

Daha fazlası için Instagram’dan takip edin
Filistin halkının yaşadığı işgal ve sürgün, yalnızca siyasi tartışmalarla değil, aynı zamanda sanatın evrensel diliyle de beyaz perdeye aktarılıyor.
Farklı yönetmenlerin imzasını taşıyan pek çok film, Filistinlilerin yaşadığı adaletsizlikleri, günlük hayattaki ayrımcılıkları, direnişin kişisel ve toplumsal boyutlarını ele alıyor. Bu yapımlar, kimi zaman tarihi olaylara ışık tutarken, kimi zaman sıradan insanların sıra dışı hikayeleriyle izleyiciyi derin bir iç hesaplaşmaya çağırıyor. İzleyiciyi sadece izlemeye değil, anlamaya, sorgulamaya ve tanıklık etmeye davet ediyor.
İşte, Filistin’in hikayesini dünyaya anlatan ve hafızalarda derin izler bırakan son yıllarda çekilmiş 10 film:
1. Farha (2021) – Yönetmen: Darin J. Sallam
Ürdün yapımı film, İsrail’in kuruluşuna denk gelen ve Filistinliler tarafından “Nekbe” (Büyük Felaket) olarak anılan 1948 yılında yaşananları, genç bir kızın gözünden aktarıyor. Gerçek hikayeye dayanan filmde, Siyonist militanların Filistin köylerine saldırdığı gün, babası tarafından korunmak amacıyla bir ambara kapatılan Farha, köyde yaşananları sadece küçük bir pencereden izleyebiliyor. Film, Nekbe’nin yarattığı yıkımı bireysel hikaye üzerinden güçlü bir sinematografiyle anlatıyor.
2. Büyük Gelen Palto (2013) – Yönetmen: Nawras Abu Saleh
Film, 1987-2011 yıllarında Filistin’de yaşanan, iki intifada ve Oslo Anlaşması süreçlerine şahit olan Filistinli bir kahramanın, çocukluğundan gençliğine dek yaşadıklarını ve içinde bulunduğu duruma verdiği refleksleri konu alıyor. Filistin rivayetlerine göre bir kişi rüyasında büyük bir palto giydiğini görürse bu, o kişinin babasına ait olan ve kaldıramayacağı bir yükün altına gireceğine işaret eder. Yönetmen Nawras Abu Saleh, Filistin davası masumların giydiği bir palto olarak durmasın diye Oversized Coat (Büyük Gelen Palto) filmini çekmek üzere harekete geçiyor.
3. It Must Be Heaven (2019) – Yönetmen: Elia Suleiman
Filistinli yönetmen Elia Suleiman’ın imzasını taşıyan film, Paris, New York ve Doha’da geçen yolculukları üzerinden göç, kimlik ve aidiyet temalarını işliyor. Yeni bir yaşam kurma umuduyla Filistin’den ayrılan Suleiman, gittiği her yerde polis, sınır kontrolleri ve ırkçılıkla karşı karşıya kalıyor. Farklı coğrafyalarda hep bir parça “Filistin” bulan yönetmen, “Gerçekte neresi evim?” sorusuna yanıt arıyor. Sessiz sinema geleneğini anımsatan mizahi anlatımıyla dikkat çeken film, evrensel bir dil üzerinden yerinden edilme duygusunu beyazperdeye taşıyor.
4. Omar (2013) – Yönetmen: Hany Abu-Assad
İşgal altındaki Batı Şeria’da geçen film, genç bir fırıncı olan Omar’ın aşkı ve direniş arasındaki ikilemini anlatıyor. Ayrım duvarını aşarak sevdiği kadını görmeye çalışan Omar, bir yandan .ocukluk arkadaşlarıyla bir İsrail askerinin öldürülmesine karışmasının ardından gözaltına alınıyor ve İsrail istihbaratıyla karmaşık sürece sürükleniyor. Hany Abu-Assad’ın yönetmenliğini üstlendiği film, işgal altındaki yaşamın bireyler üzerindeki baskısını, güven, ihanet ve aidiyet temaları üzerinden sinemaya taşıyor.
