

Daha fazlası için Instagram’dan takip edin
Uluslararası hukuku ihlal eden İsrail askerleri, son dönemde gittikleri ülkelerde hoş karşılanmama ve gözaltına alınma tehditleriyle karşı karşıya kalıyor.
Yaptıkları insanlık dışı uygulamaları aylardır sosyal medya hesaplarından "korkusuzca" paylaşan ve kendi kimliklerini "ifşa eden" İsrail ordusu (IDF) mensupları, tatil ya da farklı amaçlarla gittikleri ülkelerde insan hakları aktivistleri tarafından sık sık protestolara maruz kalıyor.
İsrail askerlerinin Gazze'den paylaştığı video ve fotoğrafları toplayıp, dünya çapında yargılanmaları için girişimlerde bulunan Hind Receb Vakfının yürüttüğü mücadele kapsamında 21 Temmuz 2025'te Belçika'da iki İsrail askeri hakkında gözaltı kararı verildi. Belçika Federal Polisi, Boom kasabasındaki Tomorrowland Festivali'nde iki İsrailli askeri gözaltına alıp sorguladı.
IDF, gittikleri ülkelerde sürekli protestolara maruz kalan ve zaman zaman bulundukları mekanlardan kovulan İsrail askerlerinin profil ve özgeçmişlerini resmi internet sitesinde sırtları dönük fotoğraflarla paylaşmaya başladı.
İlk kez bir Avrupa ülkesinde İsrail askeri gözaltına alındı
Belçika'da yaşanan son olay ilk defa bir Avrupa ülkesinde bir IDF mensubu hakkında yasal işlem başlatılması anlamına gelirken, benzeri hukuki süreçler ve yakalama kararları farklı ülkelerde de yaşandı.
Faslı avukatlar, 2024 yılının şubat ayında Fas'ın Marakeş kentinde tatil yaparken gözaltına alınan İsrailli asker Moche Avichzer hakkında savaş suçu işlediği iddiasıyla dava açtı.
Brezilya'da 2025 yılının ocak ayında Federal Mahkeme, Filistin'e destek veren STK'ların suç duyurusu üzerine ülkeyi turistik amaçla ziyaret eden İsrailli asker Yuval Vagdani hakkında soruşturma kararı aldı. Suç duyurusu kapsamında İsrailli askerin Gazze'de patlayıcı yerleştirdiği ve mahallelerin yıkımına katıldığını gösteren video görüntüleri, coğrafi konum verileri ve fotoğraflar mahkemeye delil olarak sunuldu. Hakkında yasal süreç başlatılan Vagdani, yetkililerin 3 Ocak'ta soruşturma başlattığını öğrenmesi üzerine tatil için gittiği Brezilya'dan Arjantin'e kaçtı.
Şili'de 600'ü aşkın avukat, yine ocak ayında ülkelerinde tatil yaptığı belirlenen İsrail ordusu 749'uncu taburda görevli Saar Hirschoren hakkında Gazze'deki soykırım savaşında insanlığa karşı suç işlemek suçlamalarıyla dava açtı.
Aynı yılın şubat ayında ise Hollanda'ya tatil amacıyla giden İsrail askerleri, Gazze'deki savaş suçlarından ötürü haklarında tutuklama kararı çıkartılması endişesiyle ülkeden ayrılmak zorunda kaldı.
Sivil toplum örgütleri Gazze'deki katliama destek verdiği ve soykırım savaşında görev aldığı belirlenen askerler hakkında yasal süreç başlatılmasını talep ederken, bazı kullanıcıların Amsterdam'a gelen İsrail askerlerinin fotoğraflarını Hind Receb Vakfının sosyal medya hesaplarını etiketleyerek paylaşmasının ardından "İsraillilerin alarma geçtiği" ve söz konusu iki askeri Hollanda'dan apar topar "kaçırdığı" aktarıldı.
Gittikleri her yerde tepkiyle karşılaşıyorlar
İsrail askerler hakkında açılan davalara ilişkin henüz karara bağlanan veya tutuklamaya dönüşen bir süreç henüz olmazsa da özellikle kamuoyu nezdinde IDF mensupları gittikleri her ülkede ciddi tepkilerle karşı karşıya kalıyor.
Yaz aylarında tatil yapmak için denize kıyısı olan ülkeleri tercih eden İsrail askerleri, Yunanistan, Avusturya, Fransa, Danimarka ve İspanya gibi ülkelerde tepkilerle karşılaşıyor.
