Almanya'da Müslüman karşıtlığı endişe verici boyutlara ulaştı

Cüneyt Karadağ, Erbil Başay
23.06.2025
Berlin

"Müslümanların üçte ikisi, artık siyasete güvenmiyor ve bu elbette bir sorun çünkü toplumsal birliğe ve demokrasiye etkisi var. Demokrasiyi ve toplumsal birlikteliği zayıflatıyor"

Daha fazlası için Instagram’dan takip edin

Almanya’da son bir ayda çeşitli kurum ve kuruluşlar tarafından hazırlanan rapor ve araştırmalarda son yıllarda Müslüman karşıtı olayların, İslam ve yabancı düşmanlığı suçlarının endişe verici boyutlara ulaştığını gösterdi.

Ülkede faaliyet gösteren İslam ve Müslüman Düşmanlığı Karşıtı İttifakının (CLAIM) hazırladığı rapor, Almanya’da 2024'te Müslüman karşıtı 3 bin 80 vakanın kaydedildiğinin ve bu olayların 2023’e göre yüzde 60 arttığını ortaya koydu.

Raporda, "Müslüman karşıtı olayların sayısı, alarm verici yeni bir yüksek seviyeye ulaştı." uyarısında bulunuldu.

CLAIM’in Berlin için hazırladığı raporda da kentte 2024’te bir önceki yıla göre Müslümanlara karşı saldırıların yüzde 70 arttığı belirtildi.

Federal Ayrımcılıkla Mücadele Dairesinin raporunda da ülkede ayrımcılık şikayetlerinin 3 bin 858'inin "ırkçılık, antisemitizm ve etnik kökenden" dolayı yapıldığı, bu sayının 2019’a göre 3 kattan fazla arttığı bildirildi.

Raporlarda Müslümanlara yönelik saldırıların ve ayrımcılık vakalarının hayatın tüm alanlarında görüldüğüne işaret edildi.

Federal Kriminal Dairesinin "2024 Siyasi Saikli Suçlar Raporu"na göre de nefret suçları, 2023’e kıyasla yüzde 28 arttı ve 21 bin 733’e yükseldi.

Bu artışın önemli bir kısmını İslam düşmanlığıyla ilişkili suçların oluşturması dikkati çekti.

Almanya’da 2024’de İslam düşmanlığı suçları, 2023’e göre yüzde 26,3 arttı, 79 camiye yönelik saldırı gerçekleştirildi.

CLAIM yöneticisi Rima Hanano ile CLAIM’de vakaların izlemesinden sorumlu Güzin Ceyhan, ülkede artan Müslüman karşıtlığı ve buna karşı neler yapılması gerektiğine ilişkin AA muhabirine değerlendirmelerde bulundu.

Hanano, Alman toplumunda çok yoğun Müslüman karşıtı havanın hakim olduğunu belirterek, "Her iki kişiden biri, Müslüman karşıtı ifadelere katılıyor. Aynı zamanda giderek aşırı sağa kayan söylem ve tartışmalarımız var. Daha önce söylenemeyen pek çok şey söyleniyor." dedi.

Müslümanların "terörist, bıçakla saldıranlar" olarak ilan edildiğini ve güvenlik sorunu haline getirildiklerini anlatan Hanano, "Bu durum, insanların diğerlerine saldırmayı ve ayrımcılık yapmayı meşru görmelerine yol açıyor." ifadesini kullandı.

Almanya'daki Müslümanların üçte ikisi, artık siyasete güvenmiyor

"Müslüman karşıtı ırkçılığın, etkilenenlerin üzerinde olduğu kadar toplumun geneli üzerinde de etkisinin bulunduğunu görebiliyoruz." diyen Hanano, bu durumdan etkilenenlerin bazı korkularının olduğunu, tecrit edilmiş ve korunmuyor gibi hissettiklerini söyledi.

Hanano, "Bu da insanların demokrasiye, hükümete ve siyasete güvenlerini kaybetmelerine yol açıyor. Müslümanların üçte ikisi, artık siyasete güvenmiyor ve bu elbette bir sorun çünkü toplumsal birliğe ve demokrasiye etkisi var. Demokrasiyi ve toplumsal birlikteliği zayıflatıyor." görüşünü paylaştı.

