Doğu Almanya ile Batı Almanya resmen 3 Ekim 1990'da birleşmesinin üzerinden 34 yıl geçti, ancak ülkenin iki tarafında yaşayan Almanlar arasında halen tam bir bütünleşme gerçekleşmedi.
İkinci Dünya Savaşı’nı kaybeden Almanya, işgal kuvvetleri ABD, Fransa, İngiltere ve Sovyet Sosyalist Cumhuriyetler Birliği (SSCB) tarafından dörde bölündü.
Daha sonra ABD, Fransa ve İngiltere'nin kendi yönetim birimlerini birleştirmesi sonucu 1949'da Almanya Federal Cumhuriyeti (Batı Almanya), doğuda da SSCB’nin etkisi altında bulunan ve sosyalist sisteme sahip Alman Demokratik Cumhuriyeti (Doğu Almanya) kuruldu.
Halkın, refah seviyesi yüksek Batı Almanya’ya gitmesini engellemesi amacıyla Doğu Alman yönetimi 1961’de "Utanç Duvarı" olarak anılan Berlin Duvarı'nı inşa etti.
SSCB Devlet Başkanı Mihail Gorbaçov’un 1980'li yıllarda açıklık ve yeniden yapılanma politikasıyla Doğu Bloku ülkelerinde reform süreci yaşandı.
Bu süreçte Alman Demokratik Cumhuriyeti’nde halk rejime karşı 1989’da sokaklara çıktı ve Kasım 1989’da "Utanç Duvarı" yıkıldı.
Doğu Almanya'da 18 Mart 1990'da yapılan ilk serbest seçimlerden sonra Doğu ve Batı Almanya arasındaki görüşmeler "Birleşme Anlaşması" ile sonuçlandı.
3 Ekim 1990'da Doğu ve Batı Almanya'nın yeniden birleşme süreci resmen tamamlandı ve varlığı sona eren Alman Demokratik Cumhuriyeti, Almanya Federal Cumhuriyeti'ne katıldı.
Halkın "barışçıl bir devrimle" Doğu Almanya rejimine son vermesinin ve iki Almanya’nın birleşmesinin üzerinden 34 yıl geçmesine ve hükümetin ülkenin doğusuna yatırımlar yapmasına rağmen bir çok konuda ülkenin doğusu ile batısında yaşayanlar arasında halen tam olarak bütünleşme sağlanamadı.
Bilhassa Doğu eyaletlerinde yaşayanların beklentilerinin karşılanmamış olması hayal kırıklığına yol açtı.
Bu özellikle haziranda düzenlenen Avrupa Parlamentosu (AP )seçiminde ve eylülde ülkenin doğusunda bulunan Thüringen, Saksonya ve Brandenburg eyaletlerinde yapılan seçimlerde bir kez daha görüldü.
AP seçiminde aşırı sağcı Almanya için Alternatif (AfD) Partisinin ve Sol Partiden ayrılan Sahra Wagenknecht İttifakı-Anlayış ve Adalet İçin" (BSW) Partisinin doğu eyaletlerinde yüksek oy aldı. AfD’nin tüm doğu eyaletlerinde birinci çıktı. Buna karşın batı eyaletlerinde Hristiyan Birlik (CDU/CSU) partileri ilk sırada yer aldı. Bu da 1990'da iki Almanya'nın birleşmesinden önceki ülkenin "Doğu ve Batı" olarak bölündüğü tabloyu anımsattı.
AfD’nin, Saksonya ve Brandenburg eyaletlerinde yapılan seçimlerde ikinci, Thüringen’de ise birinci çıkması doğudaki halkın önemli bir bölümünün tepki oyu kullandığı ve mevcut hükümetten memnuniyetsizliğinin yanı sıra iki Almanya’nın birleşmesinin üzerinden 34 yıl geçmesine rağmen halen halkın beklentilerinin karşılanmadığı şeklinde yorumlar yapıldı.
Almanya'nın doğusunda yaşayanlar kendilerini ikinci sınıf vatandaş görüyor
Alman kamu yayıncısı ARD’nin 22 Eylül’de düzenlenen Brandenburg eyalet meclisi seçimleri öncesinde bu eyalette yaptığı bir anket çoğunluğunun kendilerini "ikinci sınıf vatandaş" olarak gördüğünü ortaya koydu.
Ankete katılanların yüzde 67’si "Doğu Almanlar hala pek çok yerde ikinci sınıf vatandaş konumunda" olduğunu ifade ederken yüzde 64’ü de "Siyaset ve ekonomi hala büyük ölçüde Batı Almanların hakimiyetinde" görüşünü paylaştı.
Doğu Almanlar üst pozisyonlarda yeterince yer almıyor
Alman hükümetinin Doğu Almanya Sorumlusu Carsten Schneider’in yaptırdığı araştırmada da doğu Almanların yüksek pozisyonlarda yeterince temsil edilmediğini ortaya koyarken bunun da doğu Alman halkının kendilerini ikinci sınıf vatandaş görmelerine neden olabileceği belirtildi.
Almanya’da nüfusun yüzde 19’nun Doğu Almanlardan oluşmasına rağmen ülkedeki üst düzey pozisyonların sadece yüzde 12,3'ünde Doğu Almanya'da doğanların yer aldığı aktarıldı.
Üst yönetim kademelerine bakıldığında ise bu durumun daha belirgin şekilde yansıdığı ve burada Doğu Almanya'da doğanların oranının yüzde 7'de kaldığı görülüyor.
Ülkedeki şirketlerde yüksek pozisyonda bulunan Doğu Almanların oranın yüzde 4,3 olduğu belirtildi.