Yunanistan'da geçen ay İsrail'den inen bir uçağın aralarında ordu mensuplarının da bulunduğu yolcuları, Yunan STK gönüllülerince protesto edilirken, Filistin yanlısı sloganlarla karşılanmıştı. Yunanistan'da yaşanan bir diğer olayda ise İsrail askeri olduğu belirtilen bir kişi, Yunan aktivist tarafından "çocuk katili ve soykırımcı" olmakla suçlandı.
Danimarka'da İsrail ordusunda görev yaptığı öne sürülen bir kişi, Danimarkalı insan hakları aktivistlerince protesto edilmiş, İsrail askerinin yüzüne, "Burası Danimarka, İsrail değil. Filistin'de katliam yapıp burada böylece rahat gezemezsiniz. Burada ayrıcalıklı değilsiniz." denilerek tepki gösterilmişti.
Japonya'nın Kyoto kentinde bir otel yöneticisi, oteline başvuran İsraillilere "savaş suçlarına karışmamış olma taahhüdünü" imzalamaları şartı koyarken, İsrail'in Japonya'daki büyükelçiliği, söz konusu uygulamayı antisemitizm olarak değerlendirerek kınamıştı.
IDF sitesine askerlerin sırtları dönük fotoğrafları konuyor
İsrail askerlerinin dünyanın pek çok yerinde karşılaştığı bu durum İsrail hükümeti tarafından da kaygıyla takip edilirken, bu kaygı yürütülen hükümet politikalarına da yansıyor.
İsrail hükümeti, ülkesinin vatandaşlarına, yurt dışına yapacakları seyahatlerde dikkat edilmesi gereken uyarılar yaparken, bazı ülkelere gitmekten kaçınma ve sosyal medya paylaşımlarında dikkat edilmesi gereken hususlar gibi uyarılarda da bulunuyor.
IDF de bu süreçte politikasını değiştiren ve bu tutumu bir tehdit olarak gören devlet kurumları arasında yer alıyor. 7 Ekim öncesinde IDF'nin resmi internet sitesi üzerinde askerleri, komutanlarının isimleri ve fotoğrafları açıkça paylaşılırken, 7 Ekim'den sonraki süreçte ise İsrail askerleri ve ordu mensupları, internet sitesinde sırtları dönük, yüzleri gözükmeyecek şekilde sergilenmeye başlandı.
Söz konusu uygulamanın İsrail askerlerini afişe etmemek ve olası yargılama durumlarından kaçınmak için yaptığını söyleyen insan hakları aktivistleri ve uzmanlar, bunun yanı sıra İsrail ordusu mensuplarının gittikleri ülkelerde tanınmaması, kimliklerinin açığa çıkıp hedef olmaması ve tepkilerle karşılaşmaması için yapıldığını belirtiyor.
UCM kararları gözaltı korkusuna neden oluyor
IDF mensuplarının gözaltına alınma veya yargılanma tehdidiyle karşılaşmasında, Filistin aktivizminin küreselleşmesinin yanı sıra Uluslararası Ceza Mahkemesinin (UCM) İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu ve eski Savunma Bakanı Yoav Gallant hakkındaki tutuklama kararı da etkili oldu.
UCM, 5 Şubat 2021'de Filistin'in Roma Statüsü'ne taraf bir devlet olduğuna ve mahkemenin Filistin topraklarındaki yetki alanının 1967'den beri İsrail tarafından işgal edilen Gazze ve Batı Şeria'yı kapsadığına karar vermişti.
Savcılık, 3 Mart 2021'de Filistin durumu hakkında soruşturma başlattığını duyurmuş, İsrail ise 23 Eylül 2024'te mahkemenin yetki alanına Roma Statüsü'nün 19 (2) maddesi gereğince itiraz etmişti. UCM Ön İnceleme Dairesi I, 21 Kasım 2024'te Netanyahu ve Gallant hakkında savaş suçları ve insanlığa karşı suçlar gerekçesiyle tutuklama emri çıkarmıştı.
Bu karar kapsamında İsrail; İrlanda, Belçika, Fransa, Slovenya, Danimarka, Hollanda, Finlandiya, İsveç, İsviçre, Portekiz, İspanya, Norveç, Litvanya, Estonya ve Lihtenştayn gibi Avrupa ülkeleri de dahil olmak üzere UCM'ye üye 124 ülkeye seyahat etmekten kaçınmak durumunda.