

Daha fazlası için Instagram’dan takip edin
İsrail'in ablukasını kırmak ve Gazze'ye insani yardım ulaştırmak için yol alan Küresel Sumud Filosu'nun Belçika aktivisti Navid Lari, Filistinli mahkumların kaldığı Necef bölgesinde hapishanede tutulduklarını, başta Greta Thunberg olmak üzere katılımcıların ciddi biçimde kötü muameleye maruz bırakıldığını söyledi
İsrail'in uluslararası sularda saldırdığı ve alıkoyduğu Küresel Sumud Filosu aktivistlerinden Lari, ülkesine dönmesinin ardından AA muhabirine değerlendirmelerde bulundu.
Alıkonulduktan sonra Necef bölgesindeki Ketziot Hapishanesi'ne götürülerek burada 5 gün tutulduğunu belirten Lari, "Dünyanın en kötü hapishanelerinden birinde kaldık. Filistinliler için yapılmış bir hapishane. Duvarlardaki yazılara bakarsanız, İbranice hiçbir yazı yok. Tek yazı Arapça. Burayı Filistinlilerin keyfi olarak kilitlenebileceği bir toplama kampı olarak inşa ettiklerini görebilirsiniz." dedi.
Lari, İsrail genelindeki hapishanelerde binlerce Filistinlinin tutulduğuna işaret ederek, "Biz de onların kaldığı hapishanelerden birindeydik. Açıkçası, bizim deneyimimiz onların yaşadıkları kadar kötü ve korkunç olamaz. Elbette şiddet, psikolojik şiddet ve fiziksel şiddet yaşadık ama geri döndük. Sağ salim geri döndük. Hala orada bulunan birçok Filistinlinin durumu ise bu değil. Geri döndük ancak Filistin özgürleşene kadar tekrar tekrar oraya gideceğiz." diye konuştu.
Arap ya da Müslüman olmadığı için onlar kadar kötü muamele görmediğini belirten Lari, "Arap, Orta Doğu ve Kuzey Afrika kökenli, siyahi, Arapça konuşan, Müslüman olan tüm yoldaşlarımız ağır şekilde dövüldü. Tecrit edildiler." ifadelerini kullandı.
"Greta'nın gerçekten aklını kaçırtmaya çalışıyorlardı"
Lari, İsveçli aktivist Greta Thunberg'in gördüğü kötü muameleye şahit olduğu anları şöyle aktardı:
"İsrail hükümeti Greta'dan gerçekten nefret ediyor. Müdahaleden önce bile durumu fark ediyor. Biliyorsunuz, İsrailliler iletişimimizi engellemeyi seviyorlar. Birbirimizle iletişim kuramayalım diye radyoyla oynuyorlar. Yaptıkları şey, iletişimi engellemek için müzik çalmak. İsveçli grup Abba'yı çalıyorlardı ve Greta'ya sataşma mesajı veriyorlardı. Usdud'a (Aşdod) vardığımızda Greta polis tarafından gerçekten çok kötü muamele gördü. Onu gerçekten dövdüler, yere yatırdılar, zorla bir İsrail bayrağı dayattılar. Gerçekten aklını kaçırtmaya çalışıyorlardı."
"Birçoğumuz avukat bile göremedi"
Hapishanede geçirdikleri 4 gecede temel ihtiyaçlardan mahrum bırakıldıklarını belirten Lari, şunları kaydetti:
"İsrailli gardiyanlar tamamen güvenilmezdir. Sürekli yalan söylüyorlar. Sürekli doktorun 10 dakika içinde geleceğini, doktorun o gece geleceğini söylüyorlardı. Bazılarımızın acil ilaca, astım ilacına ya da insüline ihtiyacı vardı ve alamadılar. Hapishanede grev yapmak zorunda kaldık. 2 gün boyunca gürültü yapmak zorunda kaldık, ta ki sonunda 2 yoldaşımız için insülin bulabilene kadar. Bazılarımız, ben de dahil, günlük ilaca ihtiyaç duyuyorduk. Hiç alamadık. Hiç doktora görünmedik. Birçoğumuz avukat bile göremedi. Yani o İsrailli gardiyanlar hiçbir uluslararası hukuka saygı göstermiyor. Hapishanedeki muamele korkunç."
"Utanç verici"
Lari, İsrail'in 2 yıldır sürdürdüğü soykırım karşısında Belçika'nın tavrını "utanç verici" olarak tanımlayarak, şubat ayında göreve gelen mevcut hükümetin soykırımı desteklediğini savundu.
Küresel Sumud Filosu
İsrail'in ablukasını kırmak ve Gazze'ye insani yardım ulaştırmak için yol alan Küresel Sumud Filosu, 1 Ekim akşamı Gazze sularına yaklaşmıştı.
Filoya saldıran İsrail ordusu, Küresel Sumud Filosu’na ait 42 gemiye yasa dışı şekilde el koymuş ve gemilerde bulunan yüzlerce uluslararası aktivisti de alıkoyarak ülkenin güneyindeki Ketziot Hapishanesi’ne nakletmişti.
Küresel Sumud Filosu, bugüne kadar Gazze'ye insani yardım ulaştırmak için toplu şekilde yola çıkan en büyük filo olma özelliğini taşıyor.