Doğu Almanya'daki maaşlar batıdan daha düşük
Birleşmenin ardından Alman hükümeti, Almanya'nın doğusundaki bölgelere "ayrıcalıklı" yatırımlar gerçekleştirmesine rağmen yine de doğudaki eyaletler ekonomik olarak batıdaki eyaletlerin gerisinde kaldı.
Bertelsmann Vakfı’nın yaptığı araştırmaya göre iki Almanya’nın birleşmesinin üzerinden 34 yıl geçmesine rağmen Doğu Almanya’daki maaşlar Batı Almanya’dakilerden yüzde 15,9 daha düşük.
İşsizlik oranı da batı eyaletlerde yüzde 5,3 olurken doğu eyaletlerinde bu oran yüzde 7,2 olması dikkati çekti.
Doğuda yaşlı nüfus çok
Öte yandan Doğu Almanya'da bir başka sorun da demografik gelişme olarak görülüyor.
İki Almanya’nın birleşmesinden sonra yüzbinlerce genç, özellikle kadınlar ekonomik sebeplerden dolayı "batıya" göç etti. Bu da doğu eyaletlerde ekonomik gelişmeyi etkiledi. Bir çok yerde kalifiye eleman eksikliği yaşanıyor. "Doğuda' çoğunlukla yaşlılar bulunuyor.
Uzmanlar hükümetin doğu eyaletlerini daha cazip kılmak için önlemler alması çağrısında bulunuyor. Gelecek korkusu yaşayan doğu Almanların popülist patilere oy verdiği uyarısı yapılıyor.
Mevcut farklılıklar ve Almanlar arasında tam olarak bütünleşme sağlanamaması "Berlin Duvarının fiziki olarak yıkıldığı, ancak kafalardaki duvarın hala mevcut olduğu" yorumlarına yol açıyor.
Berlin’de Alexander Meydanı'nda iki Almanya’nın birleşmesine ilişkin düşüncelerini AA muhabirine anlatan Fabian Frost, Almanya'nın doğusunda ve batısında çok gezdiğini belirterek, "Birleşmenin insanlar için iyi olduğunu söylemeliyim. Ancak elbette hala çok büyük farklılıklar var. Kültürel olarak, parasal olarak. Öbür tarafta (Batıda) daha iyi bir gelir var." dedi.
Frost, doğu eyaletlerinde de bazı yerlerde iyi gelir elde edilebileceğini ifade ederek, bunun da batıdaki şirketlerin doğu eyaletlerine genişlemesinden kaynaklandığını ifade etti.
Birleşmenin yine de iyi bir olay olduğunu aktaran Frost, halkın bütünleşip bütünleşmediği şeklindeki soruya da "Bazı gruplar farklıklardan dolayı doğu-batı olarak ayrılıyor. Ancak çoğumuz hep birlikte olabilecek durumdayız." şeklinde cevap verdi.
AfD’nin seçilmesine şaşırmaya gerek yok
Emekli olan Angela ise birleşmeden sonra yıllar geçtiğini ve halen doğu ile batı arasında her şeyin eşitlenmediğini belirterek, "Çok farklılıklar var. Bu bağlamda Batıdakilerin malvarlığına sahip. Burada biz doğudan geliyoruz. Neyi biriktirelim? Bir şey biriktiremedik." dedi.
Angela, Almanların henüz tam olarak bütünleşmediğini vurgulayarak, "Doğu Almanya’nın (varlığı) ne kadar sürdüğüne baktığınızda, yıllar çok hızlı geçti ve aslında pek çok şey iyi olmadığını düşünüyorum." değerlendirmesinde bulundu.
Siyasetçilerin Doğu Almanya için daha fazlasını yapması gerektiğini belirten Angela, "AfD’nin seçilmesine şaşırmaya gerek yok İnsanların hiçbiri (durumdan) memnun değil." diye konuştu.
Doğu Almanyalı olan Kerstin de Doğu ve Batı Almanların bütünleşmediğini ifade ederek, "Oldukça belirgin farklılıkları fark ediyorum. Şu anda çok kötü bulduğum şey doğudan gelen bizlere ne şekilde davranılması, özellikle de siyasi olarak. Bizi entegre etmek veya bize demokrasiyi anlatmak istemeleri, bunu oldukça korkunç buluyorum." dedi.
Kerstin, "doğuluların" daha fazla temsil edilmesi ve dinlenmesi gerektiğini belirterek, "Mantıklı siyaset yapılırsa seçmen de farklı olacaktır." ifadesini kullandı.
Bilseydik sokaklara çıkmazdık
Soyadını vermek istemeyen Elke adlı vatandaş ise bugün siyasi duruma bakıldığında durumun kötü olduğunu belirterek, "Birleşme iyiydi, yapılması gerekiyordu, olması da gerekliydi. Barışçıl bir direnişti. Ancak siyasetin tamamına ve günümüzün ekonomik durumuna, savaş çığırtkanlığı dahil tüm siyasi duruma bakarsanız, bunun tam bir rezalet olduğunu söylemeliyim. Doğudan geliyorum, 34 yıl önce bunun için sokağa çıkmadık." şeklinde konuştu.
Doğu ve Batı Almanlar arasında bütünleşme sağlanamadığını ifade eden Elke, "Tam tersine. Çünkü toplumu bölmek için çok fazla şey yapıldı. Bunda asıl payı siyaset taşıyor. Kovid-19, silah, ekonomi politikası vesaire. Şu anki siyasi durumdan kimse memnun değil ve burada bizi neyin beklediğini 34 yıl önce bilseydik, o zaman kimse sokaklara çıkmazdı." değerlendirmesinde bulundu.