İstanbul'daki kültürel çeşitlilik yüzyıllar süren bir arada yaşama tecrübesinden kaynaklanıyor

Halil İbrahim Medet
25.12.2024
İstanbul

"Zeytinburnu'nda Asya tarafından göç söz konusu. Bağcılar ve Fatih gibi yerlerde Araplar var. Buralarda yemek kültüründen alışverişe, çalışma ve üretim biçimlerine, oradaki ticaret alanlarının oluşmasına kadar aslında belli bir pratik ortaya çıkıyor"

Yüzyıllar süren tarihi ve farklı imparatorlukların mirasıyla İstanbul, çeşitli kültürleri bir arada yaşatma ve bu çeşitlilikten beslenen zengin sosyal hayatıyla diğer metropollerden ayrılıyor.

AA'nın "İstanbul'un Yüzleri" başlıklı dosya haberin üçüncü bölümünde, İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Sosyoloji Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Murat Şentürk, AA muhabirine, kentteki kültürel çeşitliliği ve bir arada yaşama deneyimini anlattı.

Şentürk, İstanbul'da yüzyıllar boyunca farklı etnik grupların bir arada yaşama tecrübesi kazandığını ve her grubun şehre bir şeyler kattığını belirterek, "İstanbul 21. yüzyılda oluşmuş bir metropol değil, geçmişten gelen büyük bir mirası taşıyan bir kent. İstanbul'daki çeşitliliğin en önemli özelliklerinden biri, tarihsel süreçte farklı toplumsal grupların, farklı semtlerde zamanla birbirine eklemlenerek oluşmasıdır. Bugün İstanbul'da farklı etnik gruplar olsa da bunlar bir anda ortaya çıkmadı." diye konuştu. 

Modernitenin etkisiyle diğer şehirlerde olduğu gibi İstanbul'da da farklılıkların bir arada yaşama biçiminde değişimler oluşturduğunu kaydeden Şentürk, İstanbul'un sahip olduğu tarihsel tecrübe sayesinde, diğer metropollere kıyasla farklı etnik gruplar arasında daha az sosyal sorun yaşandığını kaydetti.

Şentürk, İstanbul'un tarih boyunca hem Türkiye'nin farklı etnik gruplarından hem de dünyadan göç almış bir metropol olduğunu, bu grupların bazen yetersiz kaynaklar nedeniyle belli bölgelerde yoğunlaştığını vurgulayarak, "Mahalle düzeyinde bir ayrışma söz konusu olsa da kentin tamamında bu, dışlayıcı bir tavır olarak karşımıza çıkmıyor. Bu, aslında yerleşim pratiğinin bir çözümüdür." dedi. 

Farklı kültürler kenti dinamik hale getiriyor

Tarihi İstanbul'da Fatih semtinin çoğunlukla Türk ve Müslüman grupların yaşadığı mahallelere ev sahipliği yapmasına karşın, Fener, Balat ve Ayvansaray gibi semtlerde farklı grupların bir arada yaşadığını aktaran Şentürk, Eyüp, Üsküdar ve Beyoğlu'nda da belirgin bir ayrışma olmadığını ve birlikte yaşama deneyiminin yüksek olduğunu dile getirdi.

Şentürk, İstanbul'a göç edenlerin kendi kültürel miraslarını yaşama fırsatı bulduğunu, hem Türkler hem de diğer milletlerden kişilerin İstanbul'un kültürel zenginliğine katkı sağladığını söyledi.

Zeytinburnu ve Fatih gibi bölgelerdeki nüfus yoğunlaşmasının, daha çok ekonomik fırsat ve yaşam stratejileriyle ilgili olduğunu ifade eden Şentürk, "Bu bölgelerde etnik temelli bir birleşme yerine, ekonomik güç elde etme ve yaşama biçimi oluşturma söz konusu. Zeytinburnu'nda Özbek ve Uygur mutfağına rastlamak mümkün. Aksaray'da ise Özbek, Afrika ve Suriye mutfakları var. Bunlar şehri dinamik hale getiriyor." görüşünü paylaştı.

"Fatih ve Zeytinburnu'ndaki mutfak çeşitliliği doğal koşullardan kaynaklandı"

Şentürk, Zeytinburnu ve Fatih gibi bölgelerdeki dünya mutfağı zenginliğinin, arz-talep ilişkisi ve doğal koşullardan doğduğuna dikkati çekerek, Üsküdar'daki Uncular Sokağı gibi "inorganik" projelerin ise gastronomiden uzak, yapay bir gerçeklik oluşturduğunu, bölgeyi tarihsel ve toplumsal bağlamdan kopardığını belirtti.

Mutfak çeşitliliğinin sadece yemek yeme biçiminden ibaret olmadığını, aynı zamanda sosyal etkileşimi artıran bir faktör olduğunu kaydeden Şentürk, "Farklı mekanlarda yemek yerken bilmemekten kaynaklı endişeler kayboluyor ve sosyal hayatta güven duygusu oluşuyor." ifadesini kullandı.

Şentürk, göçmenlerin, yabancı hissetmeyecekleri anonim metropolleri tercih ettiğine işaret ederek, İstanbul'un göçmenler için daha az ayrımcılığa uğranan ve daha az fark edilen bir şehir olduğunu söyledi.

İstanbul'u cazibe merkezi yapan çok sayıda faktör olduğunun altını çizen Şentürk, sözlerini şöyle tamamladı:

"Metropol, insanlara sağlık, eğitim ve diğer fırsatlara erişim imkanı sunar. Metropollerin tercih edilmesinin nedeni sadece hayatta kalmak değil aynı zamanda farklı yaşam tarzları, inançlar ve kimliklerle bir arada yaşama imkanı sunmasıdır. İstanbul ve benzer metropoller, göçmenler tarafından daha fazla tercih edilmektedir. Eğitim, sağlık, yaşam tarzı gibi unsurlar bu tercihin sebeplerindendir. Ayrıca anonimleşme ve özgürlük, modern kent insanının ihtiyaç duyduğu şeylerdir. Bu nedenle İstanbul ve İstanbul'a benzemeye başlayan metropoller göçmenler tarafından daha fazla tercih ediliyor."