

Daha fazlası için Instagram’dan takip edin
İsrailli uzmanlar, Gazze'ye saldırılar ve neden olduğu insanlık felaketi sürdükçe İsrail'in uluslararası arenada daha fazla izole edileceğini ve yalnızlaşacağını öngörüyor.
Yaklaşık 22 aydır Gazze Şeridi'ne yoğun süren saldırılarının yol açtığı insanlık felaketinden dolayı uluslararası arenada İsrail'e karşı toplumsal, siyasi ve diplomatik tepkiler yükseliyor.
Bazı Batılı ülkeler İsrail'in saldırılarına tepki olarak Filistin devletini tanıma yolunu seçti ve geçtiğimiz günlerde Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron da ülkesinin Filistin'i tanıyacağını açıkladı.
İsrailli turistlerin gittikleri ülkelerde karşılaştıkları tepkilerde de kayda değer bir artış gözlendi. Son olarak Yunanistan'da Filistin'e destek vermek isteyen bir grup, yaptıkları eylemle, İsraillileri taşıyan kruvaziyerin Siros Adası'na yolcu indirmesine izin vermedi. Sosyal medyada, İsrailli turistlerin gittiği ülkelerde sivil halktan tepki gördüğü görüntüler sıkça paylaşılıyor.
İsrail'in eski Ankara Büyükelçiliği Maslahatgüzarı ve Dışişleri Bakanlığı Sekreteri Alon Liel, eski İsrail Cumhurbaşkanı Şimon Peres'in danışmanı eski diplomat ve Amerika merkezli liberal Yahudi lobi grubu J Street'in Müdürü Nadav Tamir ve Tel Aviv Üniversitesi Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Eyal Zisser, Fransa'nın Filistin devletini tanıma kararını ve İsrail'in uluslararası alanda izole edilmesini AA muhabirine değerlendirdi.
"Fransa ve İngiltere'nin tanıma kararı İsrail halkı için şok edici olacak"
İsrail'in eski Ankara Büyükelçiliği Maslahatgüzarı ve Dışişleri Bakanlığı Sekreteri Liel, geçen sene İspanya, Norveç, İrlanda ve Slovenya'nın Filistin devletini tanıdığını şimdi de Fransa'nın bu kararı aldığını hatırlatarak, "Eğer İngiltere, Kanada ve Avustralya da katılırsa, elbette çok daha iyi olur." dedi.
İsrail'in Filistin devletini tanıyan ülkelerden büyükelçilerini çektiğini, İrlanda'daysa büyükelçiliği kapattığını ve Fransa'dan da büyükelçisini çekebileceğini belirten Liel, İngiltere, Kanada ve Avustralya'nın da Filistin devletini tanıması durumunda İsrail'in bu ülkelerden büyükelçisini çekemeyeceğini ileri sürdü.
Liel, Tel Aviv yönetiminin tepkisinden ziyade İsrail toplumunun nasıl etkileneceğinin "asıl önemli unsur olduğuna" dikkati çekerek, "Fransa ve İngiltere'nin tanıma kararı İsrail halkı için şok edici olacak çünkü bunlar Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi'nin (BMGK) beş daimi üyesinden ikisi ve bu, Filistin'in BM'ye tam üyeliğine bir adım daha yaklaşmasını sağlayabilir. Tabii ki, Amerikalılar bunu veto edebilir, ama bunu ne kadar süre veto edebileceklerini bilmiyorum." ifadelerini kullandı.
Batılı ülkelerin Filistin'i tanımasının İsrail'in Gazze'deki saldırılarına bir tepki olduğunu ve yaptırım uygulama cesareti gösteremedikleri için bunu tercih ettiklerini dile getiren Liel, "Bu onlar için güvenlik, istihbarat, ekonomik açıdan çok riskli." değerlendirmesini yaptı.
Emekli büyükelçi, Filistin devletinin tanınmasının sahada bir etkisi olmasa da "Filistinlilerin moralini yükselteceğini ve İsrail halkına darbe vuracağını" belirterek, Gazze'ye saldırıların sürmesi nedeniyle İsrail toplumunun dünyada karşı karşıya olduğu durumu şöyle anlattı:
"Şu anda yurtdışına seyahat etmek bizim için çok zor. Bizler, geldikleri gemiye binemeyen turistleriz. Tüm dünyada dövülen gençlerimiz var. İsrail toplumu, Gazze'de yaptıklarının uluslararası alanda kabul edilemez olduğunu ve bunun pahalıya mal olacağını anlamaya başladı. İsrailliler için, seyahat seçeneklerinde, ülkenin izolasyonunda, belki de ekonomik olarak bu durum pahalıya mal olacak. Bu yüzden, İsrail halkı açısından Gazze'de her istediğini yapamayacağını anlaması için bu uluslararası tsunaminin önemli olduğunu düşünüyorum."
İran'a saldırıların İsrail'e uluslararası arenada "artı yazdığını" ve saldırılar sona erdikten sonra tepkilerin yeniden arttığını aktaran Liel, "Gazze'deki açlık çeken çocukların görüntüleri ile savaş devam ettiği sürece, uluslararası tepki tsunamisi daha da güçlenecek ve İsrail daha da izole olacak." dedi.
