

Filistinli siyasi lider Mustafa el-Bergusi, Gazze Şeridi ile Batı Şeria’daki Filistin halkının, İsrail’in kendilerine yönelik “etnik temizlik” planlarıyla karşı karşıya olduğunu ve ABD’nin geçici ateşkes yoluyla Tel Aviv’e zaman kazandırarak Gazze’deki “sıkıntıdan” kurtarmaya çalıştığını ifade etti.
Filistin Ulusal Girişim Partisi Genel Sekreteri Bergusi, AA muhabirine yaptığı açıklamada, İsrail’in Filistinlilere yönelik etnik temizlik planlarını, ABD’nin Gazze’deki ateşkes ve esir takası konusundaki tutumunu ve bölgedeki son gelişmeleri değerlendirdi.
Bergusi, Filistin davasının içinde bulunduğu aşamayı "hassas" şeklinde niteleyerek etnik temizlik planının başarısızlığa uğramasını “İsrail planının sonunun başlangıcı” olarak tanımladı.
"Etnik temizlik" uyarısı
"Filistin halkının yalnızca faşist İsrail hükümetiyle değil Gazze’de ve Batı Şeria’da etnik temizlik yapmayı amaçlayan küresel siyonist hareketle” karşı karşıya olduğuna dikkati çeken Bergusi, Filistin halkının mücadelesinden övgüyle söz etti.
Bergusi, "Gazze Şeridi’ni kuşatmayı ve tüm halkını sürgün etmeyi amaçlayan, (İsrail Başbakanı Binyamin) Netanyahu, Maliye Bakanı Bezalel Smotrich ve Ulusal Güvenlik Bakanı Itamar Ben-Gvir tarafından tasarlanan etnik temizlik planını uygulamaya çalışan İsrail faşizmine karşı Filistin halkının efsanevi kararlılığı takdire şayandır." dedi.
İsrail’in Gazze Şeridi’ne saldırılarına başlamasından bu yana direnişi bastırmayı ve Gazze üzerinde tam kontrol sağlamayı başaramadığına işaret eden Bergusi, İsrail’in en önemli hedefi olan “etnik temizliği” engellemenin, Kudüs dahil Batı Şeria’da, Gazze’de ya da İsrail içinde yaşayan Filistinlilerin ortak sorumluluğu olduğunu vurguladı.
Bergusi, “Savaş, bir hayatta kalma ve varoluş mücadelesidir. Soykırım ve etnik temizlik tehdidiyle karşı karşıya olan Filistin halkı, bugün tüm geleceğini belirleyecek tarihi bir mücadele yürütüyor.” ifadelerini kullandı.
İsrail’in Gazze’de yürüttüğü savaşın özellikle açlık ve etnik temizlik boyutuna vurgu yapan Bergusi, uluslararası toplumun bu konuda yeterli tepki göstermemesini eleştirdi.
ABD’nin tutumu
Bergusi, Gazze’de süren savaş karşısında ABD’nin tutumuna dair ise Washington’un İsrail’e karşı “tamamen taraflı” bir pozisyon izlemeye devam ettiğini belirtti.
ABD’nin, İsrail’e baskı uygulamak yerine geri çekildiğini aktaran Bergusi, Donald Trump yönetiminin “İsrail’in çıkarlarını Netanyahu’dan bile daha iyi temsil etmeye çalıştığını” ve bu yolla “Netanyahu’yu içinden çıkamadığı zor durumdan kurtarma çabası içinde olduğunu” vurguladı.
Bergusi, ABD’nin son zamanlarda ateşkesle ilgili yaptığı açıklamaların, Trump liderliğindeki ABD yönetiminin “İsrail’i içinde bulunduğu zor durumdan kurtarma girişimi” olduğunu kaydederek “ABD’liler şu anda Gazze’de olup bitenleri izliyor. Netanyahu’ya 20 aydan fazla zaman tanıdılar ama (kendi bakış açılarına göre) arzu ettikleri sonucu alamadılar.” değerlendirmesinde bulundu.