Müslüman karşıtı ırkçılığa karşı hükümetin harekete geçmesini isteyen Hanano, şunları kaydetti:

"Müslüman karşıtı ırkçılık, ciddiye alınmalı ve bir sorun olarak kabul edilmeli. Elbette burada tutarlı bir siyasi yanıta da ihtiyaç var. Bunlar, hükümetin harekete geçmesi yani etkilenenlerin korunması ve aynı zamanda Müslüman karşıtı ırkçılığa karşı önlem alınması talebidir."

Hanano, bu konuda hem sivil toplum örgütleri hem de devlet kurumları tarafından daha iyi kayıt tutulmasına ve daha iyi danışmanlık hizmeti veren yapılara ihtiyaç duyulduğuna dikkati çekerek, "Müslüman karşıtı ırkçılığı özel olarak tespit eden ırkçılığa karşı yeni bir eylem planına ihtiyacımız var." değerlendirmesinde bulundu.

Vakalar bildirilmiyor

Çoğu zaman Müslüman karşıtı ırkçılıktan etkilenen mağdurların maruz kaldıkları vakaları bildirmediklerine işaret eden Hanano, ayrımcılığa maruz kalan Müslümanların sadece yüzde 4’ünün bunu bildirdiğini, bunun bu konudaki veri açığının sebebi olduğunu anlattı.

Diğer taraftan, Müslüman karşıtı ırkçılığın devlet kurumları ve sivil toplum örgütleri tarafından çoğu zaman farkına varılmadığını ifade eden Hanano, "Müslüman karşıtı ırkçılığın çok daha iyi anlaşılmasına ihtiyacımız var ve bu nedenle de standart bir tanım bekliyoruz. Devlet dairelerinin bu ırkçılığı fark ve tespit etmesi için kesinlikle gereklidir." dedi.

Hanano, Müslüman karşıtı ırkçılıktan etkilenenlere daha fazla destek verilmesi için ülke genelinde geniş çaplı danışmanlık merkezlerine ihtiyaç duyulduğunun altını çizdi.

Medya ve siyaset dili insanları etkiliyor

Raporu hazırlayan uzmanlardan Güzin Ceylan da toplumdaki her iki kişiden birinin Müslümanlara karşı güvensizlik ya da düşmanlık hissettiğini dile getirdi.

Bu durumun, özellikle medyada ve siyasette kullanılan İslam karşıtı söylemlerle daha da körüklendiğini belirten Ceylan, "Medya ve siyaset dili, insanları etkiliyor. Bazı bireyler, bu dili sahiplenerek Müslümanlara ya da Müslüman gibi görünen kişilere düşmanca tutum sergiliyor." diye konuştu.

Başörtülü kadınlar hedefte

Ceylan, özellikle başörtülü kadınların kamuya açık alanlarda daha fazla saldırıya uğradıklarına işaret ederek, "İslam tartışmalarında en görünür sembol başörtülü kadınlar oluyor. Bu yüzden şiddetin ilk hedefi haline geliyorlar." diye konuştu.

Raporlara yansıyan verilerin sadece bildirilen vakaları kapsadığını ifade eden Ceylan, gerçek sayıların çok daha yüksek olabileceğini söyledi.

Ceylan, "Birçok kişi, artık ‘Ne olacak ki?’ düşüncesiyle yaşadıklarını bildirmiyor. Bildirim olmazsa siyasi baskı oluşturulamaz." ifadelerini kullandı.

Almanya'daki yeni hükümete ve medya kuruluşlarına büyük sorumluluk düştüğünü, genellemelerden kaçınılması gerektiğini kaydeden Ceylan, "Nasıl ki her Hristiyan bir Nazi değilse her Müslüman da terörist değildir. Söylemler çok dikkatli kullanılmalı." dedi.

Müslüman toplumunda güven duygusunun ciddi şekilde sarsıldığına işaret eden Ceylan, "Topluma ve devlete karşı güven zedelenmiş durumda. Alternatif ülke arayışında olanlar bile var." şeklinde konuştu.