasaklamış durumda.” dedi.
Amazon, Airbnb, PayPal gibi platformlardaki hesaplarının kapatıldığını, çevrim içi alışveriş yapmanın neredeyse imkansız hale geldiğini belirten Guillou, otel rezervasyonunun yaptırım gerekçe göstererek iptal edildiğini ve bu durumun “1990’lara dönmek” gibi olduğunu ifade etti.
Guillou, yaptırımların en ağır etkilerinin bankacılık alanında hissedildiğini söyleyerek, “Sadece Amerikan bankaları değil, onların baskısından çekinen bazı Avrupa bankaları dahi hesaplarınızı kapatabiliyor. Dolar üzerinden gerçekleşen tüm işlemlerim yasaklandı. American Express, Visa ve Mastercard gibi ödeme sistemleri ABD merkezli. Bir anda kartlarınız geçersiz hale geliyor. Avrupa’da bu şirketlerin neredeyse tekel olduğunu düşünürseniz, sonuç tam bir finansal dışlanma oluyor. Dünyanın önemli bir bölümünde fiilen bankacılık sistemi dışına itiliyorsunuz” diye konuştu.
Bu tür yaptırımların 10 yıl veya daha uzun süre uygulanabildiğini bildiren Guillou, ABD ve İsrail’in amacının, yargıç ve savcıları yıldırmak olduğunu kaydetti.
“Bağımsız yargı görevimi sürdürmeye kararlıyım”
Guillou, baskılara rağmen görevinin gereğini yerine getirmeye devam edeceğini söyleyerek, şunları söyledi:
"Yirmi yılı aşkın süredir yargıçlık yapıyorum. UCM’ye katılırken de bir kez daha yemin ettim. 125 ülkenin kabul ettiği hukuku uyguluyorum. Zorluklara rağmen UCM yargıçları ve savcıları görevlerini sürdürmeye kararlı. UCM’nin Ukrayna, Filistin, Afganistan gibi çatışma bölgelerinde yürüttüğüm, Filipinler ve Libya’da tutuklamalar gerçekleştirdim, Mali ve Orta Afrika Cumhuriyeti gibi ülkelerde mağdurlar için tazmin programlarını sürdürdüğüm."
Aralık başında Lahey’de toplanacak UCM Üye Devletleri Asamblesi öncesi Guillou, Avrupa ülkelerine destek çağrısı yaparak, Trump yönetiminin UCM’ye yönelik yeni yaptırım tehdidini hatırlattı.
Avrupa Birliği’nin “blokaj düzenlemesi” olarak bilinen ve üçüncü ülkelerin yaptırımlarının etkisini sınırlamaya yönelik mekanizmayı devreye sokabileceğini söyleyen Guillou, “Bu, UCM için bir turnusol kağıdı. Kim mahkemeyi savunuyor, kim sessiz kalıyor göreceğiz. Avrupa’nın dijital ve finansal alanda daha fazla egemenliğe ihtiyacı var. Aksi halde uluslararası hukuku korumak mümkün olmayacak” ifadelerini kullandı.
Guillou, uluslararası hukukun hiç olmadığı kadar baskı altında olduğunun altını çizerek, sözlerini şöyle tamamladı:
"Bugün dünyanın birçok bölgesinde adalet talebi çok güçlü. Fakat uluslararası ceza adaleti, büyük güçlerin baskısından etkileniyor. UCM, çağdaş dünyanın kırılganlıklarını ortaya koyan bir ayna haline geldi. Eski veya yeni imparatorluk iddiasındaki devletler UCM’nin dışında kalıyor. Çünkü hukuk, güç kullanımını sınırlar. UCM’ye yönelik saldırılar, aslında mağdurları susturmayı hedefliyor. Ama biz, uluslararası adalet talebinin büyüdüğünü görüyoruz. Bu da mücadelemizi daha anlamlı kılıyor."