Filistin halkına yönelik saldırıların tamamen sona ermesi gerektiğine işaret eden Bergusi, “Trump, İsrail’i Filistin mücadelesini tasfiye etmekten vazgeçmeye zorlamıyor. Tam tersine geçici bir ateşkes yoluyla İsrail’e zaman kazandırmaya çalışıyor.” görüşünü dile getirdi.
Filistin’de iç bölünmüşlük
Bergusi, Filistin davasının karşı karşıya olduğu kritik koşullara rağmen Filistin içindeki bölünmüşlüğün sürmesine dikkati çekerek bunun “ABD ve İsrail dahil olmak üzere düşmanların en çok istismar ettiği zayıflık” olduğunu söyledi.
Çin’in resmi davetiyle 14 Filistinli grubun Pekin’de gerçekleştirdiği iki günlük ulusal toplantının ardından varılan anlaşmayı hatırlatan Bergusi, Pekin Anlaşması'nı, “bölünmüşlükten çıkış ve İsrail saldırılarına karşı kararlılığı güçlendirecek, komploları boşa çıkaracak gerçek birliğe giden yol” olarak değerlendirdi.
Bergusi, Filistinlilerin yalnızca “İsrail ve onun faşist hükümetiyle” değil aynı zamanda “Gazze ve Batı Şeria’yı boşaltmayı hedefleyen küresel siyonist hareketle” karşı karşıya olduğunu vurgulayarak bu çerçevede Yahudi yerleşim politikalarının ve Filistin topraklarını gasbeden İsraillilerin saldırılarının da söz konusu etnik temizliğin bir parçası olduğunu ifade etti.
Filistinli gruplara birlik çağrısı yapan Bergusi, “Etnik temizlik komplosunu durdurmak için tüm Filistinli gruplar bir araya gelmelidir. Varoluşsal bir savaşın içindeyiz. Bugün tehdit altında olan bizim varlığımızdır. Gazze ve Batı Şeria halkının maruz kaldığı saldırılara odaklanmalı ve bununla yüzleşmeliyiz.” dedi.
Orta Doğu’da barış için Filistin çözümü şart
Öte yandan Bergusi, Filistin meselesinin çözülmesini ve Filistin halkının haklarının yerine getirilmesini, bölgesel barışın temel şartı olarak gördüğünü dile getirdi.
Bergusi, İsrail’in Arap ve İslam ülkeleriyle ilişkileri normalleştirerek Filistin davasını tasfiye çabalarına karşı uyarıda bulunarak “İsrail, Irak, İran, Mısır ve Suriye arasındaki tüm çatışmaların kökeni Filistin meselesine dayanmaktadır. Bu sorun çözülmeden Orta Doğu’da istikrar mümkün değildir.” diye konuştu.
İsrail ile Arap ülkeleri arasında yapılan normalleşme anlaşmalarının iptal edilmesi çağrısı yapan Bergusi, şunları kaydetti:
“Normalleşme, Filistin davasını tasfiye etmenin bir aracı olarak kullanıldı ve hala kullanılmaya devam ediyor. Bu benim kişisel görüşüm değil, uluslararası hukuk ve Uluslararası Adalet Divanı kararlarına göre soykırım uygulayan bir yapıyla ilişkilerin normalleştirilmesi utanç vericidir."
İsrailli analistlere göre, Başbakan Binyamin Netanyahu, Gazze savaşını sona erdirmeyi Arap ve İslam ülkeleriyle daha geniş çaplı normalleşme anlaşmalarının bir parçası haline getirmek istiyor.
İsrail, 2020 yılı sonunda Bahreyn, Birleşik Arap Emirlikleri (BAE), Fas ve Sudan ile “Abraham Anlaşmaları” olarak bilinen normalleşme anlaşmalarını imzalamıştı.
Normalleşme sürecine katılması beklenen Suudi Arabistan, iki devletli çözüm şartını ileri sürerken Netanyahu ise bu şartı kabul etmiyor.