Liel, ABD'nin İsrail'e verdiği desteğe de değinerek, "Washington yönetiminin ancak Tel Aviv'i desteklemenin bir bedeli olduğunu gördüğünde bundan vazgeçeceğini ve İsrail'in uluslararası konumunu sadece ABD'ye bağlamasının büyük bir risk olduğunu" aktardı.
Suriye konusuna da temas eden Liel, ABD'nin "İsrail'in Suriye'ye saldırılarını durdurarak bu alanda uluslararası tepkiden kurtulmasını sağladığını, ABD baskısıyla Suriye ve İsrail yetkililerinin Fransa'da görüştüğünü" ifade etti.
"Dünya, İsrail'den nefret etmiyor, işgalden nefret ediyor"
İsrail Cumhurbaşkanı Şimon Peres'in danışmanı eski diplomat Tamir, Filistin devletinin varlığının İsrail'e hem ahlaki hem de stratejik olarak fayda sağlayacağını düşündüğünü belirterek, "Fransa'nın Filistin'i tanıma kararını BMGK'ya götürmesini tercih ettiğini, daimi ve geçici toplam 15 üyeden 14'ünün bu kararı desteklemesi durumunda ABD'nin de veto edemeyeceği görüşünü" paylaştı.
Tamir, İsrail'in dışarıdan baskı gördüğünde, "Filistin devletinin kurulmasını daha da zorlaştıracak karşı önlemler alacağını göstermek için Filistinlileri daha çok cezalandırdığına" işaret ederek tanıma kararının sahada değişikliğe neden olmayacağını söyledi.
Dünyada 140'tan fazla ülkenin Filistin devletini tanıdığını belirten İsrailli eski diplomat, "Fransa ve İngiltere gibi BMGK daimi üyesi ülkelerin (P5 ülkeleri) tanıma kararının daha büyük etkiye yol açacağını" kaydetti.
Tamir, İsrail'in Gazze'ye saldırılarını sürdürmesi ve neden olduğu insanlık felaketi nedeniyle yalnızlaştığını şu sözlerle ifade etti:
"Gazze'deki trajedi ve bu anlamsız savaş devam ettikçe İsrail'in uluslararası itibarının her geçen gün kötüleştiğini düşünüyorum. Bunu, daha önce görmediğiniz yerlerde görebiliyorsunuz. Şimdi, birçok İsrailli, 'dünya anti-Semitik (Yahudi karşıtı), dünya bizden nefret ediyor' diyecek. Bu saçmalık. Dünya, İsrail'den nefret etmiyor, işgalden nefret ediyor. Gazze'de olanlara yönelik eleştiriler, ne yazık ki Batı Şeria'da pek rastlanmıyor. Orada da zulümler var. İsrail'in itibarının bozulmasının ana nedeni bu."
"Trump yanında olduğu müddetçe dünyanın ne düşündüğünün Netanyahu'nun umurunda olmadığını" kaydeden Tamir, "Avrupa ülkeleri veya ABD'deki Demokratların Gazze'deki savaşı ve açlığı sona erdirmek için yaptıkları baskı, Netanyahu'nun çıkarlarına aykırı olsa bile İsrail için iyi bir şey. Bu durum sürdürülebilir değil, çünkü Trump çok öngörülemez biri. İsrail ve Trump arasındaki bu tür bir bağlantı, İsrail'i daha kötü gösteriyor." ifadelerini kullandı.
"Hükümet, hayatta kalmaya, siyasi ve ideolojik kaygılara odaklanıyor"
Tel Aviv Üniversitesi Rektör Yardımcısı Zisser, ABD'nin uluslararası arenadaki ağırlığına işaret ederek Fransa'nın Filistin devletini tanımasına karşı en önemli tepkinin ABD Başkanı Donald Trump'ın tepkisi olduğunu ve onun da bu adımı "saçmalık" olarak nitelediğini belirtti.
İsrail'in Gazze'ye saldırıları ve mevcut hükümetin politikaları devam ederse Fransa'ya başka Batılı ülkelerin de katılabileceğini dile getiren Zisser, "Ancak bir kez daha, bu durum sahada hiçbir şeyi değiştirmeyecek çünkü işgalci güç İsrail, kontrol kendisinde." dedi.
Zisser, İsrail'in Gazze'ye saldırılarının "İsrail'in uluslararası toplumda izolasyonuna yol açtığını" vurgulayarak şunları aktardı:
"(Hükümet) İsrail'in demokratik yapısının ve devlet kurumlarının yıkılmasına yol açıyor. Bu çılgın politika da birçok sorun yaratıyor. İsrail'in izolasyonundan, imajından, dünyayla ilişkilerinden, Arap ülkeleriyle ilişkilerinden bahsettiniz. Ancak bu hükümet, hayatta kalmaya, siyasi ve ideolojik kaygılara odaklanıyor. Çılgın ideolojik kaygılar, onu motive ediyor."
İsrail hükümetinin politikalarına karşı uluslararası düzeyde daha fazla tepki yükselebileceğini vurgulayan Zisser, İsrail'in Suriye'ye yönelik saldırılarına da değinerek "İsrail müdahale etti. Bence bu sadece zarar verdi, hiçbir şeye yardımcı olmadı, akıllıca bir karar değildi." ifadelerini kullandı.