5. Gaza Mon Amour (2020) – Yönetmenler: Arab Nasser ve Tarzan Nasser
60 yaşındaki balıkçı Issa’nın, ağlarına takılan antik bir Apollon heykelinin ardından yaşadığı değişimi ve komşusu Siham’a duyduğu gizli aşkı anlatıyor. Savaşın gölgesinde geçen bir aşk hikayesi üzerinden Gazze’nin gündelik hayatına ironik ve sıcak bir bakış sunuluyor.
6. 3000 Nights (2015) – Yönetmen: Mai Masri
3000 Nights filmi, İsrail hapishanesinde geçen gerçek olaylardan esinlenen çarpıcı bir hikayeyi beyazperdeye taşıyor. Film, Batı Şeria’da haksız yere tutuklanan genç öğretmen Layal’in, yüksek güvenlikli cezaevinde İsrailli suçlularla birlikte kalan Filistinli kadın mahkumlar arasındaki yaşam mücadelesini konu alıyor. Hapiste hamile olduğunu öğrenen Layal, hem anneliğe hazırlanmak hem de onurunu korumak için direnişe katılıyor. Film, işgal altındaki adalet sistemini, annelik ve insan hakları ekseninde güçlü bir anlatımla ele alıyor.
7. The Teacher (2023) – Yönetmen: Farah Nabulsi
The Teacher filmi, İngiltere doğumlu Filistinli yönetmen Farah Nabulsi’nin ilk uzun metrajlı yapımı olarak dikkati çekiyor. Batı Şeria’da görev yapan bir öğretmenin, öğrencisinin İsrail güçleri tarafından öldürülmesinin ardından yaşadığı içsel dönüşümü konu alan film, bireysel öfke ile adalet arayışı arasındaki ince çizgiyi güçlü bir anlatımla ele alıyor. Film, işgal altındaki topraklarda eğitim, direniş ve vicdani hesaplaşma temalarını merkezine alarak, izleyiciyi derin bir yüzleşmeye davet ediyor.
8. 200 Meters (2020) – Yönetmen: Ameen Nayfeh
200 Meters filmi, yönetmen Ameen Nayfeh’in imzasıyla, İsrail’in işgal altındaki Batı Şeria’daki kontrol politikalarının Filistinli aileler üzerindeki etkisini gözler önüne seriyor. Film, işgal altındaki Batı Şeria’da yaşayan bir babanın, sadece 200 metre uzaklıktaki oğluna ulaşmak için kontrol noktalarını aşma mücadelesini konu alıyor. Günlük hayata sirayet eden bürokratik engelleri ve hareket özgürlüğüne yönelik kısıtlamaları sade ama çarpıcı dille anlatan yapım, işgalin sıradan hayatlara nasıl derin etkiler bıraktığını aktarıyor.
9. A World Not Ours (2012) – Yönetmen: Mahdi Fleifel
A World Not Ours belgeseli, Lübnan’daki Ayn el-Helva mülteci kampında büyüyen yönetmen Mahdi Fleifel’in ailesinin hikayesi üzerinden, Filistinli mültecilerin kuşaklar boyu süren belirsizlik, aidiyetsizlik ve kimlik mücadelesini ele alıyor. Son derece kişisel görüntülerle hazırlanan yapım, hem hüzünlü hem de mizahi bir dille, kamp yaşamının gündelik gerçeklerini ve bir halkın bitmeyen sürgününü gözler önüne seriyor. Belgesel, mülteciliği istatistiklerin ötesinde, insan hikayeleriyle anlatmasıyla dikkati çekiyor.
10. Tantura (2022) – Yönetmen: Alon Schwarz
Tantura belgeseli, İsrailli yönetmen Alon Schwarz tarafından 1948 Arap-İsrail Savaşı sırasında Tantura köyünde yaşandığı iddia edilen ve uzun yıllar inkar edilen bir katliamı mercek altına alıyor. Arşiv kayıtları, tanık ifadeleri ve eski İsrail askerlerinin itiraflarına dayanan yapım, İsrail'in resmi tarih anlatısını sorgularken, bastırılmış kolektif hafızaya ve tarihî inkâr politikalarına dair çarpıcı sorular ortaya koyuyor. Film, geçmişle yüzleşmenin toplumsal hafıza üzerindeki etkisini tartışmaya açıyor.