Almanya’nın aşırı sağcı partisi AfD nasıl kuruldu, neyi amaçlıyor?

Ömer Faruk Madanoğlu
20.01.2025
İstanbul

Almanya’da 23 Şubat’ta yapılacak seçimlerde tüm herkesin gözü Almanya’daki aşırı sağın yükselişini sembolize eden Almanya için Alternatif Partisi’ne (AfD) çevrilmiş durumda.

İslam düşmanlığını ve ülkedeki mültecilerin gönderilmesini savunan AfD, Avrupa ve ABD’deki aşırı sağcılardan önemli ölçüde destek alıyor.

AfD, 2013 yılında Avrupa Birliği karşıtı bir parti olarak kuruldu. Parti, özellikle Euro Bölgesi krizine yönelik eleştirileriyle dikkat çekti. Almanya’nın güçlü ekonomisinin zayıf ekonomilere destek olması gerektiği fikrine karşı çıkan AfD, bu politikayı Almanya’nın ulusal çıkarlarına zarar veren bir yaklaşım olarak nitelendirdi.

AfD, 2013’de batma noktasında gelen Yunanistan’ın euro bölgesinden çıkarılmasını talep eden kampanyalar düzenledi.

AfD'nin söylemlerindeki esas kırılma noktası, 2015 yılında Avrupa’yı sarsan mülteci kriziyle yaşandı. Bu dönemde Almanya, Başbakan Angela Merkel’in "açık kapı" politikasıyla 1 milyondan fazla mülteciyi ülkeye kabul etti. AfD, bu politikaya karşı sert bir muhalefet yürüttü. "Almanya Almanlarındır" gibi sloganlarla göçmen karşıtı bir dil benimseyen parti, özellikle doğu eyaletlerinde güçlü bir taban kazandı.

AfD yetkilileri, sık sık mültecileri suç oranlarının artışıyla ilişkilendiren açıklamalar yaptı. 2018’de Chemnitz şehrinde bir Alman vatandaşının bıçaklanarak öldürülmesi sonrasında, AfD bu olayı göç politikalarının başarısızlığının bir örneği olarak kullandı ve şehirde büyük protestolar düzenlenmesine öncülük etti.

AfD’nin en dikkat çekici ve tartışmalı politikalarının başında İslam ve göçmen karşıtlığı geliyor. Parti, İslam’ı açıkça bir "tehdit" olarak nitelendiriyor ve İslam’ın Almanya kültürüne ait olmadığını savunuyor. Bu söylemler, yalnızca aşırı sağcı seçmenlerden değil, aynı zamanda yapılan olumsuz propaganda nedeniyle Müslümanlardan endişe duyan sıradan vatandaşlardan da destek toplamasına neden oldu. AfD, İslam düşmanlığının oy oranlarını artırmasından duyduğu memnuniyet ile Müslüman karşıtı söylemlerine hız kesmeden devam etti.

AfD, seçim çalışmaları boyunca iktidar olduklarında başörtüsünü kamusal alanlarda yasaklamayı ve kamu çalışanlarının dini semboller taşımasını engelleyeceği propagandasını yapıyor. Ayrıca, camilerde minare inşasına izin verilmemesi ve ezan sesinin yasaklanması gerektiğini dile getiriliyor.  Almanya Federal Meclisi Üyesi ve AfD lideri Alice Weidel, Müslüman karşıtı önerilerin “Almanya’nın seküler yapısını korumak” gerekçesiyle bir an önce hayata geçirilmesi gerektiğini söylüyor.

AfD, mültecileri yalnızca bir göç sorunu olarak değil, aynı zamanda bir "kültürel tehdit" olarak sunuyor. Parti, özellikle Suriye, Irak ve Afganistan gibi Müslüman ülkelerden gelen mültecilerin Alman toplumuna entegrasyonunun mümkün olmadığını iddia ediyor.

AfD, yalnızca göç ve İslam karşıtlığıyla değil, çevre ve ekonomi politikalarıyla da tartışmalara yol açtı. Partinin manifestosunda, Paris İklim Anlaşması’ndan çıkılması gerektiği belirtiliyor. AfD, yenilenebilir enerjiye yönelik yatırımları "gereksiz bir yük" olarak tanımlıyor ve fosil yakıt kullanımını destekliyor.

Buna ek olarak, AfD, Euro’yu Almanya için bir ekonomik tehdit olarak görüyor ve ülkenin Euro Bölgesi’nden ayrılmasını savunuyor. Parti, Avrupa Birliği'nin yerine daha gevşek bir "eyaletler konfederasyonu" kurulması gerektiğini öne sürüyor.

AfD, İslam ve mülteci karşıtlığının meyvesini 2017’deki genel seçimde yüzde 12,6 oy olarak aldı. Parti, İkinci Dünya Savaşı’ndan sonra Almanya’daki ilk aşırı sağ parti olarak Almanya Federal Meclisi’ne girdi.

AfD'nin seçim kampanyalarındaki göçmenleri kitlesel olarak sınır dışı etme sözü özellikle Doğu Almanya’da yaşayan seçmenler arasında geniş destek buldu.

Parti, "Almanya’nın Alman kalması gerektiğini" propagandasını Şubat 2025’deki seçim için de ana tema olarak kullanmaya devam ediyor.

AfD, kültürel farklılıkları ülkenin geleceği için bir tehdit olarak görmesi ve Rusya ile Ukrayna arasındaki savaşın Avrupa’ya sıçrayacağı iddialarını dillendirmesi Alman seçmenleri cezbediyor.